Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bir Kararın Usule Aykırılıktan Bozulmasının Koşulları

Mehmet Akif TUTUMLU

I. Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesinin 22.04.1983 Tarihli ve 2092/3666 Sayılı Kararı

(H) ile (A) arasındaki vasi tayini davasının, (T)nin müdahalesi ile ve bozmaya uyularak yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kâğıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıkları bozma sebebi sayılamaz (HUMK m. 428/son). Aksi halde, sırf şekle dayalı ve hükmü değiştirmeyen usul yanlışlığı yüzünden kararın bozulması, uyuşmazlıkları uzatmaktan başka işe yaramaz. İşte kanun koyucu bu amaçla, yararsız uzatmaları önlemek için bu tür usul eksikliğini bozma sebebi kabul etmemiştir. Yapıldığı ileri sürülen usul yanlışlığı, son oturumda muhbire (davacıya) söz verilmeden duruşmanın bitirilmiş olmasından ibarettir. Az önce belirtildiği üzere, bu eksiklik olmasa idi, temyize konu olandan başka bir hüküm verilmesi mümkün olacak idi ise, bu takdirde, usul yanlışlığı sebebiyle hükmün bozulması gerekir. Oysa dosyadaki deliller ve özellikle Adlî Tıp Meclisi'nin doyurucu ve ayrıntılı raporu karşısında muhbir (davacı) tarafı, son oturumda söz verilmiş olsa idi bile, isteğin (davanın) reddi gerekeceği için bu yöne değinen temyiz isteği yerinde değildir.

2- Dosyadaki raporlar ve toplanan deliller karşısında, davacının (muhbirin) dinlenmeyen tanıkları, iddiasına uygun beyanlarda bulunmuş olsalardı bile, vesayet kararı verilmesi mümkün olamayacağı yolunda mahkemenin belirttiği gerekçe ve takdirinde yanlışlık yoktur. Onun için bu eksiklik dahi bozma sebebi sayılamamıştır.