Dini Hoşgörünün Öncüsü Olarak Ceza Hukuku?
Brian VALERIUS,Şölen ÇAKIROĞLU
Alman Ceza Kanunu’nun 166. paragrafının hep tekrarlanan reform çabaları nedeniyle düşünceler
I. Giriş
Modern iletişim imkânları ve de artan insan hareketliliği, değişik kültürlere mensup insanlar arasında yükselen ilişkilere neden olur. Bunlar arasındaki çatışma potansiyelinin üstesinden gelinmesi günümüzün -hem toplumsal hem de hukuki- en büyük ödevlerinden biri olabilir. Çünkü kültürlerarası ilişkiler her zaman uyumlu geçmez, hatta gerginliklerin ve düşünce farklılıklarının tersine, bazı durumlarda şiddet eşliğinde bile olur. Öte yandan diğerlerinin yanında, 30 Eylül 2005 tarihli Jylllands Posten isimli Danimarka Günlük Gazetesinde yayımlanan, Peygamber Muhammed’in karikatürü hakkında dünya çapındaki tartışmaya da işaret edildi. Başlangıçta çok az kayıt altına alınan, İslam dünyasında sefaretlere yapılan saldırılara ve ölümcül fikir ayrılıklarına varan şiddetli protestolara yol açan şeylerle ilgili gitgide farkındalık arttı. Bugün bile hala kısmen bu çizimlerin çağırısı altında cinayetler ve suikastlar işlenmektedir. Yakın geçmişte tüm Fransa’ya ve Fransa’nın dışına da yayılan ve geniş bir şaşkınlığa neden olan, Paris’teki Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo’nun yazı kuruluna 7 Ocak 2015’de yapılan saldırı hatırlanır. Bu ve buna benzer örnekler, kehanette bulunulan kültürler savaşının1, eğer henüz başlamadıysa, gerçekleşmeye hazır olduğunu gösterir.
Almanya’da da- sadece Almanya’da bir milyonun üzerinde özellikle de Suriye’den kaçış arayışında olan son iki yıldaki mülteci krizinden beri süregelen - farklı kültürlere mensup olan kişilerle barışçı ve saygılı şekilde birlikte yaşama en temel toplumsal kışkırtmadır. 2014 sonbaharından beri Dresden’deki Pegida organizasyonunun en yüksek zamanlarda 25.000 kişinin katıldığı haftalık gösteri yürüyüşleri ve de diğer şehirlerdeki şube ve taklit gruplaşmalarının benzer gösterileri, eskiden olduğu gibi bir sürü insanın başka kültürlere karşı korku ve de hoşlanmama hissi taşıdıklarını kanıtlıyor.
