Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Boşanma Sonucunda Ortak (Birlikte) Velayet

Joint Custody in Consequence of Divorce

Zeynep Ayza GÜLGÖSTEREN

Türk Medeni Kanunu’na göre velayet hakkı, evlilik birliğinin devamı süresince ana ve baba tarafından birlikte kullanılır. Çocuğun doğum anından önce, ana ve babanın velayet hakkı kaldırılmamış ise ana ve baba doğum anından itibaren velayet hakkına birlikte sahip olur. Ana ve babadan birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe aittir. Boşanma halinde ise çocuğun kendisine bırakıldığı tarafa ait olmaktadır. İç hukukumuz bakımından bağlayıcı olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ilgili maddeleri uyarınca, kamusal ve özel yardım kuruluşları, idari makamlar, mahkemeler ve yasama organı tarafından yapılan ve konusunu doğrudan çocuğun oluşturduğu yahut çocuk ile ilişkilendirilen her konuda “çocuğun üstün yararı” esas alınacaktır. Bu durum, velayet hakkının verilmesi hususuna hakim olan ilkenin “çocuğun üstün yararı” ilkesi olduğunun göstergesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi incelendiğinde kanun koyucunun hakime, velayetin tevdi konusunda takdir hakkı tanıdığı görülmektedir. Hakim, boşanmaya hükmederken çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak velayet hakkının ana veya baba tarafından kullanılmasına hükmedebileceği gibi, ana ve baba tarafından birlikte kullanılmasına da hükmedebilecektir. Bu bağlamda doktrinde, velayet hakkının tevdi konusunda çeşitli görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Çalışmada, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ilgili maddeleri ve doktrindeki görüş ayrılıkları çerçevesinde, boşanma sonucunda ortak (birlikte) velayet incelenmiştir.

Velayet Hakkı, Çocuğun Üstün Yararı, Velayetin Tevdi, Ortak (Birlikte) Velayet.

According to the Turkish Civil Code, the custody of the child is carried out together by both parents during the continuation of the union of marriage. If the right of custody has not been terminated before the birth of the infant, the parents have the right from the moment of birth. In the case of death of a parent, the custody belongs to the surviving spouse. In the case of divorce, on the other hand, the child custody is awarded to one of the parents with the decision of the court. In accordance with the relevant articles of the United Nations Convention on the Rights of the Child, which is legally-binding on our domestic law, in all actions concerning children or matters directly related to children, whether undertaken by public or private social welfare institutions, courts of law, administrative authorities or legislative bodies, “the best interests of the child” shall be a primary consideration. That is the indicator of the fact that the principle that determines the right of the custody is “the best interests of the child” principle. When the article 336 of the Turkish Civil Code is analyzed, it is seen that the right of judgement on awarding of the child custody is vested in the judge. While the judge is ruling the divorce, considering the best interests of the child, the right of custody can be awarded to either one of the parents or both of them. In this context, various disagreements about awarding of the right of custody have been emerged in the doctrine. In this study, within the framework of the relevant articles of the United Nations Convention on the Rights of the Child and the disagreements in the doctrine, the common custody in the consequence of divorce has been studied.

The Right of Custody, The Best Interests of the Child, Awarding of Custody, Joint Custody.

GİRİŞ

Çocuk, farklı ulusal ve uluslararası düzenlemeler göz önünde tutularak tanımlanacak olur ise, on sekiz yaşından küçük bireyleri ifade etmektedir. Çocuklar ile ilgili her tür konuda öncelikli olarak “çocuğun yararı” kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bu kavram çerçevesinde gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde birçok düzenleme yapılmıştır.

Çocuk ile ana baba arasındaki ilişki, önemi nedeni ile her zaman hukukun konularından biri olmuştur. Uzun yıllar boyunca bu ilişki egemenlik ilişkisi olarak tanımlamış, zaman içerisinde ise çocuğun her birey gibi hak süjesi olduğu kabul edilmiş ve ortaya çocuk hakları kavramı çıkmıştır. Buna bağlı olarak birçok hukuki gelişme yaşanmış ve bu gelişmeler sonucunda 1989 yılında çocuğa verilen hakları korumak amacı ile çok sayıda devlet tarafından benimsenen “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi” çıkarılmıştır. Çocuk hakları ile ilgili geçmişte olduğu gibi günümüzde de çalışmalar yapılmaktadır.

Toplumların temel yapı taşı ailedir. Zaman içerisinde aile yapısı farklılık göstermekte, buna bağlı olarak ana baba ile çocuk arasındaki ilişkide değişiklikler meydana gelmektedir.