Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Üçüncü Kişi Lehine Zorunluluk Hali

The State of Necessity for the Third Parties

Çağrı KAN

Üçüncü kişi lehine zorunluluk hali, Türk Ceza Kanunu’nda bağımsız bir norm olarak düzenlenmemiştir. TCK m. 25 f. 2’de zorunluluk hali düzenlemesi ile birlikte ele alınmıştır. Zorunluluk hali ve üçüncü kişi lehine zorunluluk hali, ceza hukukunun önemli konularındandır. Üçüncü kişi lehine zorunluluk hali TCK m. 25 f. 2’deki zorunluluk hali düzenlemesinden farklılık taşımaktadır. Bundan dolayı da genellikle ceza hukukunun diğer kavramları olan varsayılan rıza, görevsel çatışmalar ve aynı zamanda izin verilen risk gibi genel kurallarla da açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu konuda fail ile kurtarılan üçüncü kişi arasındaki ilişkiyi düzenleyen özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Zorunluluk halinin mevcut karmaşık doğası ile birlikte bu durum uygulamada problemlere yol açmaktadır. Bu problemlerin büyük bir kısmı, tıp hukuku ile ilgilidir. Mevcut düzenleme Türk Ceza Hukuku açısından pek çok karmaşık sorunun çözümünde yetersiz kaldığı için, kanaatimizce, ayrı bir norm halinde düzenlenmesi isabetli olacaktır.

Zorunluluk, Zorunluluk Hali, Üçüncü Kişi Lehine Zorunluluk Hali, Tıbbi Müdahaleler.

The state of necessity for a third party is not regulated as a specific provision in the Turkish Criminal Code. The concept is regulated under article 25 paragraph 2 of the Turkish Criminal Code, which sets out the state of necessity in general terms. The state of necessity and the state of necessity for a third party are among the important concepts of criminal law. Nevertheless, the state of necessity for a third party differs from general concept of the state of necessity. Therefore there are attempts to explain the concept within the scope of other general principles of criminal law such as default consent, duty conflicts and allowed/acceptable risks. There is no specific provision explaining the relationship between the perpetrator and the rescued third person in this regard. This situation causes problems in practice when considered along with the complicated nature of the state of necessity concept. Most of such problems concern medicine law. Given the fact that the current provision remains insufficient for the solution of many complex problems from the Turkish Criminal Law perspective, we are of the opinion that it would be appropriate to regulate it in a separate provision

Necessity, the State of Necessity, the State of Necessity for a Third Party, Medical Interventions.

I. GİRİŞ

TCK m. 25 f. 2’de zorunluluk hali ile birlikte üçüncü kişi lehine işlenebilecek kurtarma fiili zorunluluk halinin şartları içerisinde ve zorunluluk hali ile birlikte düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemede açıkça üçüncü kişi lehine zorunluluk hali ifadesi kullanılmamış, failin fiili başkasını kurtarma zorunluluğu ile ilişkilendirilmiştir. Fail buna göre; kendisine yönelen tehlikeye karşı gösterdiği fiili, başkasına ait bir hakka yönelen bir tehlike olduğunda, kurtarma fiili olarak gerçekleştirecektir. Burada, failin kendine yönelik tehlikeden kurtulmak için gösterdiği zorunluluk hali içinde işlenen fiilin bağlı olduğu şartlar aynen geçerlidir. Fail, bu fiilini hem tehlikenin ağırlığı, hem de konu ve vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile üçüncü kişi lehine gerçekleştirebilecektir. Faile, bu fiilden dolayı ceza verilmeyeceği, madde kapsamında düzenlenmiştir.

Failin üçüncü kişi lehine gerçekleştirdiği kurtarma fiili, üçüncü kişi açısından değerlendirildiğinde, somut olayın dışında bulunan bir fail, aslında sadece üçüncü kişi açısından bir ölçüt niteliği taşıyabilecek somut olayın şartlarına, ancak dışarıdan değerlendirdiği kadarıyla, bir kurtarma fiilinde bulunarak müdahale etmektedir. Bununla birlikte; bu ayrıksı duruma, somut olayın içinde bulunan failin tabi olduğu aynı şartlar uygulanmaktadır. Ancak, üçüncü kişi lehine zorunluluk halini ve bu yapı içerisinde işlenen kurtarma fiilini tam olarak değerlendirebilmek açısından öncelikle, zorunluluk halinde işlenen fiilin yapısını ve zorunluluk halinin şartlarını anlamak gerekmektedir. Bu değerlendirme olmaksızın kurtarma fiilini, salt ahlaki güdülerle ve insani yardım güdüleriyle açıklayabilmek mümkün değildir. Bu bağlamda, konumuz olan üçüncü kişi lehine zorunluluk halini, zorunluluk hali ile birlikte düzenlenmesi dolayısı ile aynı hukuki yapının elemanı saymak, değerlendirme sırasında bazı sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Çünkü somut olayda aynı şartlar, fiile ilişkin şartlar ve zorunluluk haline ilişkin şartlar olmak üzere, değerlendirme faaliyetinde ister istemez farklılık gerektirmektedir. Günümüzde, üçüncü kişi lehine zorunluluk halinin en sık görüldüğü alanlardan biri tıp hukukudur. Bununla birlikte, bu iki ayrı hukuki kurumun, aynı yapının içinde ve aynı yapının elemanlarıyla birlikte düzenlenme şekli, pek çok karmaşık sorunun çözümünde yetersiz kalmaktadır. Yine bu yapı içinde de ‘üçüncü kişiyi kurtarma fiili’nin, kanun ve emirlerin yerine getirilme zorunluluğu ile üçüncü kişiyi kurtarma zorunluluğundan da ayrılması gerekmektedir.1 Esasen bu anılan durumlar bir zorunluluk olup,2 zorunluluk hali değildir. “Kurtarılan kişi (la persona soccorsa), bu konuda kendi lehine hukuki etkileri üretmekten yoksun olan bir kişi ya da bu durumun varlığını değerlendiremeyen ve kavrayamayan bir kişi olabilir.”3 Buna yönelik farklı bir değerlendirme de üçüncü kişinin bu kurtarma fiiline muhalefet etmesi durumunda, zorunluluk halinde işlenmiş fiilin gerekliliğinin ortadan kalkabileceği yönündendir. Bu nedenle, üçüncü kişinin kurtarıcının müdahalesine istekli olmasının gerekliliği her ne kadar düşünülebilirse de4 bunu tüm durumlar açısından genellemek mümkün değildir. Somut olay içinde değerlendirilmelidir.

II. CEZA HUKUKUNDA ÜÇÜNCÜ KİŞİ LEHİNE ZORUNLULUK HALİNİN GELİŞİMİ

Üçüncü kişi lehine zorunluluk halini tam olarak anlayabilmek, aynı zamanda onun ardıl bir kurum olarak düzenlendiği zorunluluk halini kavrayabilmekle mümkündür. Bu açıdan zorunluluk halinin temellerine çok genel olarak değinmek yerinde olacaktır.