Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Amerika'da Suç Delilleri
 Nasıl Yanlış Hükümlere Yol Açmaktadır?

Sandra Guerra THOMPSON

Amerika Birleşik Devletleri tarihinde genellikle tüm insanlar- hakimler, savcılar, müdafiiler ve halk- suçluların sadece mahkum edilenler olduğuna inandı. Filmler, arada sırada masum bir kişinin hüküm giyme olasılığını vurgularlar; ancak kimse olası bir ihtimalle kişi hakkında yanlış hüküm verildiğine dair şüphe duymaz. Ne var ki, ceza yargılamasında DNA delillerinin kullanımı, suçları ortaya çıkarmaya yardım etmekte; ancak masumlar hakkında düşünüldüğünden daha çok yanlış hüküm vermektedir.

DNA delilleriyle temize çıkarılan ilk kişi, 1989'da ortaya çıkmıştır. Bugün, 289 kişi DNA kanıtlarıyla temize çıkarılmış ve bilim adamlarına göre bu sayı, buzdağının sadece görünen yüzünü temsil ediyor. Yakınlarda yapılan bir araştırmaya göre, yanlış hükümlerin verilme oranı %6 'ya ulaşmıştır. Davaların büyük çoğunluğunda, masum kişileri temize çıkaracak DNA veya başka bir kanıt bulunabilir. Böylelikle bu 289 kişi, artı diğer DNA dışı kanıtlarla temize çıkarılanlar, hakkında hüküm verildikten sonra bu kuvvetli delilleri toplayabilen şanslı bir azınlıktır.

İnsanlar hakkında neden yanlış hüküm veriliyor? Bu sorunun birçok olası cevabı var. Bugün buna sebep olan birkaç neden üzerinde durmak istiyorum- Mahkemede ikrar ve yanlış delil. Şimdi yanlış hüküm verilmesine sebep olan özellikle üç çeşit tanık delilinden bahsetmek istiyorum: Polis memurunun sorgu sırasında şüphelinin itiraf ettiğini delil göstermesi, görgü tanığının hatalı kimlik tespiti ve muhbirlerin davalının suçunu itiraf ettiğine dair beyanları.