Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Zarar Sigortalarında Menfaat Eksikliği

Lack of Insurable Interest in Indemnity Insurance

Melda TAŞKIN

Sigorta sözleşmesinin konusunun ne olduğu uzun süreden beri tartışılan bir mesele olup öğretide hâkim fikir, sözleşmenin konusunu sigorta menfaatinin oluşturduğu yönündedir. Sigorta sözleşmesinin konusunun menfaat olduğunu iddia eden yazarlar arasında ise, menfaat kavramının kapsamı konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan farklı olarak, sigorta sözleşmesinin kurulduğu sırada mevcut olan veya sonradan ortaya çıkan menfaat eksikliği hallerini düzenlemek üzere genel bir hüküm sevk edilmiştir. Bununla birlikte özel bir menfaat eksikliği hali olan “sigortalı menfaatin el değiştirmesi” bahsi de, 6762 sayılı Kanundakinden farklı şekilde düzenlenmiştir. Ancak gerek menfaat eksikliğine ilişkin genel hüküm, gerekse de menfaatin el değiştirmesine ilişkin özel hüküm incelendiğinde, Kanundaki bu düzenlemelerin yüzeysel, düzensiz ve borçlar hukukunun genel prensipleri ile uyumsuz olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu hükümlere ilişkin madde gerekçelerindeki açıklamalar da sorunu çözmekten uzak ve oldukça karışıktır.

Çalışmada, sigorta sözleşmesinde menfaat eksikliği hallerine ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümleri, İsviçre ve Alman Sigorta Sözleşmeleri Kanunlarındaki ilgili düzenlemeler ile karşılaştırılmak suretiyle ve hukuki işlemlerin geçersizliğine ve sona ermesine Türk Hukukunda bağlanan sonuçlar gözetilerek değerlendirilmiştir.

Sigortalı Menfaat, Sigortalı Menfaatin El Değiştirmesi, Sigorta Sözleşmesinin Konusu, Menfaat Eksikliği, Riziko Yokluğu.

Subject of insurance agreements is an important problem which has been discussed for a long time. It is mostly alleged that the subject of the insurance agreements is “insurable interest”. However, even the authors who say the subject is “insurable interest”, deliberate over the extent of the insured interest.

Although there was not any provision about lack of insurable interest in the old Turkish Commercial Code (TCC) numbered 6762, this issue has been set right specially in the new TCC numbered 6102. On the other hand, the issue of assignment of insurable interest has been settled in a different manner from the old Code. However, it is important to mention about that both common and special provisions about assignment and lack of insured interest are so undetailed, superficial and incompatible with the provisions of Turkish Code of Obligations (TCO). The explanations of law’s preamble is also inexplicable and far from solving the problems in the practice.

In this study the provisions about lack of insurable interest of TCC, is examined in a comparative manner with German and Schweiz Insurance Contract Acts and evaluated within the frame of Turkish Code of Obligations.

Insurable Interest, Assignment of Insurable Interest, Subject of the Insurance Agreements, Lack of Insurable Interest, Lack of Risk.

I. GENEL OLARAK SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE MENFAAT KAVRAMI

Sigorta sözleşmesinin konusunun ne olduğu, uzun süreden beri tartışılan bir meseledir. Bazı yazarlar, sigortanın konusunun “eşya” olduğunu ileri sürerken2, öğretideki hâkim fikir ise, sigorta sözleşmelerinin konusunun eşya üzerindeki menfaat olduğu yönündedir3. Bu görüşü savunan yazarlar, kanaatimizce de isabetli şekilde, sigorta sözleşmesinin konusunun eşya olduğunun kabul edilmesi halinde sigorta hukukunun bazı kavramlarının açıklanmasının mümkün olmayacağını ifade ederek buna örnek olarak hırsızlık sigortasını göstermektedirler4. Buna göre, hırsızlık sigortası bakımından incelendiğinde, hırsızlık neticesinde çalınan mal zarar görmemekte, sadece çalınan mal üzerindeki malik menfaati zarar görmektedir5. Bunun dışında aynı eşya üzerinde farklı menfaat sahiplerinin menfaatlerini ayrı ayrı sigorta ettirebilmesi de ancak sigortanın konusunun eşya üzerindeki menfaat olduğu görüşü ile açıklanabilecektir6.

