Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Ceza Kanununda Hukuka Uygunluk Sebeplerinin Sistematiği ve Bir Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Meşru Savunma (TCK m. 25/1)

İlker TEPE

- I -

2005 yılında gerçekleşen büyük TCK reformundan önce (765 sayılı TCK zamanında) hukuka uygunluk sebepleri, genel olarak, ceza kanununda düzenlenen hukuka uygunluk sebepleri ve ceza kanununda düzenlenmeyen hukuka uygunluk sebepleri başlıkları altında incelenmekteydi. TCK’da yer alan hukuka uygunluk sebepleri olarak kanun hükmünü icra, emrin ifası, meşru müdafaa ve ızdırar hali hukuka uygunluk sebepleri ele alınmaktaydı. Bunun dışında TCK’da yer almayan hukuka uygunluk sebepleri olarak ise hakkın icrası ve mağdurun rızası hukuka uygunluk sebeplerine yer verilmekteydi. 5237 s. TCK, 765 sayılı TCK’da düzenlenmemiş olan hakkın icrası ve mağdurun rızasına da hukuka uygunluk sebepleri arasına dahil etmek suretiyle bu ayrıma son vermiştir. Kanımızca diğer iki hukuka uygunluk sebebinin de TCK içine alınmış olması, hukuka uygunluk sebeplerinin sadece TCK’da yer alanlar ile sınırlı olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. Bugün hukuka uygunluk sebepleri içinde sayılmamış olan bir durumun zaman içinde hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilmesi mümkün olmalıdır.

Hukuka uygunluk sebeplerinin TCK’da düzenleniş yöntemine sistematik açıdan odaklanılacak olursa, hukuka uygunluk sebeplerinin ‘Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan sebepler’ başlığı altında düzenlenmiş olması doğru olmamıştır. Kanaatimizce bu düzenleme dogmatik bir ikileme neden olmuştur. Evvela hukuka uygunluk sebepleri ceza sorumluluğunu değil, fiilin hukuka aykırılığını kaldırırlar. Bunun dışında hukuka uygunluk sebepleri kusurluluğu kaldıran haller ile birlikte de değerlendirilemez; zira farklı iki unsuru ilgilendirmektedir. Bu nedenle hukuka uygunluk sebeplerinin kusurluluğu kaldıran ya da azaltan sebepler ile birlikte düzenlenmesi yerinde değildir. Hukuka uygunluk sebepleri fiili hukuka aykırı olmaktan çıkarır; kusurluluğu kaldıran haller ise kusurluluğu ortadan kaldırır ancak ceza sorumluluğunu değil. Bu yönüyle “ceza sorumluluğu” şeklindeki bir terim de doğru değildir. Bu konuda cezai ehliyet kavramı vardır ki bu da kusur yeteneği olarak ele alınır. Dolayısıyla konunun hukuka aykırılık ile bir ilgisi bulunmaz. Bu terim daha çok uygulamamızda kullanılan “ceza tertibine yer olmadığı” şeklindeki kararları hatırlatmaktadır. Kaldı ki bu terim de doğru değildir. Çünkü bu hallerde fiil suç olmaya devam ediyor gibi bir izlenim doğmaktadır. Hâlbuki hukuka uygunluk sebebinin bulunduğu bir durumda fiil suç olmaktan çıkmaktadır.

- II -

Bu genel sistem eleştirisinin ardından bir hukuka uygunluk sebebi olarak TCK m. 25/1’de düzenlenen meşru savunma hakkında bazı önemli noktaları özet bir şekilde sunmak istiyorum. Meşru savunmanın yasal düzenlemesi şu şekildedir: