Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Banka Kredi Yetkililerinin Kredi İşlemlerine İlişkin Değerlendirme ve Karar Aşamalarında Yer Alma Yasağı

Prohibition of Participation Bank Credit Officials in Evaluation and Decision-Making Stages of Credit Transactions

Özlem İLBASMIŞ HIZLISOY , Gökay AĞIRBAŞ

Bankalarda kredi açma yetkisi yönetim kuruluna aittir. Kurul, bu yetkisini kredi komitesine veya genel müdüre devredebilir. Genel müdür bu yetkisini bölge müdürlükleri, şubeler veya diğer alt birimleri aracılığıyla kullanabilir. Kredi açma yetkisi, bu hususta bir karar almak suretiyle kullanılır. Bununla birlikte 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m. 51/3 gereğince kredi yetkilisi; kendisi, eşi, velâyeti altındaki çocuğu ve bu sayılanlarla aynı risk grubunda bulunan gerçek ve tüzel kişilerin taraf oldukları kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar aşamalarına katılamaz. Çalışmamızda bahsi geçen hükümde düzenlenen yasak incelenecektir.

Kredi Açma Yetkisi, Menfaat Çatışması, Değerlendirme ve Karar Aşamalarında Yer Alma Yasağı.

The authority to extend credit in banks belongs to the board of directors. The board may delegate this authority to credit committee or the general manager. The general manager can exercise this authority through regional directorates, branches or other sub-units. The authority to extend credit is exercised by taking a decision in this regard. On the other hand, pursuant to article 51/3 of the Banking Law no. 5411, the credit authorized may not participate in the evaluation and decision-making stages regarding the credit transactions to which he/she, his/her spouse, children under his/her custody, nature and legal persons in the same risk with these persons are parties. In our study, the prohibition regulated in the aforementioned provision will be examined.

Authorization to Extend a Credit, Conflict of Interest, Prohibition of Participation in Evaluation and Decision-Making Stages.

I. GİRİŞ

5411 sayılı Bankacılık Kanunu (BankK)1 m. 7/1(a)’da bankaların anonim şirket olarak kurulması şart koşulmuştur. Diğer kanun hükümlerini saklı tutarak bankaların hangi konularda faaliyet gösterebileceğini düzenleyen BankK m. 4/1(c)’de “[n]akdî, gayrinakdî her cins ve surette kredi verme işlemleri” de faaliyet konuları arasında sayılmıştır. Kredi verme yetkisi ise yönetim kuruluna bırakılmış, kurulun bu yetkisini kredi komitesine ve genel müdürlüğe devredebileceği hükme bağlanmıştır (BankK m. 51/1 ve 2). Bu yetki, kredi talep eden kişiye kredi verilip verilmeyeceği ve verilecekse hangi şartlar altında verileceği hususunda karar almayı ifade eder2 . Buna karşılık bankacılık mevzuatında, kredi verme yetkisine sahip olanların birtakım kredi işlemleri hakkındaki karar alma sürecine katılmaları yasaklanmıştır. Nitekim BankK m. 51/3’e göre “[k]redi açma yetkisini haiz olanlar, kendileri ile eş ve velâyeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer alamaz ve bu hususu yazılı olarak yetkililere bildirir”. Bahsi geçen yasağa, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik (BKİİY)3 m. 5/4’te de yer verilmektedir4 .

II. YASAĞIN AMACI

Kredi yetkilisi ile BankK m. 51/3’te sayılan kişiler arasında yakın ailevî veya ekonomik ilişkiler mevcuttur. Bu yüzden bahsi geçen kişilere ait menfaatler ile bankanın menfaati karşı karşıya geldiğinde kredi yetkilisinin tarafsız davranamaması yönünde bir tehlike ortaya çıkabilir. Bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla kredi yetkilisi, menfaat çatışması yaratan kredi işlemlerinden dışlanmıştır5 .

III. YASAĞIN EMREDİCİ NİTELİĞİ

Bankaların anonim şirket oldukları dikkate alındığında, BankK m. 51/3’ün, öncelikle emredici hükümler ilkesi (TTK m. 340) çerçevesinde değerlendirilmesinde fayda vardır. TTK m. 340/1, c. 1’e göre esas sözleşmeyle TTK’nın anonim şirketler hakkındaki hükümlerinden sapılması, Kanunda sapmaya açıkça izin verildiği takdirde mümkündür. Öyleyse anonim şirketler hakkında TTK’dan başka kanunlarla, dolayısıyla BankK ile getirilen hükümler TTK m. 340’ın kapsamı dışındadır6 .

Bir hükmün emredici olup olmadığı tespit edilirken lâfzı, ruhu ile kontrol edilmeli, özellikle amacı ve korumaya çalıştığı menfaat araştırılmalıdır7 . BankK m. 51/3’ün, banka menfaatini koruma amacı ile “yer alamaz” ve “bildirir” şeklindeki mutlak ifadeleri dikkate alındığında, emredici bir hüküm olduğu sonucuna varılabilir. O hâlde bu yasağın genel kurul veya yönetim kurulu kararıyla, esas sözleşme hükümleri yahut banka içi düzenlemelerle daraltılması veya ortadan kaldırılması mümkün değildir. Aksi takdirde emredici bir hükme aykırılık sebebiyle kesin hükümsüzlük yaptırımı gündeme gelir8 .