Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hâkimlerin Yargısal Faaliyetlerinden Dolayı Hukuki Sorumluluğu ve Yeni HMK Tasarısında Getirilen Yenilikler

Bahattin ARAS

ÖZET:

Bu çalışmada temel olarak, hâkimlerin yargısal faaliyetlerinden kaynaklanan zararlardan dolayı açılacak tazminat davasının koşulları ve bu konudaki uygulama örnekleri ile öğretideki görüşler ve öneriler ele alınmıştır Ayrıca yeni HMK Tasarısının bu konuda getirdiği düzenlemeler temel olarak ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Tazminat, Hâkimin Sorumluluğu, Rücu, Yargısal Faaliyet, Zarar, Kusur.

Giriş

Genel olarak, kamu hizmetlerinin ifasından dolayı kamu tüzel kişilerinin sorumlulukları, hizmet kusuru na; orada görevli kişilerin sorumluluğu ise onların kişisel kusurlarına tabi tutulmuştur. Anayasanın 138/1-2 hükmünde teminat altına alınan “hâkimlerin bağımsızlığı ” ilkesi, idare hukukunda Devletin ilgili hizmetinde çalışan kişinin faaliyetlerinden sorumluluğunu tayin eden hizmet kusuru ölçüsünün hâkimler yönünden uygulanmasına olanak vermez. Türk pozitif hukuku, ilke olarak, yargı fonksiyonunun ifa edilmesi dolayısıyla Devletin sorumlu tutulamayacağı esasını benimsemiştir.

Bir kimseye verilen zararın tazmin edilmesi ve tazminat yükümlülüğünün paylaştırılması konusunda gündeme gelen hukuki sorumluluk, akit dışı zararlardan kaynaklanan sorumluluğu düzenleyen kuralların bütünü olarak tanımlanmaktadır1. Kişilerin uğradıkları zararlar bakımından kural olarak kamu görevlileri verdikleri zararlardan ötürü sorumludurlar. Zararın giderilmesi bakımından temel kural kusur sorumluluğudur. Sorumluluk kuralına göre, zarar kişinin kusurundan kaynaklanmış ise bu zarar kusurlu kişiden tazmin edilir. Bu kapsamda “Kusur Sorumluluğu ” kuralını düzenleyen Borçlar Kanununun 41’inci maddesindeki temel düzenleme genel bir sorumluluk kuralı olup özel bir kanun hükmü bulunmadıkça meydana gelen zarar hallerinde bu sorumluluk hali uygulanacaktır2. Meydana gelen zarar bir kamu hizmetinin ifası sırasında oluşmuş ise burada kamu görevlisinin hizmet kusurunun olup olmadığına bakılacaktır. Çünkü Anayasamızın 129’uncu maddesinin 5’inci fıkrası ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 13’üncü maddesi gereğince kamu görevi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı, doğrudan kamu görevlisi aleyhine değil; ilgili kurum aleyhine dava açılacağı ve kurumun kamu görevlisine rücu hakkının olduğu düzenlenmiştir. Bu nedenle, kamu görevlisi hakkında görevinden dolayı hizmet kusuru nedeniyle Devlete, şahsi kusuru nedeniyle doğrudan kamu görevlisine tazminat davası açılacaktır3.