Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Navlun Sözleşmesi ve Konişmento Düzenlenmesinin Hukuki Sonuçlarının 6102 Sayılı TTK’da Yer Alan Taşıyıcının Özen Yükümlülüğü Kapsamındaki Teslim Borcu Çerçevesinde Değerlendirilmesi

Evaluation of the Legal Consequences of Freight Contract and Bill of Lading in the Context of the Carrier’s Duty of Care and Delivery Obligation Under Turkish Commercial Code No.6102

Hande ATMACA ÜLKÜ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) taşıyanın sorumluluklarını iki temel durumda ele alır. İlk olarak, 932. madde, geminin yolculuğun başında denize, yola ve yüke elverişli olmamasından kaynaklanan zararları düzenler. Bu durum, geminin sefer sırasında karşılaşabileceği her türlü olumsuzluğu kapsar. Taşıyanın bu sorunları önceden belirlemesi ve gerekli önlemleri alması beklenir. İkinci olarak, 1178. madde, taşıyanın taşınmak üzere teslim alınan yük üzerindeki özen borcunun gereği gibi yerine getirilmemesi sonucunda yükün ziya veya hasar görmesinden doğan sorumluluğu düzenler. Taşıyan, yükün zarar görmemesi için gereken tüm önlemleri almalıdır. Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde, taşıyanın hem geminin hem de yükün güvenliğinden sorumlu olduğu görülür. Ancak, bu sorumluluklar konişmento ve navlun sözleşmesinin varlığı durumunda hukuksal sonuçları ile birlikte değerlendirilmelidir. Sonuç olarak, 6102 sayılı TTK’nın 932., 1178. ve 1179. maddeleri taşıyanın sorumluluklarını ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde düzenler. Taşıyanın bu maddelere uygun hareket etmesi önemlidir.

Deniz taşıma, Taşıyıcının Özen Yükümü, Navlun Sözleşmesi, Konişmento, Teslim.

The Turkish Commercial Code (TCC) No. 6102 regulates the carrier’s liability in two main situations. Firstly, Article 932 stipulates the carrier’s liability for all damages arising from the ship’s unseaworthiness at the beginning of the voyage, including delay. This covers any adversity the ship may encounter during the voyage. The carrier is expected to identify these problems in advance and take necessary precautions. Secondly, Article 1178 regulates the carrier’s liability arising from the loss or damage of the cargo due to the failure to properly fulfill the duty of care over the cargo delivered for transportation. The carrier should take all necessary measures to prevent damage to the cargo. When these two articles are evaluated together, it is seen that the carrier is responsible for both the safety of the ship and the cargo. However, these responsibilities should be evaluated together with their legal consequences in case of existence of a bill of lading and freight contract. In conclusion, Articles 932, 1178, and 1179 of TCC No. 6102 regulate the responsibilities and obligations of the carrier in detail. It is important for the carrier to act in accordance with these articles.

Maritime Transport, Carrier’s Duty of Care, Freight Contract, Bill of Lading, Delivery.

I. NAVLUN SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ TANIMI

Navlun sözleşmesi, ücret karşılığında deniz yoluyla eşya taşınmasını teminen taşıyan ve taşıtan arasında yapılan sözleşmedir1 . Eşyanın taşınmasında eşyanın taşıyanın zilyetliğine bırakılması sureti ile gemi ile taşıma yani deniz yolunun tercih edilmesi durumunda taşıma sürecine ilişkin taşıma sözleşmesi akdedilmişse bu sözleşme “navlun sözleşmesi” olarak adlandırılır. Taşıyanın, donatan2 sıfatını haiz olması gerekmediği gibi taşıtanın da yükün maliki sıfatıyla hareket etmesi gerekmez. Yükleten3 ile taşıyan her zaman aynı kişi olmak zorunda da değildir. Yükleten, taşıyandan farklı bir kişi ise; navlun sözleşmesine konu eşyayı, taşımanın yapılacağı gemiye getirerek taşıyana teslim eden kişi; yükleten olarak tanımlanır. Yine yükleten ile taşıtan farklı kişilerde olabilir. Gönderilen ise varma limanında yükü teslim alan yetkili kimsedir. Taşıtan ve yükleten sıfatı bulunmayan üçüncü bir şahıs gönderen konumunda bulunabilir4 .

