Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Hukuk Davalarına Etkisi

The Effect of the Deferment of the Announcement of Verdict on Civil Lawsuits

Ali Suphi KURŞUN,Sıla SENCER

Çalışmada Türk Hukuku’nda sıklıkla uygulaması bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının hukuk davalarına etkisi ele alınmıştır. Bu kapsamda, genel olarak ceza mahkemesi kararlarının hukuk davalarına etkisi medenî hukuk bakımından; hükmün açıklanmasının geri bırakılması ceza hukuku bakımından değerlendirilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının hukuk davalarına etkisi, karardan sonraki ihtimallere göre ayrı ayrı incelenmiştir.

Hukuk Hâkimi, Haksız Fiil, Zamanaşımı, Maddi Vakıa, Mahkûmiyet Kararı, Beraat Kararı, Suç Teşkil Eden Fiil, Hukuka Aykırılık, İlliyet Bağı, Kusur.

This study focuses on the effect of the deferment of the announcement of verdict on civil lawsuits which has a wide practice in Turkish Law. Within this scope, the effect of criminal courts’ judgments on civil lawsuits has been evaluated in general in terms of civil law; whereas decisions on deferment of the announcement of verdict have been evaluated in terms of criminal law. The effect of the deferment of the announcement of verdict on civil lawsuits has been evaluated separately, according to the possibilities after the judgment.

Civil Court Judge, Tort, Statue of Limitation, Material Fact, Sentence of Condemnation, Sentence of Acquittal, Criminal Act, Contradiction to Law, Casual Relation, Fault.

I. Giriş

Ceza mahkemesi kararlarının hukuk davalarına etkisi TBK m.74 hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre, kural olarak, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davalarını etkilemeyeceği kabul edilmiştir (bağımsızlık prensibi). Kural bu olmakla birlikte, bazı hallerde, ceza mahkemesi kararlarının, hukuk davalarını etkileyeceği ve hukuk hâkimi için bağlayıcı olacağı öğreti ve Yargıtay uygulamasında benimsenmiştir. Ceza mahkemesi kararlarının hangi hallerde hukuk hâkimini bağlayacağı, esas itibarıyla, mahkûmiyet ve beraat kararı bakımından ayrı ayrı ele alınmaktadır. Mahkûmiyet kararı mı yoksa beraat kararı mı niteliğinde olduğu açık olmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukuk hâkimi bakımından bağlayıcı olabilir mi? Bu soruya olumlu yanıt verilirse, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hangi hallerde hukuk hâkimi için bağlayıcı olur? Bu sorulara yanıt verilebilmesi için kanaatimizce, genel olarak ceza mahkemesi kararlarının hangi hallerde hukuk hâkimini bağlayacağının araştırılması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bu bakımdan incelenmesi gereklidir. Bu çalışmada da, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının hukuk davalarına etkisi, yukarıda açıklanan sorulara cevap aranmak suretiyle mercek altına alınacaktır. İnceleme planında, öncelikle genel ceza mahkemesi kararlarının hukuk davalarına etkisi ele alınacak, ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılması üzerinde durulacak ve nihayet hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, sonraki ihtimallere göre hukuk davalarına etkisi açıklanmaya gayret edilecektir.

II. Genel Olarak Ceza Mahkemesi Kararlarının Hukuk Davalarına Etkisi

Evvela belirtmek gerekir ki bir ceza mahkemesi kararının bir hukuk davasına etkisi olabilmesi için ceza mahkemesi kararına konu fiilin aynı zamanda özel hukuk alanında da sonuç doğurması gerekir. Bu sonuç, çoğu kere, ceza mahkemesi kararına konu fiilin haksız fiil teşkil etmesi şeklinde tezahür eder1. Ama elbette ceza mahkemesi kararına konu fiil, özel hukuk alanında borca aykırılık, boşanma sebebi, mirastan yoksunluk gibi başkaca sonuçlar da doğurabilir2.

Hukuk hâkiminin ceza hukuku kuralları ile bağlı olmadığı, TBK m.74/1 hükmünde kusur ve ayırt etme gücü bakımından kabul edilmiştir3. Gerçekten de anılan hükme göre; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, …” Hükümde her ne kadar kusur ve ayırt etme gücünden söz açılmış ise de hukuk hâkiminin, özel hukuka ilişkin diğer unsurlar bakımından da ceza hukuku kuralları ile bağlı olmadığı kabul edilmelidir4. Kanaatimizce, hukuk hâkiminin ceza hukuku kurallarından tamamen bağımsız olduğunu benimsemek gerekir5. Örneğin; illiyet bağı bakımından hukuk hâkimi, ceza hukuku kurallarına göre değerlendirme yapmamalıdır6. Hemen belirtmek gerekir ki hukuk hâkiminin ceza hukuku kurallarından tamamen bağımsız olması, hukuk hâkiminin ceza mahkemesi kararları ile bağlı olup olmamasından farklı bir meseledir. Örneğin; hukuk hâkiminin ceza mahkemesi kararları ile bağlı olduğu bir durumda dahi hâkim, ceza hukuku kuralları ile bağlı değildir.