Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Güncel Yargı Tatbikatı Işığında Rekabet Kurulu’nun 12 Banka Kararı Üzerine Açılan Tazminat Davaları Bağlamında Ampirik Bir İnceleme

An Empirical Study in Light of the Current Judicial Enforcement on the Action for Damages Brought Based on the Board’s 12 Banks Decision

Kerem Cem SANLI,Buğra KESİCİ,Cihan DOĞAN

Rekabet Kurulu’nun Türkiye’de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri pazarında rekabeti kısıtlayıcı eylemlerle rekabet hukukunu ihlal ettiği yönündeki kararı ile birlikte tazminat sorumluluğu ile ilgili hükümlerin uygulanmasının önemli bir ivme kazandığı istatistiki veriler ile sabittir. Ne var ki, rekabet hukuku öğretisinde kabul görmekte olan devam eden tek bir ihlal yaklaşımının Rekabet Kurulu tarafından verilen kararda tazminat boyutu göz ardı edilerek ele alınması, hukuka aykırılık başta gelmek üzere, hukuki açıdan sorunlu yaklaşımların ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Diğer taraftan, gerek mahkemeler tarafından verilen kararlar gerek doktrinde ileri sürülen görüşler ekseninde, Rekabet Kurulu kararının içeriğinden ve bu özel sorumluluk alanının tabiatından kaynaklanan ciddi görüş ayrılıkları ve buna eşlik eden önemli bir “bilgi kirliliği” ortaya çıkmıştır. İşte bu çalışmada, Türk yargı uygulamasının kat ettiği süreci ve bu uygulamadaki sorunlu görünen konu başlıklarını gözler önüne getirebilmek amacıyla, Rekabet Kurulu’nun 12 banka kararı sonrası açılan tazminat davaları tahtında ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay tarafından verilen kayda değer kararlar ele alınmıştır. Bu bağlamda, diğer konu başlıkları ile olan ilişkisi göz önünde bulundurularak, önce sorumluluğun hukuki niteliği, takiben usul hukuku ve giderek, maddi hukuk sorunları ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir.

Rekabet Hukuku, 12 Banka Kararı, Tazminat Davaları, Mahkeme Kararları, Sorumluluğun Hukuki Niteliği, Usule ve Esasa İlişkin Sorunlar.

Following the Turkish Competition Board’s 12 banks decision where the Board imposed an administrative monetary fines on 12 banks active in Turkey for colluding in the markets for savings, credits and credit cards, actions for damages arising from the competition law infringements which had a limited application under Turkish competition law practice, reached to an important scale. This is also proven by the statistical numbers. However, the Board’s adoption of single and continuous infringement concept -that is also accepted by the competition law literature- disregarding its effects on the actions for damages, leads to legally problematic approaches associated with the unlawfulness and damages element of the liability. The decisions of the courts and opinions in the legal literature result in divergences concerning the content of the Board’s decision and the nature of this special liability concept. This divergence in opinions is also followed by the information pollution in this important subject. In this study, in an effort to provide a better understanding of the general framework of the problematic areas of this special liability concept and the process of the Turkish judicial application, an assessment on the important decisions of courts of first instance, district courts and the court of appeal rendered following the Board’s 12 Banks Decision will be provided. In this regard, due to its correlation with other issues, the type of liability arising from the competition law infringements together with the procedural and substantive legal issues will be evaluated in a detailed manner.

Competition Law, 12 Banks Decision, Actions for Damages, Court Decisions, The Type of Liability, Procedural and Substantial Issues.

GİRİŞ

Rekabet Kurulu (Kurul), Türkiye’de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri pazarında anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (Rekabet Kanunu veya RKHK) 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla başlattığı soruşturma neticesinde, 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı (12 Banka kararı) ile 12 bankanın rekabeti sınırlayıcı bir yatay anlaşma yapmak suretiyle rekabet hukukunu ihlal ettiği sonucuna ulaşmış ve 12 bankaya idari para cezaları uygulamıştır. Uygulanan cezalar, tek soruşturma neticesinde toplam tutar özelinde verilen en yüksek ceza olma özelliğini bu satırların kaleme alındığı tarih itibariyle sürdürmektedir.

12 Banka kararının ardından, Türk hukukunda oldukça sınırlı dava uygulaması olan rekabet hukukunun ihlalinden kaynaklanan tazminat davaları sayıca ciddi bir ölçeğe ulaşmıştır. Bu karar, özellikle hukuka aykırılık ve zarar unsuru açısından konu, zaman ve kapsam bağlamında sorunlu bir görünümü haiz olsa da özel hukuk uygulamasına önemli bir ivme kazandırmış, tazminat davaları ile üç katına kadar tazminat kurumunun tüketici nezdinde bilinirliğine önemli katkı sağlamıştır. Çalışmamızın amacı, 12 Banka kararı özelinde verilen ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay kararları ışığında güncel hukuki durumun ortaya koyulması ve mahkeme kararlarında sorunlu görünen konu başlıklarının ana hatlarıyla değerlendirilmesidir.

Davalı bankalar, yargılama sürecine dâhil olan hukuk büroları, mahkemeler ve içtihat bilgi bankaları üzerinden yapılan kapsamlı bir araştırma faaliyeti neticesinde 12 Banka kararı özelinde; 63 adet ilk derece mahkemesi, 46 adet bölge adliye mahkemesi (BAM) ve 7 adet Yargıtay kararı olmak üzere toplam 116 mahkeme kararı tespit edilmiştir1. Genel bir istatistik paylaşmak gerekirse, incelenen 63 adet ilk derece mahkemesi kararından yalnızca 7 adedinde tazminata hükmedilmiştir. Tazminat talebi reddedilen 56 karar incelendiğinde ise, açılan 27 davanın usulden, 29 davanın ise, esasa girilmesine karşılık hukuka aykırılık, nedensellik bağı veya zarar yokluğu gerekçesiyle reddedildiği gözlemlenmektedir. Bölge adliye mahkemesi kararları açısından yaklaşıldığında, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen 46 adet kararın 31 adedinin istinaf başvurusunun kabul edildiği ve ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların hukuka aykırı bulunarak kaldırıldığı; 8 adedinin, istinaf başvurusunun doğrudan reddedildiği anlaşılmaktadır. Geride kalan 7 adet karar, işbölümü ilişkisi tahtında daireler arasında verilen gönderme kararlarından oluşmaktadır. Yargıtay kararları incelendiğinde ise, istinaf sisteminin devreye girmesi dolayısıyla verilerin kararların oldukça az sayıda olduğu ve 7 karardan; 5 adedinin görevli mahkeme dolayısıyla verilen bozma kararları, diğer 2 adedinin de görev uyuşmazlığı temelinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin olarak verilen usule ilişkin kararlar olduğu görülmektedir.