Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda Sicilli Taşınır Varlıkların Durumu ve Ticari İşletme Rehninin Bunlar Üzerindeki Etkileri

Status of Registered Moveable Property in the Code on the Pledge of Movables in Commercial Transactions and Effects of Commercial Enterprise Pledge on These

Elif Cemre HAZIROĞLU

6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun çeşitli maddelerinde, kendi özel sicillerine tescili zorunlu olan varlıkların rehninin Kanun’un kapsamı dışında kalacağına ilişkin ifadeler yer almaktadır. Ancak anılan ifadelerden, rehinleri kapsam dışında tutulmak istenen taşınır varlıkların, “kanun gereğince sicile tescili zorunlu olan varlıklar” mı, “ilgili sicillerine tescilden başka bir surette üzerinde rehin hakkı kurulması mümkün olmayan varlıklar” mı, yoksa “rehin hakkının ilgili sicile tescilinin, söz konusu hakkın ihdasında kurucu niteliği haiz olduğu varlıklar” mı olduğu net olarak anlaşılamamaktadır.Kanun kapsamında rehnedilemeyeceği, Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği’nin siciller arası veri paylaşımına ilişkin düzenlemelerinden (md. 13/3,4) dolaylı olarak anlaşılan ve Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik’te (md. 2/2) açıkça ifade edilen sicilli taşınır varlıklar, özel kanunlarındaki hükümler temel alınarak incelendiğinde, Kanun’un kapsamı dışında tutulmak istenen taşınırların, “ilgili sicillerine tescilden başka bir surette üzerinde rehin hakkı kurulması mümkün olmayan varlıklar” olarak tespit edilmesi mümkündür. Belirtilen tespit yerinde kabul edilecek olursa, yönetmelik hükümlerinin Kanun’la uyumlu hale getirilebilmesi adına, motorlu taşıt ve iş makineleri ile cevherlerin, yasak kapsamından çıkarılması uygun olacaktır. Kanun uyarınca üzerinde rehin hakkı kurulabileceği öngörülen sicilli taşınır varlıklar, zaten kapsam dışı varlıkların ortak özelliğini taşımadıkları için, kapsam dâhilinde anılmaları herhangi bir çelişkiye sebebiyet vermemektedir. İlgili taşınırların, Kanun hükümlerine göre münferiden rehnine bir engel bulunmadığından, bunların ticari işletme/esnaf işletmesi rehni halinde rehin kapsamında yer almaları da sorun yaratmayacaktır.

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, Taşınır Rehni, Sicilli Taşınırlar, Araç Rehni, Hava Aracı İpoteği, Gemi İpoteği, Maden Hakları ve Cevher Rehni, Fikri ve Sınai Mülkiyete Konu Haklar, Hayvan Rehni, Ticaret Unvanı, İşletme Adı, Ticari İşletme Rehni.

The Code on the Pledge of Movables in Commercial Transactions (No. 6750) states in its various articles, that the mortgage of movable property which must be registered to its own register is considered outside its scope. However, the wording of these statements do not suffice for a proper determination of the law’s limitations: Is it those properties that must be registered to its register, the ones that could only be put in pledge by way of registration, or those, on which the registration of mortgage have a constitutive effect for the finalization of the transaction that remain outside the Code’s scope?When those moveable properties which are specifically excluded in the articles of the relevant regulations are taken into consideration through an inspection of their special laws, it could be deduced, that the limitation of the Code is “the mortgage of chattels that could only be put in pledge by way of registration”. If this deduction is sustained; motor vehicles, heavy equipment and mineral ores should be taken out from the exclusion list of regulations. There appears to be no discrepancy regarding the registered moveable properties that are stipulated to be within the scope of the Code, since those do not possess the abovementioned common trait of the ones that remain outside the scope. For the same reason, pledging of these “allowed” registered chattels as a result of a commercial enterprise pledge, also would not constitute any trouble.

The Code on the Pledge of Movables in Commercial Transactions, Pledge of Movables, Registered Chattel/Moveable Property, Vehicle Pledge, Air Vehicle Pledge, Mortgage of Ship, Mineral Rights and Ore Pledge, Mortgage of İntellectual And Industrial Property Rights, Pledge of Livestock, Trade Name, Company Name, Commercial Enterprise Pledge.

