Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk İmar Hukukunda “Şehircilik” İlkesi

Principle of Urbanism/Urbanizatıon at Turkish Zoning Law

Sakine Nilüfer BİLGİN

Sağlıklı, estetik ve planlı bir şehir düzeni ile Türk imar hukukunda şehircilik ilkesini uygulamak mümkündür.

Türk İmar Hukuku, Şehircilik İlkesi, Şehir Planlaması, Estetik Kamu Düzeni, İmar Planı.

To put into practice of the principle of urbanism/urbanization at Turkish zoning law is possible with the healthy, aesthetical and planned city order.

Turkish Zoning Law, Principle of Urbanism/Urbanization, Urban/City Planning, Aesthetical Public Order, Zoning Plan.

Türk imar hukukuna egemen olan temel ilkelerden biri olan “şehircilik” ilkesi, devletin anayasadan doğan “planlama” görevi kapsamında görevli ve yetkili kılınan ilgili idareler tarafından düzenlenen imar planlarının ve imar planı değişikliklerinin Türk idari yargılama hukukuna göre idari yargı yerlerince yapılan hukuka uygunluk denetiminde “idarenin kanuniliği” ilkesi gereğince “hukuka bağlı idare” olması beklenen ilgili idarelerin uyması gereken ölçütlerden biri olarak kabul edilmektedir.

Dieter Pratsch’a göre, şehircilik, “barınma, çalışma, alt yapı ve donatılar, eğitim, (kültür ve tabiat varlıklarının sunduğu olanaklar çerçevesinde) dinlenme, ulaşım, haberleşme” gibi yaşama fonksiyonlarına (işlevlerine) yanıt veren bir fiziki planlamadır.1 İnsanların sağlıklı ve mutlu olabileceği biçimde planlanması gereken şehirler, Almanların deyimiyle “insanları özgürleştiren” yerler olmalıdır.2 Bu noktada, şehircilik ilkesinin uygulanabilmesi önem taşır. “Sağlıklı, düzenli ve estetik şehirleşme/şehircilik” uygulaması ile “estetik kamu düzeni” ilkesini sağlamak ve “şehircilik” ilkesini uygulamak mümkündür.

Kent (şehir) bilimi, öncelikle koruma ve sağlıklaştırma (iyileştirme) amacını güden bir bilimdir.3 Türk idare hukuku mevzuatında yer alan 18.03.1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanunu’nun 1. maddesine göre, nüfusu yirmi binden çok nüfusu olan yerleşim yerlerine “şehir” denir. Ülkemizde kentlerimizin (şehirlerimizin) özgün ve çok önemli bir karakteristiği (ayırt edici niteliği), değerli doğal varlıkları ve tarihsel gelişme sürecinde kazanmış oldukları kültür, sanat, mimarlık değerleri ile taşınmaz (ve taşınır) kültür ve tabiat varlıklarına, ortak mirasımıza yer veren özgün kentsel dokulara sahip olmalarıdır.4 Günümüzde imar hukuku uygulamaları açısından “şehir hukuku” önem kazanmaktadır. “Şehir hukuku” denilince akla ilk gelen ilke, şehircilik ilkesidir.

Türk anayasa hukukunun en temel mevzuatı olan 1982 Anayasası’nın 23. maddesinin 2. fıkrasına göre, “sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek” amacıyla yerleşme özgürlüğünün kanunla sınırlanması mümkündür. Anılan maddenin gerekçesinde, hükümde yer alan “sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek” amacının yerleşme özgürlüğü için öngörülen ve genel sınırlama nedenlerine eklenecek özel sınırlama nedenlerinden olduğu5 belirtilmiştir. 1982 Anayasası’nın konut hakkını düzenleyen 57. maddesinin6 gerekçesinde, konutların yapımında “modern şehirleşme” ve “çevre” şartlarının gözetilmesi gerektiği vurgulanırken, kötü şehirleşmenin önlenmesi gereğine işaret edilerek, bina planlamasının şehir planlamasının bir parçası olduğu, bu nedenle şehirlerin ve yapıların “tabiatın içinde bir yara” gibi yer almaması için genel bir çevre içinde düşünülmelerinin “devletin ödevi” olduğu7 dile getirilmiştir.

Türk imar hukukunda kabul edilen plan hiyerarşisine (kademelenmesine) göre en alt sırada yer alan imar planlarının şehircilik ilkesine uygun olarak, şehrin kendine özgü yapısı ve özellikleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Danıştay Altıncı Dairesi’nin 03.04.2009 tarihli kararında8 belirtildiği üzere, “imar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin (şehrin) kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.”

Danıştay Altıncı Dairesi’nin 29.12.2015 tarihli ve 2015/461 esas, 2015/7990 karar sayılı kararında9 belirtilen idare mahkemesi kararına göre, bir nüfus öngörüsü olmadan nazım imar planının kurgulanması şehircilik ilkeleri ve planlama esasları/ilkeleri ile çelişen bir durum olarak değerlendirilmiştir. Şehircilik ilkesi gereği, ileriye/geleceğe dönük olarak tesis edilen imar planlarının öngörülü olması zorunludur.