Sigorta hukukunda ilk dönemlerde bahis ve sigorta sözleşmelerini birbirinden ayırt etmek için ortaya atılan7 ve Borçlar Hukukundaki genel menfaat kavramından daha farklı ve teknik bir anlama sahip olan “menfaat” kavramı üzerinde, öğretide farklı görüşler ileri sürülmüştür8. Bazı yazarlar, menfaat kavramını oldukça geniş değerlendirerek “sigortalı için zarara sebep olabilecek belli bir olayın meydana gelmemesindeki yarar olarak” tanımlamaktadır9. Ancak, bu görüş menfaat kavramının kapsamını çok genişletmesi nedeniyle isabetli görülmemektedir10. Bunun dışında, sigorta menfaatini “bir rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalının riziko nedeniyle mahrum kaldığı mameleki değer” ile açıklayan yazarlar da bulunmaktadır11. Söz konusu görüş ise, bu tanımın kabulü halinde sigorta sözleşmelerinde menfaatin her zaman aktif bir değer olduğunun zorunlu olarak kabul edilmesini gerektirmesi nedeniyle eleştirilmiştir12. Bir diğer görüş ise, menfaati sadece mal sigortası ile sınırlayarak, “eşyanın sübjektif yanı öne çıkarılarak yapılacak değerlendirme ve kıymet takdiri neticesinde belirlenen mameleki değer olarak ifade etmiştir13. Öğretide menfaat kavramı ile ilgili olarak en fazla taraftar bulan görüş ise, sigorta menfaatini zarar verici olay ile birlikte değerlendirmektedir. Bu görüşü savunan yazarlar, sigorta menfaatini, sözleşmenin süjesi ile objesi arasındaki, zarara uğrama riski altında bulunan ilişki olarak ifade etmektedir14.

Türk Hukuku bakımından bir değerlendirme yapılacak olursa, öncelikle Türk Ticaret Kanunu’nda İsviçre Sigorta Sözleşmesi Kanunu’ndakinin aksine15 “sigortanın konusu”nu doğrudan düzenleyen bir hükmün bulunmadığı belirtilmelidir. Ancak, Kanunun pek çok maddesi, kanaatimizce sigortanın konusunun “eşya üzerindeki menfaat” olduğuna işaret etmektedir. Reasürans sözleşmesinin tanımlandığı 1403. madde ile sigorta menfaatinin yokluğunu düzenleyen 1408. maddede “sigortalanan/sigorta edilmiş menfaat” kavramına yer verilmiş olması bunu destekler niteliktedir. Bunun dışında, özellikle de “menfaat üzerindeki sınırlamalar” başlığı altında yer alan 1456. maddenin ikinci fıkrasındaki “sigortalı menfaate konu mal” ifadesi de TTK’nın Sigorta Hukuku Kitabında menfaat teorisinin esas alındığını göstermektedir16. Kanun koyucunun, gerçekten sigortanın konusunun eşya olduğunu kabul etmek istemiş olması ihtimalinde, söz konusu maddede sigortalı menfaat üzerindeki sınırlamalar” ifadesini değil, “sigorta konusu mal üzerindeki sınırlamalar”17 ifadesini tercih edeceğini söylemek mümkündür. Benzer şekilde, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan birden çok sigorta (m. 1465), sigorta değeri (m. 1460), sigorta bedeli (m. 1461), eksik sigorta (m. 1462) ve aşkın sigortaya (m. 1463) ilişkin hükümler de Türk kanun koyucusunun sigorta sözleşmesinin konusunu “sigortalı menfaat”in oluşturduğu yönündeki tercihinin tezahürü olarak kabul edilmelidir.