Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hukuka Aykırı Delillerin Türk Ceza Muhakemesi Kanunu Kapsamında Değerlendirilmesi

Die Auswertung Rechtswidriger Beweise im Rahmen der Türkischen Strafprozessordnung

Özge SIRMA GEZER

Ceza yargılaması maddi gerçeğe ulaşmayı hedeflemekle birlikte bu hedefe ulaşmak için kullanılan metodlar da özellikle insan hakları hukuku bakımından önem taşımaktadır. Zira modern hukuk anlayışına göre, insan onurunun korunması, maddi gerçeğin elde edilmesinden çok daha önemli bir amaçtır. Bu nedenle, hukuka aykırı elde edilmiş herhangi bir delilin yargılama sırasında kullanılması gerek Anayasa’ya gerekse Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı kabul edilmekte ve Türk ceza yargılaması hukuku insan onurunu ön planda tutan bir tutum izlemektedir.

Hukuka Aykırı Deliller, Ceza Muhakemesinde Hukuka Aykırı Elde Edilen Delil, Delil Yasakları, Yasak Sorgu Metodları, İnsan Onurunun Korunması.

Das Strafverfahren zielt auf die materielle Wahrheit ab. Bei der Erreichung dieses Ziels spielen die angewandten Methoden insbesondere im Hinblick auf die Menschenrechtsnormen eine wichtige Rolle. Denn nach dem modernen Verständnis von Recht, ist der Schutz der Menschenwürde viel wichtiger als das Ziel der Erreichung der materiellen Wahrheit. Daher wird die Verwendung eines Beweismittels während des Strafverfahrens, das durch Rechtsverletzung erlangt wurde, sowohl nach dem türkischen Grundgesetz als auch nach der türkischen Strafprozessordnung als rechtswidrig anerkannt. Das türkische Strafverfahrensrecht hat die Haltung, dass die die Menschenwürde im Vordergrund steht.

Rechtswidrige Beweise, Rechtswidrig erlangter Beweis im Strafverfahren, Beweisverbote, Unerlaubte Anhörungsmethoden, Schutz der Menschenwürde.

Delil genel olarak “İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare1” biçiminde tanımlanabilir. Ceza yargılaması bakımından ise delil, yargılamaya konu olan fiilin sanık tarafından işlenip işlenmediğini ortaya koymaya yarayan, böylelikle yargılama makamının bir kanıya ulaşmasını sağlayan, hukuk düzeninin izin verdiği her türlü ispat vasıtası olarak tanımlanabilir2.

Ceza yargılaması suç olarak nitelenen fiilin nasıl meydana geldiğini, diğer bir deyişle maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasını hedeflemektedir3. Maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için yapılan araştırmada ise her şey delil olarak kullanılabilir ve delillerin değerlendirilmesini yargıç vicdani kanaatine göre yapacaktır4. Yani ceza yargılamasında delil serbestliği ilkesi geçerlidir. Ancak bu serbestlik keyfiliğe yol açacak kadar geniş anlaşılmamalıdır. Nitekim maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik faaliyetlerde toplumun ve kişilerin zarar görme ihtimali karşısında ceza muhakemesi açısından söz konusu faaliyet eski değerini yitirmiş ve delil yasakları ile toplum ve kişiler korunmak istenmiştir5.

Delil yasakları ise, ceza yargılamasında delil elde edilmesi ve değerlendirilmesi işlemlerinin Hukuk devleti esaslarına uygun bir şekilde sınırlandırılması olarak tanımlanabilir6. Diğer bir deyişle ceza yargılamasında “hukuk sistemine, dolayısıyla da hukuk kurallarına aykırı biçimde elde edilmiş delil7” lerin yani hukuka aykırı delillerin kullanılması olanağı yoktur. Bu yüzden ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından tüm olgu ve delillerin re’sen araştırılması ve ortaya konulması kuralı Ceza Muhakemesi Kanunu’nunda (CMK) delil yasaklarının söz konusu kuralla çatışması ve sınırlaması nedeniyle geçerliliğini yitirmektedir8.