Sağlıklı, düzenli ve estetik şehirleşme, planlama faaliyetlerinde keyfi davranmayan bir idare anlayışı ile mümkündür.10 Şehir planlamalarında araştırma ve değerlendirme çalışmaları bitmeden karar aşamasına geçmemek, planların uygulanma olanağı ile toplum ve yöneticiler nezdinde inandırıcı özelliklere sahip olması bakımından zorunludur.11 Şehircilik ilkesi gereğince şehir planlamasında hukuka uygun idari karar tesis edebilmek için ilgili karar öncesinde konuyla ilgili yeterli ön araştırma yapmak, planlamanın da bir gereğidir.

Kentlerin, mahallelerin veya sokakların maddi ve fiziki anlamda bir düzen ve uyum içinde bulunması, yapılaşma ve imar faaliyetleri bakımından imar mevzuatı ve imar planından kaynaklanan düzenli şehirleşme amacının maddi ve dış dünyaya yansıtılarak hayata geçirilmesi toplumsal düzen açısından büyük önem taşımaktadır.12 Şehir planlamasının en temel ilkesi olarak kabul gören şehircilik ilkesi uygulaması ile “estetik kamu düzeni” sağlanacaktır. “Kamu hizmetinin sürekliliği” ilkesi uyarınca kamu hizmetlerinin görülmeye devam edeceğini düşünürsek, “şehircilik” ilkesinin önemi yaşadığımız sürece var olacaktır.

Anayasayla devlete, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi/şehirleşmeyi gerçekleştirmek, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama yapmak, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri almak görevlerinin yanı sıra yapılı çevreyi de içeren çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek konusundaki ödevler verilmiş; bu gereklilikler doğrultusunda yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların, plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlemeler öngören 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı “İmar Kanunu” yürürlüğe konulmuştur.13 Ancak, ülkemizde imar hukuku alanında genel bir kanun olan “İmar Kanunu” dışında, şehircilik ilkesinin sağlıklı bir uygulaması için gerekli olduğunu düşündüğümüz Türk idare hukukunun esin kaynağı olan Fransa’daki gibi bir “Şehircilik Kanunu” (Code de l’urbanisme) düzenlemesi getirmenin, şehircilik ilkesini içtihat hukukuyla uygulayan Türkiye Cumhuriyeti devleti açısından yararlı olacağı kanısındayız.

Sağlıklı, estetik ve planlı bir şehir düzeni ile Türk imar hukukunda şehircilik ilkesini uygulamak mümkündür. Türk imar hukuku açısından “şehircilik” ilkesini, idarenin “kamu yararı” amacı doğrultusunda uyması ve uygulaması gereken bir “planlama” ilkesi olarak “olmazsa olmaz”, diğer bir deyişle “vazgeçilmez (conditio sine qua non)” bir ilke olarak kabul etmek gerekir.

Kaynakça

Bilgin, Hüseyin / Sezer, Yasin. Açıklamalı - İçtihatlı İmar Kanunu Uygulama Rehberi, Son Değişiklikler ile Birlikte Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş, 5. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2017.

Bilgin, Sakine Nilüfer. “Danıştay Altıncı Dairesinin E. 2009/10541, K. 2009/11645 Sayılı ve 08.12.2009 Tarihli Kararının İncelenmesi”, Fasikül Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 18, Mayıs 2011, Seçkin Yayınevi, Ankara.

Çeçener, H. Besim. İmar Hukuku ve Kentleşme Sürecindeki Olumsuzluklar, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi / Arşiviniz için Dizisi, Özdil Basımevi, İstanbul 2000.

Danıştay Dergisi, Yıl: 2016, Sayı: 142.

Güven, Turhan. Şehir Plânlamaları, İmar ve İskân Bakanlığı Yayınları, Komisyon Raporları No: 3, Mars Matbaası, Ankara 1962.

İzgi, Ömer / Gören, Zafer. 03.10.2001 Tarihli Değişiklikleri ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Yorumu (Madde Gerekçeleri, Anayasa Mahkemesi Kararları, Bilimsel Görüşler), Cilt I (Madde 1-78), TBMM Basımevi, Ankara 2002.

Köroğlu, Ömer. İmar Hukukunda Yapı Kavramı ve Temel Yapı Belgeleri, On İki Levha Yayınları, İstanbul 2017.

Özden, Kemal. “Sosyalist Ülkelerde Şehircilik Anlayışı ve Kent Planlaması”, içinde: Kemal Özden (ed.), Kentleşme Yazıları; Kentsel Kuramlar ve Kentleşme Politikaları, Seçkin Yayınevi, Ankara 2013.

Sezer, Abdullah. 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve İlgili Mevzuat, Beta Yayınevi, İstanbul 2004.

Suher, Hande. “Kentleşme ve Kentlileşme Politikaları”, içinde: Hande Suher / Cengiz Giritlioğlu / Gülden Erkut (haz.), Türkiye’de Kentleşme, Türkiye’nin Sorunları Dizisi - 7, TÜSES, Yeni Yüzyıl Kitaplığı, İstanbul 1995.

Yıldız, Ferruh. İmar Bilgisi, Planlama - Uygulama - Mevzuat, Geliştirilmiş 6. Baskı, Nobel Yayınları, Nobel Yayınları, Ankara 2009.

(*) T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.