Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cinsel İstismar Suçunun Eşe Karşı İşlenip İşlenemeyeceği Sorunu

The Problem of Whether Sexual Abuse can be Committed Against the Spouse

Nurullah KANTARCI

Türk Ceza Kanunu’nun 102/2. maddesinin 2. cümlesine göre, eşe karşı işlenen nitelikli cinsel saldırı eylemleri şikâyet üzerine soruşturulacaktır. Yine Türk Ceza Kanunu’nun m.103/1-b hükmüne göre, 15 yaşını tamamlamış olan çocuklara karşı, rızaları olmaksızın gerçekleştirilen cinsel davranışlar, cinsel istismar suçunu oluşturacaktır. Türk Medeni Kanunu’na göre ise, 16 veya 17 yaşında evlenebilmek mümkündür. Bu durumda 16 veya 17 yaşında evlenmiş olan kişiye karşı, eşi tarafından zorla cinsel davranışlarda bulunulduğunda, cinsel saldırı suçunun mu yoksa cinsel istismar suçunun mu oluşacağı tartışmalı hale gelmektedir. Zira mağdur hem eş hem de çocuk sıfatına sahiptir.

Cinsel Saldırı, Cinsel İstismar, Tecavüz, Evlilik İçi Tecavüz.

According to article 102/2-2 of Turkish Criminal Code, sexual intercourse committed against the spouse will be investigated upon complaint. Also according to Article 103/1-b of the Turkish Criminal Code, sexual behavior against children, who achieved 15 years of age, without children's consent will constitute sexual abuse. Moreover, according to Turkish Civil Code it is possible to get married at the age of 16 or 17. It is contradictive, whether it is sexual assault or sexual abuse in the case when sexual behaviour is committed against spouse, without spouse’s consent, who is at the age of 16 or 17. Because the victim is both a spouse and a child.

Sexual Assault, Sexual Abuse, Rape, Marital Rape.

GİRİŞ

765 sayılı TCK’da cinsel suçlar, “Genel Adap ve Aile Düzenine Karşı İşlenen Suçlar” başlığı altında düzenlenmekteydi. Böylece cinsel suçlarla korunan hukuki değerin, genel ahlak ve aile düzeni olduğu vurgulanmaktaydı. Bu anlayışın bir sonucu olarak da eşin ırza geçme suçunun faili olamayacağı kabul edilmekteydi. Zira evlenmekle eşlerin birbirlerine karşı cinsel özgürlüklerini terk ettikleri düşüncesi hakimdi.

5237 sayılı TCK’da ise cinsel suçlar, kişilere karşı işlenen suçlar kısmında, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” bölümü başlığı altında düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’nın getirmiş olduğu bu yenilikle birlikte, cinsel suçlarla korunan hukuki değerin bireyin cinsel özgürlüğü olduğu kabul edilmiştir. Kanun koyucu, cinselliğin bir bireysel özgürlük problemi olarak kabul edilmesiyle, TCK’nın 102/2. maddesinin 2. cümlesinde, cinsel saldırı suçunun nitelikli halinin eşe karşı işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesini şikâyet şartına bağlamıştır. Böylece yeni TCK döneminde, eşlerin de cinsel saldırı suçunun faili ve mağduru olabileceği açıkça kabul edilmiştir.

5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesine göre cinsel istismar deyiminden;