Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

AİHM Kararları Işığında Tutuklulukta Makul Süre

Samet YAZICI

Bu çalışmada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’nin tutuklanan kişilerin hukuki durumuna ve tutukluluk sürelerine ilişkin yorumlarına, esas olarak yer verilecek olup Türk hukukuna ilişkin ayrıntılı bir inceleme yapmaktan kaçınılacaktır. Bu bağlamda sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında tutukluluk kararlarına ve tutukluluk sürelerine ilişkin ölçütler belirlenmeye çalışılacaktır.

Çalışmanın amacı ise, kişi hürriyetini sınırlandıran tutuklama tedbiri ile ilgili ölçütler konusunda uygulayıcıların dikkatini çekmektir.

Tutuklama, AİHS, AİHM, makul süre, geçici tutukluluk, salıverilme hakkı.

Bir Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), ‘Koruma Tedbirleri’ başlığı altında yedi bölüme yer vermiştir. Bunlardan birisi de tutuklama şeklindedir. Tutuklama, bir koruma tedbiri olduğuna göre, koruma tedbirinden ne anlaşılması gerektiğinin tespitine ihtiyaç vardır. Koruma tedbirleri teorisine göre1 koruma tedbiri, hukukun diğer dallarında da yer alan tehlike tedbirinin bir çeşididir. Kunter’e göre tehlike tedbiri, tehlike denilen ve korkulan zarar ihtimaline karşı aldığımız tedbirlerdir. Bunların bir çeşidi önleme tedbiridir ve uzak tehlikeyi önlemeye yöneliktir. Koruma tedbiri ise, yakın olan tehlikeye karşı kendimizi tehlikeli sonuçtan korumaya yarar. Bir diğer tanım şu şekildedir: “Ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin sonunda verilecek kararların kâğıt üstünde kalmamasını ve muhakeme masraflarının karşılanmasını sağlamak amacıyla, kural olarak, ceza muhakemesinde karar verme yetkisini haiz olan yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan durumlarda geçici olarak başvurulan ve hükümden önce bazı temel hak ve hürriyetlere müdahaleyi gerektiren kanuni çarelere koruma tedbiri denir2.

Tutuklamanın ne olduğuna da bu açıklamalar çerçevesinde bakmak gerekirse tutuklama; maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlayan ceza muhakemesinde, suçluluğu henüz kesin hükümle ispatlanmamış olan ve fakat suç işlediği hususunda kuvvetli şüphe bulunan şüphelinin veya sanığın özgürlüğünün; kaçmasını, delilleri karartmasını, yeniden suç işleme tehlikesini önlemek amacıyla maddi hukuktaki şartlarla ve geçici olarak hâkim kararıyla kaldırılmasıdır. Centel’e göre tutuklama, suçlu olduğu konusunda henüz kesin hüküm bulunmayan, ama suç işlediği şüphesi kuvvetli olan kişinin özgürlüğünün, ceza muhakemesinin gerçekleştirilebilmesi ya da muhtemel bir mahkûmiyetin ileride yerine getirilebilmesi için, yazılı hukuktaki şartlarla ve hâkim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır3.

Bu tanımlarda yer alan ve bu çalışmanın ana fikrini teşkil eden unsur, tutukluluğun geçici olmasıdır. Geçicilik, tutukluluk halinin hiçbir durumda makul süreyi geçememesini ve tutuklamanın ceza olarak uygulanamamasını ifade eder.