GİRİŞ

28.10.2016 tarihinde 29871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (TİTRK), taşınır rehninin teslimsiz olarak gerçekleştirilmesini yaygınlaştırmak amacını taşıdığından, zilyetliğin devredilmesine gerek kalmaksızın rehnedilebilecek taşınırların kapsamını genişletmiştir. Kanun’un 5. maddesi, üzerinde söz konusu kanuna göre teslimsiz rehin kurulabilecek taşınır varlıkları sınırlı olarak saymaktadır. Bahis konusu hükümde sayılan varlıkların birçoğuna ilişkin olarak sorgulanacak hususlar bulunmakla birlikte1 , bunlara ilişkin tartışmalara girmek çalışmanın amacını aşacağından ve kapsamını gereğinden fazla genişleteceğinden, anılan tartışmalara değinilmeyecektir. Bu çalışmanın temel amacı, Kanun’da, yeknesaklıktan uzak nitelendirmelerle ortaya konmaya çalışılan ve ilgili yönetmeliklerde yer alan birbiriyle uyumsuz ve çelişkili ifadeler içeren siciller arası veri paylaşımı hükümleri sonucu daha da içinden çıkılmaz hale gelen, kendine ait sicili olan taşınır varlıklardan hangilerinin TİTRK kapsamında rehninin mümkün olduğu, hangilerinin ise kapsam dışı kalacağı sorusuna cevap bulmaya çalışmaktır. Ardından, varılan sonuca bağlı olarak, Kanun ve yönetmeliklerde, TİTRK uyarınca kurulan bir ticari işletme/esnaf işletmesi rehninin, işletme bünyesindeki varlıklardan kendi özel sicili bulunanlara etkilerini düzenleyen hükümler değerlendirmeye tâbi tutulacaktır.

I. TİTRK VE YÖNETMELİKLERİN İLGİLİ DÜZENLEMELERİ

TİTRK’in “Tanımlar” maddesinde (md. 2), rehinli taşınır sicili (RTS), “… mevzuatı uyarınca kendi özel siciline tescili zorunlu olanlar dışındaki taşınır varlıklar üzerinde, bu Kanun kapsamında tesis edilecek rehinlere ilişkin tescil, terkin, değişiklik gibi tüm iş ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirildiği ve sunulduğu merkezi ve aleni…” sicil olarak tanımlanmıştır. Kanun uyarınca rehin hakkı, rehin sözleşmesinin rehinli taşınır siciline (RTS) tescil edilmesiyle kurulacaktır (TİTRK md. 4/1). Dolayısıyla, TİTRK kapsamında rehni söz konusu olabilecek varlıklar açısından RTS’ye tescil, rehin hakkının doğumunda kurucu nitelikte kabul edilmiştir. RTS, rehin hakkının tesisinin yanı sıra, bahsi geçen hakkın üçüncü kişilere hüküm ifade etmesinin sağlanması amacına da hizmet etmektedir (TİTRK md. 8/1, md. 9/1). Kanun kapsamında kurulacak rehne ilişkin rehin sözleşmesinin geçerlilik koşulu ise, sözleşmenin güvenli elektronik imza ile elektronik ortamda yapılması ya da imzaların noterde onaylanması veya RTS sicil yetkilisi huzurunda imzalanması şartıyla yazılı olarak hazırlanması şeklinde belirlenmiştir (TİTRK md. 4).

TİTRK kapsamında rehnedilebilecek varlıklar arasında fikri ve sınai mülkiyete konu haklar, hayvanlar ile ticari işletme ve esnaf işletmesi de sayılmaktadır (md. 5/1). Aynı maddenin ikinci fıkrasında, ticari işletme ile esnaf işletmesinin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde, rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan her türlü varlığın rehnedilmiş sayılacağı, bu varlıkların rehni diğer kanunlarca bir sicile tescilini gerektiriyorsa bu rehnin ilgili sicillere bildirileceği ifade edilmektedir. Bu varlıklar üzerinde diğer kanunlar uyarınca önceden bir rehin hakkı tesis edilmişse, TİTRK çerçevesinde tesis edilerek bildirilen rehin sonraki sırada yer alacaktır. Ticari işletme ve esnaf işletmesi rehinleri, ticaret ve esnaf siciline bildirilecektir (TİTRK md. 5/2). Aynı zamanda, mevzuatı gereği özel sicillerine kaydı gereken rehinlerin RTS’ye bildirileceği öngörülmüştür (TİTRK md. 5/8).

TİTRK md. 8/3 düzenlemesine göre, diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinlerine ilişkin hükümler saklıdır; bu taşınır varlıklar üzerinde TİTRK kapsamında RTS’ye tescil edilmek suretiyle rehin tesis edilemeyecektir. Saklı hükümler uyarınca kurulan rehinler, üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeye devam edecektir (TİTRK md. 9/2).

Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği’nin2 (RTSY) 13. maddesi sicil verilerinin paylaşımına ilişkin olup, maddenin konumuz açısında önem arz eden ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki gibidir:

“(2) Ticari işletme ve esnaf işletmesinin tamamı üzerinde rehin kurulması hâlinde, işletmelerin faaliyetlerine tahsis edilmiş varlıkların rehni kapsam ve ilgisine göre sicil birimi tarafından ilgili sicillere bildirilir.

(3) Telif hakkı, marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, entegre devre topografyası ile yeni bitki çeşitleri üzerindeki ıslahçı hakları üzerinde Kanun uyarınca rehin kurulması halinde, rehin hakkı sicil birimi tarafından bu taşınır varlıkların kayıtlı olduğu ilgili sicile bildirilir.

(4) Mevzuatı gereği özel sicillerine kaydı gereken gemi, hava aracı, iş makinesi, maden ve cevher ile motorlu taşıtlar üzerinde tesis edilen rehin hakları ilgili siciller tarafından sicil merkezine bildirilir.”

