Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Roma Hukuk Öğreniminin Medenî Hukuk Öğrenimine Etkisi

The Influence of Roman Law Education on Civil Law Education

Hüseyin Murat DEVELİOĞLU

Mustafa Kemal Atatürk günümüz Türk hukuk bilgisinin temelini inşa etmiştir. Özellikle medenî hukuk alanında yaptığı reformlarla Türk Hukuku, Iustinianus tarafından kanunlaştırılmış olan sisteme tamamıyla dahil olmuştur. Bu da, medeni hukuk eğitiminin temelinde, iyi bir Roma hukuku eğitiminin varlığını gerekli kılar. Oysa, maalesef, Roma hukuku eğitimine verilen önem her geçen gün azalmaktadır.

Hukuk Bilimi, Medeni Hukuk, Roma Hukuku, Iustinianus, Romanizasyon.

Mustafa Kemal Ataturk has established the foundation of modern Turkish legal knowledge. Most importantly, with the reforms in the domain of civil law, Turkish law has completely been incorporated in the system legislated by Iustinianus. This makes the existence of a good Roman law education necessary for as the foundation of civil law education. Unfortunately; however, the importance attached to Roman law education is diminished every day.

Legal Science, Civil Law, Roman Law, Iustinianus, Romanization.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ordinaryüs Profesörü Richard Honig1 yaşadığımız bölgenin hukukunun -Iustinianus’a ve M.S. 530-534 tarihleri arasında gerçekleştirilen Corpus Iuris’e2 ve Atatürk’e ve 1924-1927 tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk Hukuk Reformuna atfen- üstün dimağlı ve ilke sahibi şahsiyetlerin sayesinde iki kere yenilenmiş ve güçlendirilmiş olduğunu belirttikten sonra şöyle devam eder: Iustinianus, Corpus Iuris derlemesini emrederek Roma hukukunun fikir ve bilimini bize muhafaza ederken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk yeni kanunların kabul edilmesini kararlaştırarak günümüz Türk hukuk bilgisinin temelini inşa etmiştir. Nasıl ki Iustinianus’un eseri yüzyıllar boyunca süregelmiştir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ünki de, kendi milletinin hukuk bilgisini ilelebet belirleyecektir.

Bilindiği üzere Türkiye’deki hukuki romanizasyon süreci3 , Osmanlı İmparatorluğu’nun son asrında, Osmanlı reformları sürecinde (Tanzimat, 1839-1876) modern kanunların Kıta Avrupasından iktibası (buna dair, sırasıyla, 1807 Fransız Code de commerce’inden ve 1810 Fransız Code pénal’inden uyarlanan 1850 tarihli Osmanlı Ticaret Kanununu ve 1858 tarihli Osmanlı Ceza Kanunununu düşünebiliriz4 ) ve Roma hukukunun Türk hukuk eğitimine dahil edilmesiyle başlamıştır5 . İlginç olan Roma hukuk eğitiminin İmparatorluğun hukuk öğrenimine dahil edilmesinde insiyatif alan kişinin Fransız Medeni Kanununun iktibasına karşı kalınarak kaleme alınan Mecelle (1868-1876)6 komisyonunun başı, ulema sınıfının seçkin üyesi Ahmet Cevdet Paşa olmasıdır7 . Bununla birlikte, Türk Hukukunun, Iustinianus tarafından kanunlaştırılmış olan sisteme tamamıyla dahil olmasının8 , 1926 yılı Türk Kanunu Medenisinin kabulü ile gerçekleştirilmiş olduğu açıktır9 . Bu şekildedir ki, ünlü Türk romanist Ziya Umur’un10 tabiriyle “bir taraftan ilmi ve nazari sahadaki, diğer taraftan teşrii siyaset sahasındaki anlayışı ile kendisiyle mukayese edilebilecek olan nadir kanun koyucuları arasında en büyüğü gibi gözüken” Iustinianus tarafından kanunlaştırılan Roma hukukunun Türk Hukuk eğitimindeki rolü değişmiştir. Bundan böyle, Roma hukuku, “hukuk öğrenmeye liyakatı olan gençliğe (cupida legem iuventus)11 ”, “iyi ve adil olanın sistemi (ars boni et aequi)”ni12 tanıtmanın yanı sıra, Türkiye’deki “yeni hukukun” kavranmasına da hizmet eder hale gelmiştir13 . Bunun Türk hukuk eğitimindeki yansıması da, bir anlamda, iki yönde gerçekleşmiştir:

Günümüzde “geçerliliği (validità)”14 bulunan her hukuk “sistemine (sistema)” dahil devletlerin kendi hukuk “düzeni (ordinamento)” vardır. Bu hukuk düzenleri içinde yer alan münferit normların her biri zaman içerisinde pek çok kez değişir, olağandır. Buna karşılık, hukuk sistemlerinin, zamana karşı “direnmeye” (resistenza) devam eden iki unsuru söz konusudur: “kavramlar (concetti)” ve “ilkeler (principi)”15 . Bu iki unsurun “ana yaşam kaynağı” Roma-Germen hukuk sistemine dahil olan ülkeler için de, Türkiye için, “muazzam ve muhteşem Roma hukuku”dur16 .

Roma Hukuku öğrenimi, Roma hukuk sistemine dahil olan ülkelerdeki fakültelerde öğrenim gören her bir “hukukçu” adayı için zorunludur. Hukuk eğitiminin olmazsa olmaz unsurudur. Kendi ‘şehrinin’ hukukunu bilmeyen bir hukukçu düşünülemez.

Bu noktada bir medeni hukukçu olarak, öğrencisi olduğum ünlü bir Türk Medeni Hukuk profesörünün, son derece yerinde bir şekilde belirttiği serzenişlerine, katılmadan edemeyeceğim17 : Ne var ki, bugün ülkemizdeki hukuk eğitiminde gittikçe ağırlık kazanan eğilim, bu tarihsel ve reel gerçekle bağdaşmamakta; Roma Hukuku dersleri yetkili kurullarca bir yarıyıllık ders haline getirilmekte veya ders saatleri azaltılmaktadır. Bu vahim hatanın yarattığı en büyük olumsuzluk ise Özel Hukuk alanının temelini oluşturan Medeni Hukuk biliminin taşıyıcı kolonlarını çürütmesidir. Gerçekten, yeterli kapsamda ve hakkıyla verilen bir Roma Hukuku eğitimi, öğrencinin Medeni Hukukun alt dallarını, özellikle Borçlar Hukukunu iyi anlamasını ve mantığını -daha güzel deyimle- ‘ruhunu’ iyi kavramasını sağlamaktaydı. Fakat maalesef bugün gelinen noktada eski dönemlerde geçerli olan bu büyük avantaj artık söz konusu değildir. Bugün ‘hukuk fakültesi mezunu’ ile ‘hukukçu’ kavramları arasında bir farklılık oluşmuşsa, hukukçuluk mesleği artık bir ‘sanat’ olmaktan çıkmışsa bunda en önemli etkenlerden biri de Roma hukukuna gereken önemin verilmemesidir.

Bizleri karamsarlığa iten bu ortamdan sıyırmayı başaran Avrasya’nın tüm romanistlerine teşekkür ederim.