Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sigorta Güvence Hesabı’nın Kapsamı ve Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Scope of the Assurance Account and the Compensation for the
 Loss of Support

Vural SEVEN

Güvence Hesabı, belirli tür zorunlu sigortalarda zarar görenleri koruyan bir zorunlu sigorta poliçesi olmaması halinde oluşabilecek mağduriyetleri gidermek amacıyla kurulmuştur. Güvence Hesabı’nın teminat kapsamı, zarar görenin tüm zararlarını karşılamamaktadır. Sigortacılık Kanunu, Güvence Hesabı’ndan belirli şartlarda bedensel zararlar gibi ağır mağduriyetler oluşturabilecek zararların talep edilebileceğini düzenlemiştir. Bu açıdan Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu hâllerin ve sorumluluk kapsamının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Güvence Hesabı, zorunlu sigortalara ilişkin güvence sağlamakla birlikte, bu koruma her durumda ve tüm zararlar için söz konusu değildir. Koruma için özel başvuru şartları getirilmiştir. Güvence Hesabı ile zorunlu sigorta sözleşmesi yapan sigorta şirketinin sorumluluk kapsamı aynı değildir. Güvence Hesabı, zorunlu sigortalar kapsamında bulunan öncelikli zararları gidermek için kurulmuştur. Bu kapsamda bir zarar tespit edildikten sonra, diğer özel şartların gerçekleşmesi gerekir. Güvence Hesabı’nın sadece bedensel zararlardan sorumlu olduğu hâllerde destekten yoksun kalma tazminatından sorumluluğu bulunmamaktadır. Çünkü destekten yoksun kalma zararları bedensel bir zarar değildir. Destekten yoksun kalma zararları yansıma bir zarardır. Bu nedenle Güvence Hesabı’nın bedensel zararlardan sorumlu olduğu durumlarda, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmemelidir.

Güvence Hesabı, Zorunlu Sigorta, Bedensel Zarar, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, Yansıma Zarar.

The Assurance Account was established to address grievances that could arise if there were no compulsory insurance policies that would protect victims of certain types of compulsory insurance. Account Assurance coverage, does not meet all of the damages suffered. The Insurance Act has regulated that under certain conditions damages which may create severe grievances such as bodily injuries can be demanded from the Account Assurance. In this respect, it is very important to determine the conditions which the Assurance Account is responsible and the scope of responsibility of Assurance Account. While the Assurance Account provides assurance for the mandatory insurances, this protection is not a concern for all cases and all damages. The specific application conditions are met for this protection. The liability of the insurance company which makes the compulsory insurance contract does not have the same liability coverage as the Assurance Account. The Assurance Account was established to cover the priority losses covered by compulsory insurances. In this context, other specific conditions must be realized after a loss has been detected. The Assurance Account is only responsible for bodily injuries and does not have any responsibility for compensation for the loss of support. Because the loss of support is not a bodily injury. The loss of support is a damage by reflection. For this reason, compensation for the loss of support should not be awarded where the Assurance Account is liable for bodily injury.

Assurance Account, Compulsory Insurance, Bodily Injury, Compensation for the Loss of Support, Damage by Reflection.

Giriş

Günlük hayat veya mesleki yaşantı içinde bazı faaliyetlerin yürütülmesi yüksek riskler içerebilir ve bu nedenle sık sık zararların ortaya çıkmasına sebep olabilir. İşte bu gibi tehlikeli faaliyetler nedeniyle sürekli olarak zarar görme tehlikesi altında olan üçüncü kişileri korumak amacıyla veya kamu yararının gerektirmesi hâlinde, kanun veya Bakanlar Kurulu kararı ile zorunlu sigortalar öngörülmüştür. Bu şekilde belirlenen riskli faaliyetler kapsamında sorumlu olan kişiler korunduğu gibi, bu faaliyet nedeniyle zarara uğrayan kişilerin de hakları güvence altına alınmış olmaktadır. Belirli tehlikeli faaliyetlerde zorunlu sigortalar düzenlenmiş olmasına rağmen, bazı durumlarda somut olayda bu faaliyetler nedeniyle zarar görenleri koruyan bir sigorta poliçesi olmayabilir. Bu nedenle de zarara uğrayan kişilerin zararlarını sorumlulardan tazmin edememesi ve mağduriyete uğraması söz konusu olabilir. İşte kanun koyucu bu gibi durumların sıkça yaşanabileceği zorunlu sigortalar kapsamında oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek adına Güvence Hesabı’nı düzenlemiştir. Güvence Hesabı ile teminat altında olan faaliyetler nedeniyle zarara uğrayan kişilerin zararlarını tazmin edememe riski ortadan kaldırılmış olmakta ve zorunlu sigortalara olan güvenin korunması sağlanmaktadır.

