Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Finansal Kiralama Sözleşmelerinde Hasar (Borçlar Kanunu ve CISG ile Karşılaştırmalı Olarak)(*)1

Damage in Financial Leasing Contracts (Compared with The Debts Law and CISG)

Selin SERT SÜTÇÜ

Hasar; satılanın, taraflardan herhangi birine yüklenemeyen sebeplerle yok olması veya azalması anlamına gelmektedir. Hasar sözcüğü Türk Borçlar Hukuku literatüründe genellikle satış sözleşmesi ile özdeşleşmiş hatta satış sözleşmesi ile birlikte anılmasına rağmen finansal kiralama sözleşmelerinin üç taraflı hukuki ilişkiler olması sebebiyle satış sözleşmesindeki genel kuralın istisnası niteliğindeki düzenlemelere de yer verildiği görülmektedir. Bu istisna niteliğindeki düzenlemelerin bir diğer sebebi de finansal kiralama sözleşmesinin sui generis bir sözleşme olmasından kaynaklanmaktadır. Çalışmamızın amacı; finansal kiralama sözleşmelerinde genel kuralın istisnası olarak nitelendirebileceğimiz bu düzenlemeleri incelemektir.

Finansal Kiralama, Hasar, Satış Sözleşmesi, İstisna.

Damage; It means that the sale does not disappear or diminishes for some reason not attributed to any of the parties. Although the word “damage” has always been associated with the sales contract in the Turkish Debt Law literature, it is also mentioned that the leasing contracts are trilateral legal relations and therefore the regulations are in the exception of the general rule in the sales contract. However, since leasing contract is a generic contract that contains the elements of the sales contract, it is a problem that needs to be examined privately. Purpose of our work; we review these arrangements that we can qualify as an exception to the general rule in financial leasing contracts.

Financial Lease, Damage, Sales Contract, Exception.

I. HASAR KAVRAMI

Hasar kavramı; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 136/2 hükmü ile özdeşleşmiştir. Bunun sebebi; Türk Borçlar Kanununda bir hasar tanımının verilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır.

Hasar; sözleşme ilişkisi kurulduktan sonra edimin ifası imkânının kusursuz olarak ortadan kalkması halinde, bu durumun taraflardan hangisinin malvarlığını olumsuz yönde etkileyeceği tehlikesinin belirlenmesi meselesi olarak doktrinde ifade edilmektedir1 .

Hasarın söz konusu olabilmesi için aranması gereken ilk şart, taraflar arasında geçerli bir sözleşme ilişkisinin kurulmuş olmasıdır. Diğer şart; sözleşme ile yerine getirilmesi beklenen edimin ifasının taraflardan herhangi birine yüklenemeyecek bir sebeple imkânsız olması ve bu sebeple edimin ifasının gerçekleşmemesidir.