Navlun sözleşmesinde taşıyanın emtiayı teslim borcu, taşınan yükün zilyedliğinin alıcıya devrinin sağlanması ile sona erer. Eğer konişmento düzenlenmişse, emtianın teslimi mutlaka konişmento hamilinin konişmentoyu ibraz etmesi karşılığında yapılmalıdır. Taşıyan, kendisine mal teslim edilmesi için ibraz edilen konşimentonun taşımaya konu konişmento olup olmadığını denetlemekle yükümlüdür. TTK’nın 1230. maddesi uyarınca konşimentonun meşru hamili, eşyayı teslim almaya yetkilidir. TTK’nın 1235. maddesinde ise; kaptanın eşyayı henüz teslim etmeden birden çok konşimento hamilinin ona başvurup ellerinde bulundurdukları konşimento nüshalarına dayanarak eşya üzerinde birbirine zıt haklar ileri sürmesi halinde kaptanın, konşimentonun birden çok nüshalarını çeşitli kişilere devretmiş olan ortak ciranta tarafından eşyayı teslim almaya yetkili kılacak şekilde ilk önce ciro ve teslim edilmiş olan nüshanın hamilini diğer başvuranlardan öncelikli olarak tercih etmesi gereğinden bahsedilmiştir. TTK’nın 1236. maddesinde; yük alıcısı olduğunu öne sürenin ancak konşimentoya yükü teslim aldığını yazıp imzalamak suretiyle taşıyandan, yükün kendisine teslim edilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Yük alıcısının bu talebi karşısında, taşıyan eğer varsa taşımadan kaynaklı borcun ifa edilmesini isteyebileceği gibi gerekirse taşımaya konu eşya üzerinde hapis hakkını kullanacaktır.

Navlun sözleşmesinden bahsedebilmek için taşıma mutlaka ücret karşılığında yapılmalıdır5 . Dolayısıyla taşımanın ücretsiz yapılacağına dair sözleşmede hüküm bulunması halinde somut olaya Türk Borçlar Kanunundaki genel hükümler ve vekalet akdine ilişkin düzenlemeler tatbik edilir. Ücretin hiç kararlaştırılmamış olduğu durumlarda yükleme yeri ve zamanındaki ücrete göre sorumluluk doğacaktır.

Taşıma ücretleri, ürünlerin satıcıdan alıcıya taşınması sırasındaki riskler, görevler ve masraflar hakkında bilgi verir. Uluslararası Teslim Şekilleri (Incoterms) olarak bilinen kurallar, uluslararası işlemlerde kimin ve neden sorumlu olduğunu gösteren 11 kural belirlenmiştir. Bu kuralların her biri, taşıma sürecinde oluşan masrafları ve riskleri farklı şekillerde dağıtmaktadır. Örneğin, EXW (İşyerinde Teslim) teslim şeklinde alıcı, taşıma süresince oluşan tüm riskleri ve masrafları karşılamaktadır. DDP (Gümrük Vergisi Ödenmiş Olarak Teslim) teslim şeklinde ise satıcı, taşıma süreci boyunca oluşan tüm sorumluluğu üstlenir. Dolayısıyla, taşıma ücretlerinin kim tarafından ödeneceği taraflar arasındaki anlaşmaya bağlıdır.

Navlun bedeli, yükün boyutuna, türüne, gideceği mesafeye, taşınması yapılacağı araca ve niteliğine göre değişerek hesaplanır. Her taşıma şeklinde navlun bedeli farklılık gösterir. Navlun bedeli, alıcı veya satıcı arasındaki anlaşmaya göre her ikisinden biri tarafından ödenebilir. Ödeme işlemleri genellikle banka aracılığı ile yapılır ve dekontlarla belgelenebilir.

