Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
 Aytimur - Türkiye Kararı İncelemesi

REVIEW OF EUROPA COURT OF HUMAN RIGHTS’ DECISION RELATED TO CASE OF AYTIMUR vs. TURKEY

Gözde KAZAKER

Özet: Amacı maddi gerçeğe ulaşmak olan ceza muhakemesi, henüz bir mahkûmiyet hükmü olmaksızın dahi kişi hak ve özgürlüklerine müdahalede bulunabilmektedir. Ancak maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlayan ceza muhakemesinin, bunu her ne pahasına olursa olsun anlayışıyla yerine getiremeyeceği açıktır. İşte bu nedenle ceza muhakemesi kanunumuzda koruma tedbirleri nedeniyle tazminat kurumu (m.141-144) düzenlenmiştir. Buna göre, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan, hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen ve koşulları oluşmadığı halde el koyma işlemlerine maruz kalan kişiler, bu nedenle uğradıkları her türlü zararlarını Devlet’ten isteyebilirler. İncelememize konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında, hukukumuzda öngörülen bu yol, kabul edilebilirlik koşulları açısından tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu olarak değerlendirilmemiştir. Kararda incelenen ikinci mesele ise, tutuklamaya itiraz kurumudur. Bu kurum, silahların eşitliği ilkesini ve vicahilik ilkesini ihlal ettiğinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemece çekişmeli bir yargı yolu olarak görülmemiştir. Bu çerçevede çalışmamızda öncelikle “koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” ve “tutuklamaya itiraz” kurumları irdelenecek, ardından inceleme konusu karara ilişkin değerlendirmelerde bulunulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Koruma Tedbiri, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat, Tutuklamaya İtiraz, Tüketilmesi Gereken İç Hukuk Yolu, Çekişmeli Yargı Yolu.

Abstract: The aim of criminal procedure is bringing out the material facts. Based on this aim, it can intervene in some individual rights and freedoms by security measures without conviction. Not but what the criminal procedure can carry out this aim at all costs. This is why “compensation due to security measures (referred to in articles 141-144)” is enacted in Turkish Criminal Procedural Code. Accordingly, individuals who were captured, imprisoned by means other that those described in laws, whose search warrant was carried out carelessly and whose goods were seized without necessary conditions fulfilled during the investigation and prosecution, can demand both material and moral compensation from the State. This procedure provided by our law system has not deemed a domestic remedy required exhaustion in terms of admissibility criteria in the judgement of European Court of Human Rights which also constitutes the subject of this review.

The second matter analyzed in this judgement is objection to the arrest established by our law system. This objection has not seen as a contentious proceeding due to lack of “equality of arms principle” and “face to face interaction” by European Court of Human Rights.

Within this frame in this review, compensation due to security measures and objection to arrest are examined, and finally assessment of the judgement is made.

Keywords: Security Measure, Compensation Due to Security Measures, Objection to Arrest, Domestic Remedy Required Exhaustion, Contentious Proceeding.

I. DAVANIN KONUSU

Dava, reşit olmayan 1990 doğumlu Delil Aytimur’un yasadışı silahlı bir örgütün mensubu olması ithamıyla, aleyhinde verilen tutuklama kararına ilişkindir.

II. İÇ HUKUK EVRESİ

1990 doğumlu, Delil Aytimur, yasa dışı silahlı bir örgütün mensubu olmakla itham edilmiştir. Aytimur, 19 Kasım 2005 tarihinde Terörle Mücadele Şubesi’ne gitmiş, burada gözaltına alınmıştır. Bu husus, yakınlarına bildirilmiştir. Savcının talebiyle, buradan Eminönü Emniyet Müdürlüğü şubesine nakledilen Aytimur, 21 Kasım 2005 tarihinde mahkeme önüne çıkartılmış ve tutuklanmasına karar verilmiştir. İstanbul’dan da Diyarbakır’a nakledilen başvuran, 25 Kasım 2005 tarihinde Diyarbakır Merkez Cezaevine konulmuştur. 30 Kasım 2005 tarihinde savcı tarafından dinlenmiş, suçlamalara karşı savunması alınmıştır. Aynı gün Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi önüne çıkarılmış, deliller ve işlenen suça ilişkin ciddi karinelerin mevcudiyeti gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Başvuran bu karara karşı itirazda bulunmuşsa da, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme üzerine itirazı reddedilmiştir.

6 Aralık 2005 tarihinde savcı tarafından düzenlenen iddianame ile başvuran, yasadışı silahlı örgüte yardım ve yataklık etmek suçu ile itham edilmiştir.