Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bir Bütünün Parçaları- Etik, Ahlâk, Hukuk
 “kısa Bir Akademik Değerlendirme”

Parts of a Whole: Ethics, Morality, Law “A Brief Academic Assessment”

Çağatay ÜSTÜN

Michel de Montaigne (1533-1592) bir yazısında Marcus Tullius Çiçero’nun (M.Ö. 106-43) bir deyişine yer vermişti. Burada Çiçero şunu vurguluyordu: 1 Aslında bu cümlelerin derin bir anlamı vardır. Bir konu hakkında sadece alıntı yapmış olmak önemli değildir. Bilgi birikimlerinin ışığında insanın kendi fikirlerini açıklaması, paylaşması ve yeni tespitlere ulaşması gerekir. Etik, ahlâk ve hukuk gibi konular hakkında da mutlaka kendi sentezlerimize yer vermek durumundayız. Böylece bu üç bilimsel alan hakkında daha doğru tespitlere ulaşmak mümkün olacaktır. Bu makalede, farklı görüşlerden alıntılar yapmak yerine, kendi akademik tespitlerimize yer verme yöntemini benimsiyoruz. Bu kısa akademik değerlendirmenin konuya yeni bir boyut kazandıracağını düşünüyoruz.

Etik, Ahlâk, Hukuk, Akademik, Yeni Tespitler.

In one of his writings, Michel de Montaigne (1533-1592) quoted a statement from Marcus Tullius Cicero (106-43 B.C.). Cicero was stressing there the following: In essence, these sentences have a deep meaning. It is not so important to just quote about a subject. One should state his own ideas in the light of his accumulation of knowledge, share them with others, and reach new findings. We are bound to express our own syntheses on issues such as ethics, morality and law. It will be possible in this way to attain more accurate information on these three scientific areas. Instead of including quotations from various opinions, we adopt the method of expressing our own academic findings in this paper. We think that this short academic evaluation will add a new dimension to the subject matter.

Ethics, Morality, Law, Academic, New Findings

I. ETİK, AHLÂK, HUKUK- AYRI DEĞİL, ASLINDA BİR BÜTÜN

Hukukun ifade etmiş olduğu anlama ilişkin pek çok fikir yürütmek mümkündür. Bir tür kurallar sisteminden meydana gelen ve içeriğini anayasa, kanun, yönetmelik gibi farklı unsurlardan oluşturan bu bilimsel alanın toplumsal düzeni sağlamak için ortaya çıkmış olduğu şüphesizdir.

Temelini bireysel akıl, zeka ve vicdandan alan, geçmişin gelenek ve görenekleri, alışkanlıklarıyla yoğrulmuş ve ülkeden ülkeye, toplumdan topluma değişebilen bir ilkeler ve değerler sistemi olan etik ve ahlâk ise hukukla olan temasını kendisinin kesintiye uğradığı noktalardan itibaren başlatmaktadır. Aslında bu başlangıç, yüzyıllar içindeki deneyim ve yaşanmışlıkların sonunda bu soruna çözüm getirmek isteyenlerin gayretleriyle ortaya çıkmıştır. Bir başka deyişle, etik ve ahlâkın kesintiye uğradığı nokta, hukuk biliminin doğuşuna neden olmuştur diyebiliriz.

Buradan da anlayacağımız üzere, etik, ahlâk ve hukuk arasında süreklilik arz eden, birbirini tamamlayan bir yapı söz konusudur. Her üç alan da toplumsal düzenin tesisi ve devamı için gereklidir ve bunlardan bir tanesinin bulunmaması bozulmanın başlangıcıdır.