Navlun sözleşmelerinin; charter sözleşmesi ve kırkambar sözleşmesi olarak iki farklı çeşidi vardır. Çarter sözleşmesi; eşya taşınmasında geminin bütün olarak değil tümünün ya bölümünün veya somut şekilde ayrılıp belirlenmiş bir yerinin taşıyan ile taşıtan arasındaki sözleşme uyarınca taşıtan tarafından taşıyana tahsis edilerek eşyanın deniz yoluyla taşınmasının taşıyan ve taşıtan arasındaki sözleşme ile kararlaştırılmasıdır6 . TTK’nın 1237. maddesinde, çarter taşımalarda taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki ilişkide konşimentodaki koşulların bağlayıcı olacağı, taşıyan ile taşıtan arasında da navlun sözleşmesindeki düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiştir. Çarter sözleşmesi yapıldığı taktirde taraflardan biri masrafları ödemek koşuluyla kendisine sözleşmenin ana noktalarını içeren çarterparti7 verilmesini isteyebilir. Charter sözleşmesi sözkonusu olduğunda gemi sahibi, geminin yönetimini kontrol etmeye devam eder ancak taşımacılık işlemleri kiracı tarafından gerçekleştirilir.

Ticari ilişkilerin global bir sistemde yürümesi sebebiyle tarafların aynı ortamda yüzyüze gelerek karşılıklı müzakereler sonucu sözleşme imzalamaları her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda taraflar, içlerinden birisinin hazırladığı “recap of fixture” şeklinde isimlendirilen metni, bilgisayar üzerinden sözleşmenin diğer yanına gönderilmesi ve karşı tarafın da yine elektronik ortamda bu metni imzalaması suretiyle navlun sözleşmesinin akdedilmiş sayılacağı hususunda aralarında anlaşmaya varabilirler. TTK 1139’da “yolculuk çarteri” adı altında belgenin düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Bu belge; tek tarafın imzasını taşıyan ve navlun sözleşmesinin geçerli şekilde meydana gelerek hüküm ve sonuçlarını doğurduğunu ispatlamaya yarayan bir belgedir. Bu belge; recap metnine uygunluk gösterdiği ölçüde bağlayıcıdır.

Çarter sözleşmesinin hükümlerinin, konişmentonun yeni hamiline karşı olanak elverdiği ölçüde ileri sürülebilmesi için hem konişmentoda açıkça yolculuk çarter sözleşmesine atıf yapılmalı hem de konişmento devredilirken çarter partinin bir sureti de yeni hamile ibraz edilmelidir. Taşıyan taşıma sürecinde yükün ancak konişmentoyu ibraz eden kişiye teslim edileceği aksi durumda teslim olgusunun gerçekleşmeyeceği hususlarındaki sorumluluğu, taşıma olayının hukuki alanlarında etki doğurduğu herkese karşı üstlenmiş olur.

Taşıyanın, parça borcu niteliğindeki emtiayı taşımayı üstlendiği sözleşme ise; “Kırkambar Sözleşmesi” olarak adlandırılmaktadır8 . Uygulamada, kırkambar sözleşmelerinin geçerli şekilde hüküm ve sonuç doğurmaları yazılı bir sözleşmenin yapılması şartına bağlanmamıştır. Gemi taşıması esnasında işin mahiyeti gereği; birçok tacire ait emtia aynı anda tek bir taşımaya konu olduğundan her bir tacirle ayrı ayrı sözleşme yapmak kimi zaman taşıtanların sayısının fazlalığından ötürü çok zordur. Taşıyan, kırkambar taşımasına ilişkin koşulları düzenleyip matbu şekilde konişmentoda belirtir. Bu bağlamda; taşıyan ile kırkambar taşıması kapsamında taşıma ilişkisine girecek olan tüm tacirler açısından bahsi geçen genel düzenlemeler aynı şekilde geçerli ve bağlayıcı olacaktır.

Kırkambar sözleşmesi, belli bir eşyayı navlun bedeli karşılığında denizyoluyla taşımayı öngören bir sözleşmedir. Bu sözleşme temelde taşıyan ile yükleten arasında yapılır; taşıyan malı belli bir hedefe götürmeyi, yükleten de navlunu ödemeyi üstlenir.