Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sözleşmeden Kaynaklanan Tazminat Taleplerinde Ceza Davası Zamanaşımı

Hasan PETEK

Giriş

Borçlar Hukukunda sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat sorumluluğu ile haksız fiillerden kaynaklanan tazminat talepleri farklı hükümlere tâbi tutulmuştur; bunda, her iki sorumluluğun farklı temellere dayanmasının etkisi bulunmaktadır. Örneğin haksız fiillerin büyük bir kısmı suç teşkil ederken, sözleşmeye aykırılıklarda böyle bir nitelik genellikle görülmemektedir.

Hukuk düzeni tarafından onaylanmayan fiillere, hukuka aykırı fiiller denilmektedir; bu fiiller borçlar hukukunda haksız fiil ve sözleşmeye aykırı davranış olarak nitelendirilirken, ceza hukukunda ise suç olarak tasnif edilmektedir. Bu fiillerin malvarlıksal ve/veya cezaî bir takım sonuçları bulunabilir; fakat her hukuka aykırı fiil suç oluşturmadığı gibi, her zaman malvarlıksal sorumluluğa da yol açmaz; çünkü ceza hukuku ile özel hukukun hukuka aykırılık anlayışları farklıdır1. Hukuka aykırı bir fiilin hem haksız fiil, hem sözleşmeye aykırılık ve hem de suç niteliği taşıması da mümkündür.

Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde “Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde, bir fiilin hem haksız fiil ve hem de suç niteliği taşıması durumunda zamanaşımı süresine ilişkin özel bir düzenleme yapıldığı hâlde, bir fiilin hem sözleşmeye aykırılık ve hem de suç niteliğinin bulunması hâlinde zamanaşımı süresinin ne olacağına ilişkin özel bir düzenleme getirilmemiştir2. İncelediğimiz kaynakların ve Yargıtay kararlarının3 neredeyse tamamında, konuya ilişkin hiçbir (veya yeterli) açıklama bulunmamaktadır4. Çalışmamızda yukarıda belirttiğimiz hâllerde de ceza davası zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır.