Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İHAM İçtihatlarında Serbest Seçim Hakkı

Right to Free Elections in the Decisions of ECtHR

Pınar DİKMEN

Serbest seçim hakkı, siyasi bir hakkın İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Sistemi’nde (İHAS) nasıl korunduğunun ortaya konulması açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda 16 Nisan referandumu sonrası tartışılan hususların aydınlatılması açısından da değer arz ediyor.

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin ilk halinde, serbest seçim hakkı kabul edilmemiştir. Sözleşme metninin hazırlanması sırasında böyle bir hakkın tanınmasına yönelik tartışmalara rastlamaktayız. Ancak taraf devletlerin siyasi rejimlerine karışmama endişesi ile bu hak sözleşmenin ilk halinde yer almamıştır. Bu endişe niçin var? Çünkü siz serbest seçim hakkı vasıtasıyla, bir ülkenin parlamentosunu oluşturacak seçimlerin denetimini uluslararası bir kuruluşa bırakıyorsunuz. Ulusal parlamentoların nasıl oluştuğu siyasi rejimi oldukça yakından ilgilendiren bir husus. Yani uluslararası bir kuruluş siyasi rejimi doğrudan denetleyebilir hale gelebilir! Bununla birlikte, birazda Birleşmiş Milletler Sözleşmelerinin etkisi ile İHAS’a ek 1. Protokol’de bu hak en sonunda tanınmış. Fakat madde metnini okuduğunuzda tanınan hakkın çok da kuvvetli vurgulara sahip olmadığını görüyoruz. Buna göre yani Sözleşme ’ye ek 1. Protokolün 3. maddesinde tanınan serbest seçim hakkına göre taraf devletler yasama organı seçimlerinde; gizlilik, makul aralıklar gibi belirli bazı unsurları gözeterek, serbest bir seçim ortamı yaratmayı taahhüt ederler. Yani mutlak bir yükümlülük değil. Sadece bir taahhüt! Görüldüğü gibi çok da kuvvetli bir ifade değil. Ama bugün İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) ilgili içtihatlarını okuduğumuzda artık bu hakkın bireysel ve sübjektif bir hak niteliğine büründüğüne tanık olmaktayız. İHAM, bu hakkı yorumladığı kararlarında, serbest seçim ortamının oluşturulmasını bir taahhüt olmaktan çıkardı ve taraf devletlere belirli bazı yükümlülükler getirdi. Taraf devletler artık seçmen iradesinin özgürce ve demokratik şekilde ortaya çıkmasını sağlayacak tedbirleri almakla yükümlüler.

Konu ekseninde referandum sonrası tartışmaların merkezini, serbest seçim hakkındaki “seçim” ifadesinin tam olarak neyi kapsadığı oluşturmakta. Madde metninden de görüldüğü üzere, bu hak ilke olarak yasama organı seçimlerini güvencelemektedir. Daha net bir ifade ile prensip olarak sadece genel seçimlerde bu hakkın güvencesinden yararlanabiliyoruz gibi gözüküyor... Konuya daha ayrıntılı olarak bakıldığında, İHAM’ın otomatik bir kategorileştirmeye gitmediğini görmekteyiz. Yani serbest seçim hakkında öngörülen ilkelere uyulmadan gerçekleştirilen bir seçimin, mutlak surette genel seçim olmasına gerek yok. Eğer bir seçim ilk elden düzenleyici işlem yapma yetkisine sahip herhangi bir organın ya da meclisin oluşturulması amacı ile düzenlemişse, Mahkeme bu ilkelere uyulmadığı gerekçesi ile ihlal kararı verebilecektir. Dediğimiz gibi seçimin illa ki ulusal parlamento seçimi olmasına gerek yok.