Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Uyarınca Rekabete Aykırı Davranışlar Sebebiyle İleri Sürülen Taleplerle İlgili Zamanaşımı Süresinin Başlangıç Anı

The Commencement Date of the Statute of Limitation of the Claims Raised for Anti-Competitive Behaviours as per the Law on the Protection of Competition

Hüseyin Murat DEVELİOĞLU

TBK m.72’de haksız fiillerle ilgili üç farklı zamanaşımı düzenlemesi yer almaktadır. Bunlar “normal süre (nispî zamanaşımı süresi)” olarak adlandırılan 2 yıllık, “üst (azamî) süre (mutlak zamanaşımı süresi)” olarak adlandırılan 10 yıllık ve “istisnaî süre (olağanüstü süre)” olarak adlandırılan sürelerdir. İstisnai süre ile ilgili kural, haksız fiilin aynı zamanda ceza kanunları uyarınca cezayı gerektiren bir fiil teşkil etmesi ve bu fiille ilgili ceza kanunlarında yer alan sürenin TBK m.72’deki sürelerden uzun olması halinde ceza kanunlarındaki sürenin uygulanacağını öngörmektedir. Yargıtay’ın istisnaî sürenin hangi andan itibaren işlemeye başlayacağı ile ilgili rekabet hukuku alanında verdiği yakın tarihli kararlar hem öğretideki genel kabul, hem de yine Yargıtay’ın eski tarihli kararları ile çelişki içindedir. Bu çalışmada bu konuda doktrinde yer alan görüşler ve ilgili Yargıtay kararları incelenmektedir.

Zamanaşımı, Rekabete Aykırı Davranış, Normal Süre, Üst Süre, İstisnaî Süre.

There are three different statutes of limitations with regard to tortious acts in TCO 72. These periods are “relative statute of limitations” of 2 years, “absolute statute of limitations” of 10 years and the “exceptional period”. The rule about exceptional period foresees that if a tortious act also constitutes a crime according to criminal codes and if the statute of limitations is longer than TCO 72 in such criminal code, the statute of limitations in the relevant criminal code shall apply. The Court of Cassation’s recent decisions about the commencement of the exceptional statute of limitations is in conflict with both the generally accepted view of the doctrine and the Court of Cassation’s previous decisions. In this study, such views in doctrine and the Court of Cassation’s relevant decisions are examined.

Statute of Limitation, Anti-competitive Behaviour, Relative Statute of Limitations, Absolute Statute of Limitations, Exceptional Period.

Giriş

Rekabet Kurulu, 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararıyla on iki bankanın, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiklerine hükmetmiştir. Bu karar üzerine RKHK m.57 vd. hükümleri uyarınca tazminat davaları açılmış ve bu davalarda ileri sürülen talepler açısından zamanaşımı süresinin hangi andan itibaren işlemeye başlayacağı sorusu gündeme gelmiştir. Aşağıda bu konudaki görüşlerimize yer verilmiştir.

13-13/198-100 sayılı kararda Kurul tarafından soruşturma kapsamındaki on iki bankanın RKHK’nın 4. maddesini ihlal ettikleri ifade edildikten sonra, anılan teşebbüslere idarî para cezası uygulandığı görülmektedir. Bilindiği üzere söz konusu maddede, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşma ve uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı ve yasak olduğu düzenlenmiştir.

Bu yasaklamaya ilişkin yaptırımlar ise, rekabet sınırlamalarının özel hukuk alanındaki sonuçlarının yer aldığı RKHK’nın 56-59. maddeleri arasında düzenlenmekte olup, rekabet hukuku ihlallerinden doğan tazminat hakkına ise RKHK m.57’de yer verilmektedir. Anılan bu son hükme göre, her kim Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmin etmeye mecburdur. Bu tazminat borcu, aşağıda da açıklayacağımız üzere, hukukî temelini Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin kurallarında bulur. Eğer zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise, bunlar zarardan müteselsilen sorumludur.