Gönüllü Vazgeçme
Yavuz ERDOĞAN
GİRİŞ
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun1 getirdiği birçok yenilik bulunmaktadır. Bu yeniliklerden suç genel teorisi içinde yer alan gönüllü vazgeçme hükümlerini incelemekte fayda vardır.
TCK’nın 36’ncı maddesinde gönüllü vazgeçme kurumu düzenlenirken 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda2 sadece icra hareketlerinin devamı aşamasında kabul edilen gönüllü vazgeçme, icra hareketlerinin bittiği ancak neticenin meydana gelmediği olaylar bakımından da öngörülmüştür. Maddede, gönüllü vazgeçme halinde kural olarak faile icrasına başladığı suçtan dolayı ceza verilemeyeceği, ancak o ana kadar yapılan hareketlerin müstakil bir suç oluşturması durumunda failin cezalandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Fail icra hareketlerine başladıktan sonra icra hareketlerinin tamamlanmasına ya da icra hareketlerini tamamlamasına rağmen sonucun meydana gelmesine bizzat kendisi engel olmuş ise, gönüllü vazgeçme hükümleri (TCK’nın 36’ncı maddesi) tatbik edilirken, failin iradesi dışındaki sebepler bu sonuçları doğurmuşsa artık teşebbüs hükümlerinin (TCK’nın 35’inci maddesi) tatbiki gerekecektir.