Ancak Güvence Hesabı’nın teminat kapsamı, zarar görenin tüm zararlarını karşılamamaktadır. Sigortacılık Kanunu, Güvence Hesabı’ndan belirli şartlarda zarar gören açısından bedensel zararlar gibi ağır mağduriyetler oluşturabilecek zararların talep edilebileceğini düzenlemiştir. Bu açıdan Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu hâllerin ve sorumluluk kapsamının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

I. Güvence Hesabı

Güvence Hesabı, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenen ve Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde faaliyet gösteren bir kuruluştur. Güvence Hesabı’nın tüzel kişiliği bulunmakta olup, Yönetim Komitesi tarafından yönetilir (Güvence Hesabı Yönetmeliği m. 4)1 . Güvence Hesabı’nın amacı; Sigortacılık Kanunu’nda sayılan sigorta türlerinde, şartların oluşması hâlinde, bu sigortalarla belirlenen geçerli teminat tutarlarına kadar zararların karşılanmasıdır (Sig. K. m. 14/1). Bu şekilde zorunlu sigortalara olan güvenin korunması, gelişmiş bir garanti sisteminin oluşturulması ve bazı zorunlu sigortalara ilişkin zarar görenlerin zararlarının belirli şartlarda karşılanması amaçlanmıştır2 . Başka bir ifadeyle Güvence Hesabı, zorunlu sigortaları yaptırmaksızın faaliyette bulunan kişilerce verilecek zararları karşılamak için kurulmuştur ve kamusal bir yararı koruma amacı vardır3 . Güvence Hesabı, bir anlamda somut olayda zarar göreni koruyan zorunlu sigortanın bulunmaması hâlinde oluşan boşlukları doldurmaktadır4 .

Güvence Hesabı, 14.06.2007 tarihinde yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ile kurulmuştur. Türkiye’de Güvence Hesabı’nın ilk hâli ise, “Garanti Fonu5 adı altında, 13.10.1983 tarihinde kabul edilen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 108. maddesinde düzenlenmiştir6 . Sigortacılık Kanunu, Güvence Hesabı’nı düzenlediği içindir ki; Güvence Hesabı’nın selefinin düzenlenmiş olduğu Karayolları Trafik Kanunu’nun 108. ve 107/3 maddelerini yürürlükten kaldırmıştır (Sig. K. m. 45/3). Bu şekilde Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı’nın yerini, Güvence Hesabı almıştır7 .

Ayrıca Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı’nın tüm sorumlulukları, varlıkları, alacakları ve yükümlülükleri Güvence Hesabı’na devredilmiştir. Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı’nın ilişkili olduğu davalar ve takipler de, Güvence Hesabı ile ilişkili olarak devam eder (Sig. K. geç. m. 1). 26.07.2007 tarihinde yayınlanan Güvence Hesabı Yönetmeliği8 ile de; Güvence Hesabının kuruluşuna, işleyişine, tanıtımına, idari masraflarına, fon varlıklarının nemalandırılmasına, Hesaptan yapılacak ödemelere, gerek ilgililere gerekse Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yapılacak rücûlara, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, Sigortacılık Eğitim Merkezi ve Komisyona yapılacak katkı payları ile, Hesap kapsamındaki zorunlu sigortaların denetimi ve takibinden kaynaklanan giderler ile diğer harcamalara ilişkin esaslar düzenlenmiştir.

II. Güvence Hesabı’na Başvuru Koşulları

Güvence Hesabı’na her hâl ve şartta başvurulamadığı gibi, Güvence Hesabı’nın teminat sağladığı zarar türleri ve limitleri de sınırsız değildir. Güvence Hesabı’na başvuru hakkının kapsamı ve şartları temel olarak Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddelerden hareketle Güvence Hesabı’na başvuru hakkının olup olmadığının tespiti için sırasıyla aşağıdaki üç hususun varlığı incelenmelidir: