Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hükmün Açıklanmasının Geri 
Bırakılmasının Memuriyete Giriş ve
 Memuriyetin Sona Ermesine Etkisi

The Impact of Suspension of the Announcement of Verdict to Entry
 Into and Termination of Public Service

Serkan ÇINARLI,Sevinç ARSLAN HIZAL

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, ilk defa suç işlemiş kişilerin ve özellikle genç suçluların hapis cezasına çarptırılmalarının doğurabileceği zararlı sonuçların önlenmesi düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. İngiliz ve Amerikan hukukunda 19. yüzyılda uygulanmaya başlanan bu kurumun ülkemizde henüz on yıllık bir geçmişi vardır. Bu denli yeni bir kurum olmasından kaynaklanan doğal bir sonuç olarak, uygulamada birçok sorun yaşanmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının düzenlendiği kanun maddelerinde bu kısa zaman sürecinde birçok değişiklik ve ekleme yapılmıştır. Ancak öğretide hala birçok yönüyle tartışılmaya devam etmektedir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun karma bir nitelikte olduğu ve hem ceza hukukunu hem de ceza muhakemesi hukukunu ilgilendirdiği kabul edilmektedir. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sonuçlarının etkilediği en önemli alanlardan biri memur hukuku olmuştur.

Bu çalışmada memur hukukunun konusu olan devlet memurluğuna alınma şartları ve devlet memurluğunun sona ermesine ilişkin şartlar irdelenirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bu şartlara etkisi tartışılacaktır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Memur, Memuriyetten Çıkarma, Disiplin Cezası.

The institution of suspension of the announcement of verdict came out with the idea of prevention of the possible harmful consequences from the convictions given for the persons especially for juvenile who committed crime for the first time. This institution, introduced in British and American laws in 19th century has a history of only ten years in our law. As a natural result of being such a young institution, there has appeared many problems in practice and a number of amendments and additions have taken place in the provisions of the Statute on the Suspension of the announcement of verdict in the meantime. However it is still under dispute in many aspects by doctrine.

The institution of the suspension of the announcement of verdict is of a mixed character and deemed to be in relation with both criminal law and criminal procedure law. However one of the most important fields affected by this institution is the law of public service.In this study while the conditions of entry into public service, a theme of the law of public service are scrutinized, the impact of the institution of suspension of the announcement of verdict on the termination public service is also discussed.

Suspension of Verdict, Public Servant, Dismissal From Public Service, Disciplinary Action.

Giriş

Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür. Anayasamızın 128’inci maddesine göre memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görevleri ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylıkları ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Yine Anayasamızın 70’inci maddesine göre; her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez.

Devlet memurlarının hizmet şartları, nitelikleri, atanmaları ve yetiştirilmeleri, ilerlemeleri ve yükselmeleri, memurluğun sona erme koşulları, ödevleri, hakları, yükümlülükleri ve sorumlulukları, aylıkları ve ödenekleri ve diğer özlük işleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlenmiştir.

Devlet memuru olabilmek için devlet memurluğuna alınmada genel ve özel şartlar aranır. Devlet memurluğuna alınma şartları 657 sayılı Kanunun 48’inci maddesinde düzenlenmiştir. Aynı maddenin beşinci fıkrasında memuriyete giriş şartı olarak belirli suçlar bakımından mahkûm olmama ve kamu haklarını kullanmaktan mahrum olmama durumu düzenlenmiştir. Yine 657 sayılı Kanunun 98’inci maddesinde memurluğun sona ermesi düzenlenmiştir. Bu şartlar, sadece memur olarak atanacak olanlar için değil; Kanunun genel olması hasebiyle çoğu zaman sözleşmeli veya diğer bir özel kanuna tabi (Örneğin, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi personel) kamu görevlileri içinde uygulanmaktadır.

Ceza mahkemeleri tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, memurluğa giriş şartlarından olan mahkûm olmama ve kamu haklarından mahrum olmama şartları ile bu şartların kaybedilmesi halinde memurluğun sona ermesi üzerinde ne gibi bir etkisi olacağını tartışmadan önce, bu kapsamda öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun incelenmesi gerekmektedir.

I. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kurumu

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, Anglo-Sakson kökenli bir kurum olup ilk defa suç işlemiş kişilerin ve özellikle genç suçluların hapis cezasına çarptırılmalarının doğurabileceği zararlı sonuçların önlenmesi düşüncesiyle, İngiliz ve Amerikan mahkemeleri tarafından 19. yüzyılda uygulanmaya başlanmıştır2 .

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk hukukuna ilk kez 2005 yılında Çocuk Koruma Kanununun 23’üncü maddesiyle girmiştir. Kanunun ilk halinde hükmün uygulanması, sadece “suça sürüklenen çocuklar” açısından öngörülmüştü; büyükler için ise herhangi bir düzenlemeye yer verilmemişti. Yargıtay da bir kararında:

“Yasa koyucu, kişi hakkındaki hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuyla belirli koşulların gerçekleşmesi halinde kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir… Aksi görüşün kabulü daha önce hapis cezasına mahkum olmamış çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması suretiyle adli yönden lekelenmeme haklarının ellerinden alınması sonucunu doğurur ki, bu sonuç hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun düzenleniş amacına açıkça aykırıdır.”3

diyerek bu düşünceyi desteklemiştir.

Daha sonra kanunkoyucu, büyükler için de bu düzenlemenin yürürlüğünü sağlamak için, 5560 sayılı Kanunun 23’üncü maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 231’inci maddesine beşinci ve ondördüncü fıkraları eklemiştir4 .

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, öncesinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış ya da mahkûm olmuş olsa bile, işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla adli sicil kaydının silinmesi koşullarına sahip kişilerin5 , suçtan doğrudan doğruya zarar görenin maddi zararını karşılamaları ve mahkemede bir daha suç işlemeyecekleri konusunda kanaat uyandırmaları kaydıyla uygulanan, kanunda öngörülen denetim süresinin kasıtlı bir suç işlenmeden geçirilmiş olması ve denetim süresi içerisinde öngörülecek yükümlülüklere uygun davranılması halinde kamu davasının düşürülmesi sonucunu doğuran, kişilere hiç suç işlememiş sayılma imkânını sağlayan, sui generis nitelikte bir kurumdur6 .

İlk defa suç işleyen kimse açısından, ceza hükmü kurulmasının fail açısından yarardan çok zarar getireceği düşüncesiyle kabul edilmiş bir kurumdur7 .

Sanığın suçu sabit görülmüş ve bir ceza verilmiştir; ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile mahkûmiyet hükmü bir hukuki sonuç doğurmamaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, suçun sanık tarafından işlendiği sabit görülerek mahkûmiyetine karar verilmekte; fakat kurulan mahkûmiyet kararının açıklanması geri bırakılmaktadır. Dolayısıyla mahkeme burada, birisi mahkûmiyet diğeri de bu kararın açıklanmasının geri bırakılması olmak üzere iki karar vermektedir8 . Hâkim her iki kararı da aleni duruşmada açıklar ve duruşma tutanağına geçirir. Burada Devlet adeta, “cezanın kamusallığı ilkesi” dolayısıyla ortaya çıkan ceza verme yetkisinden vazgeçmekte; bireyle iyi hal gösterme ve dürüstçe yaşama konusunda pazarlık yapmakta ve ayrıca bireye güven duyduğunu göstermektedir9 . Kurum ile bireyleri cezaevi koşullarından tamamen uzaklaştırma, hapis cezasının risklerini azaltma, sanığın denetimli serbestlik sistemiyle iyileştirilmesini sağlama, sanığı hiçbir yara ve leke almaksızın topluma kazandırma, cezanın genel ve özel önleme amacına hizmet etme hedeflenmektedir10 .