Anılan düzenleme, mevzuatında üzerlerinde kurulan rehnin ilgili sicile tescili öngörülen fikri mülkiyet haklarının TİTRK kapsamında rehnedilebileceği; buna karşın yine rehin haklarının kendi sicillerine tescili gereken gemi, hava aracı, iş makinesi, maden ve cevher ile motorlu taşıtlar üzerinde rehin hakkı tesisinin ancak ilgili sicillere tescil suretiyle gerçekleştirilebileceği, sayılanlar üzerinde Kanun kapsamında rehin kurulmasının mümkün olmayacağı izlenimini uyandırmaktadır. Bu belirleme ile TİTRK md. 8/3 hükmünün ne derece örtüştüğü tartışılması gereken bir husustur3 .

Nihayet, Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik’in4 (Uygulama Yönetmeliği) “Kapsam”a ilişkin 2. maddesinde; Yönetmelik hükümlerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa5 (KTK) göre kurulmuş araç rehni, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununa6 (TSHK) göre kurulan hava aracı ipoteği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa7 (TTK) göre kurulan gemi ipoteği, 3213 sayılı Maden Kanununa8 (MK) göre kurulan maden hakları ve cevher rehni sözleşmelerine uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme ise, RTSY md. 13/4 hükmünde TİTRK kapsamı dışında olduğu izlenimi verilen varlıklar açısından daha sınırlı bir çerçeve çizer görünmektedir. Örneğin, RTSY’de genel bir kavram olarak “gemi”den bahsedilirken, Uygulama Yönetmeliği’nde gemi rehninin özel bir türü olan “gemi ipoteği”nden söz edilmektedir. Acaba Kanun kapsamında yer almaması öngörülen varlıklar, RTSY’deki düzenleme dikkate alınarak mı belirlenmelidir, yoksa Uygulama Yönetmeliği’ndeki daha özel nitelikteki belirlemelerin ölçüt olarak alınması kanun koyucunun amacına daha uygun bir yoruma mı götürecektir? Takip eden bölümde, bu sorunun yanıtı bulunmaya çalışılacaktır.

II. TİTRK KAPSAMINDA REHNEDİLEMEYECEK - REHNEDİLEBİLECEK OLAN SİCİLLİ TAŞINIR VARLIKLARIN BELİRLENMESİNDE TEMEL ALINAN ÖLÇÜT

Yukarıda anılan düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde, TİTRK kapsamında rehni mümkün olmayan varlıkların neler olduğu konusunda çelişkili belirlemeler göze çarpmaktadır. Çelişkinin ortaya çıkmasının başlıca sebebi, Kanun ve ilgili yönetmeliklerin bazı maddelerinde “mevzuatı uyarınca kendi özel siciline tescili zorunlu olan taşınır varlıklar”dan bahsedilirken, diğer bazı maddelerde “diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinleri” ifadesinin yer almasıdır. Kanun kapsamında rehnedilemeyecek olan varlıklar, Türk Medeni Kanunu (TMK) md. 940/2 hükmündeki ifade ile paralellik gösteren9 ve TİTRK md. 2 hükmünde belirlenen “kanun gereğince sicile tescili zorunlu olan varlıklar” mıdır, “ilgili sicillerine tescilden başka bir surette (örneğin sırf yazılı bir sözleşme ile ya da zilyetliğin devri ile) üzerinde rehin hakkı kurulması mümkün olmayan varlıklar” mıdır, yoksa “rehin hakkının ilgili sicile tescilinin, söz konusu hakkın ihdasında kurucu niteliği haiz olduğu varlıklar” mıdır?

Uygulama Yönetmeliği’nin ikinci maddesinde, Yönetmelik hükümlerinin uygulanmayacağının açıkça ifade edildiği araç rehni, hava aracı ipoteği, gemi ipoteği ile maden hakları ve cevher rehninin anılan üç kategoriden hangisinin kapsamına girdiğinin tespiti ile bu tespitlerin RTSY md. 13/4 düzenlemesiyle karşılaştırılması, Kanun’un kapsamına ilişkin belirlemelerdeki karmaşanın çözümünde yol gösterici olabilecektir. TİTRK çerçevesinde rehnedilemeyeceği öngörülen varlıkların ya da başka bir ifadeyle, Kanun kapsamı dışında kalacağı belirtilen rehin türlerinin ortak özelliklerinin tespiti, TİTRK uyarınca rehni mümkün kılınan sicilli taşınır varlıkların, bahis konusu ortak özelliği haiz bulunup bulunmadığının saptanması suretiyle, Kanun’un tercihlerinin yerindeliği konusunda da fikir verecektir. Böylece, kendi özel sicillerinin mevcudiyetine rağmen RTS’ye tescil suretiyle üzerinde rehin hakkı kurulabileceği ifade edilen fikri mülkiyet haklarının, sicile tescil yoluyla rehni TMK’da hâlihazırda düzenlenmiş olan hayvanların ve ticaret unvanı ile işletme adının, TİTRK md. 5 hükmünde sayılmasının bilinçli bir tercihi yansıtıp yansıtmadığı hususu açıklığa kavuşturulabilecektir.