Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’nin Yeni Anayasa Arayışı ve Yüksek Yargı

The Turkey’s Quest for a New Constitution and High Courts

Cem Duran UZUN

Türkiye yaklaşık otuz yıldır devam eden yeni anayasa arayışı, hükümet sisteminden temel hak ve özgürlüklere, temel ilkelerden vatandaşlığa kadar çok sayıda tartışma konusu barındırmaktadır. Bu tartışmalı konuların en önemlilerinden birisi de, yargı ve yüksek mahkemelerdir. 1982 Anayasası on sekiz defa değişmiş olmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi dışındaki yüksek mahkemeleri düzenleyen maddelerde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Buna karşılık gerek siyasetteki yargı tartışmaları gerekse yeni anayasa çalışmaları incelendiğinde yüksek mahkemelerle ilgili önemli yeniliklerin gündeme geleceği anlaşılmaktadır. Yeni Anayasada yüksek mahkemeler ele alınırken iki temel prensibin birlikte gözetilmesi gerekecektir. Birincisi, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkesi gereğince yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatları korunmalıdır. İkincisi ise, anayasal denetimin ötesine geçilerek yüksek yargının bir vesayet aracı haline getirilmesi önlenmeli ve demokratik meşruluğu korunmalıdır. Bu çalışmada yüksek yargı ile ilgili muhakeme hukukunu ilgilendiren teknik konular, yasal düzeydeki sorunlar veya uygulamaya ilişkin tartışmalar ele alınmamış sadece yüksek yargının yeni anayasayı ilgilendiren temel yönleri değerlendirilmiş ve genel bir resim çizilmeye çalışılmıştır. Yeni anayasa sürecinde yüksek yargıyla ilgili tartışılacağı öngörülen temel başlıklar; Askeri yüksek mahkemelerin kaldırılması, Danıştay’ın kaldırılarak yargı birliğine geçiş, yüksek mahkemelerin görev ve yetkileri, üyelerinin atanma modeli ve görev süresi sınırı gibi konulardır. Bu konular ile ilgili başta siyasi partilerin TBMM’ye sundukları öneriler olmak üzere çeşitli anayasa tasarılarındaki hükümler tespit edilmiş ve sonrasında demokratik hukuk devletlerinde yüksek yargının anayasal statüsü karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Son olarak bu veriler ışığında, Türkiye’nin yeni anayasa arayışında yüksek yargıya ilişkin somut öneriler getirilmiştir.

Yeni Anayasa, Yüksek Yargı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay.

The quest for a new constitution that has been prevailing for almost 30 years, comprises a number of issues of debate ranging from the regime of government to fundamental rights and liberties; from basic principles to citizenship. One of the most important issues of debates has been the judiciary and high courts. Despite of the fact that the 1982 Constitution has changed for 18 times, there has been no change on the clauses regulating the high courts, apart from the Constitutional Court. When the political debates over the judiciary and the constitution endeavor analyzed, it has been deduced that new reforms in relation to the high courts will come to the fore. While discussing the high courts, two fundamental principles are needed to be considered. Firstly, as the principle of separation of powers and rule of law require judicial independence and tenures of judges have to be protected. Secondly, the attempts to use of the high courts as a means of tutelage has to be prevented and their democratic legitimacy must be protected. Being in the first place the proposals that the political parties put forward in the Grand National Assembly of Turkey, different provisions in the constitution proposals are determined and then the constitutional status of the high courts in constitutional states are comparatively analyzed. Finally, given these article, concrete proposals are made about the high courts in the quest for a new constitution of Turkey.

New Constitution, High Courts, Constitutional Court, Court of Cassation, Council of State.

GİRİŞ

Türkiye’de uzun bir süreden beri toplumun ve siyasetin en önemli gündem maddelerinden birisi, 1982 Anayasasının yerine yeni bir sivil anayasa yapmaktır. 1982 Anayasasının kabul edilmesinin üzerinden henüz on sene geçmeden 1990’lı yılların başında yeni anayasa tartışmalarının başladığı ve çeşitli kurumların anayasa önerileri hazırladıkları görülmüştür. Aynı süreç boyunca, 1982 Anayasası on sekiz defa değişikliğe uğramış ama tamamen yeni bir anayasa hazırlanamamıştır. Yeni anayasa arayışı 2007 milletvekili genel seçimlerinden sonra canlanmış, başta ÖZBUDUN tasarısı olmak üzere çeşitli öneriler kamuoyuna sunulmuştu. Ancak asıl ciddi girişimler 2011 milletvekili seçimleri sonrası başlamış ve TBMM’de bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmuştu. Ancak bu Komisyon üç yıla yakın bir süre çalışmasına ve kendisine verilen süre bir kaç defa uzatılmasına rağmen bir metin üzerinde uzlaşma başarısı gösteremedi. Çalışmalarına üzerinde uzlaşması kolay maddelerden başladı ve ancak çoğunluğu temel haklara ilişkin altmış madde üzerinde uzlaşabildi.1 Hatta yakından bakıldığında bu maddelerin ayrıntılarında çeşitli ihtilaflar olduğu görülmektedir. 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası kurulan Anayasa Mutabakat Komisyonu ise, sadece üç toplantı yapabilmiş ve henüz çalışma ilkelerini belirleme aşamasında iken Komisyonun ismi ve görev alanı ile ilgili birinci maddede ayrılığa düşerek dağılmıştı.2

Her iki Uzlaşma Komisyonunun başarılı olamamasının çeşitli sebepleri vardı. Siyasi partilerin pozisyonları ve genel siyasi koşulların yanında, yöntem açısından toplumsal temsile ve milletvekili sayısına bakılmaksızın tüm partilerin eşit temsil edilmesi ve kararların oybirliğiyle alınacağının benimsenmesi süreci baştan zora sokmuştu. Komisyonun dağılması sonucu yeni anayasa arayışında, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimine kadar süren bir sessizlik yaşandı. Darbe girişimi sonrası oluşan siyasi ve toplumsal uzlaşma ortamında gündeme gelen ilk konulardan birisi de, 2011 yılından beri kesintilerle sürdürülmeye çalışılan yeni anayasa sürecinin tekrar canlandırılmasıydı. Liderler arasında yapılan görüşmeler neticesinde sürecin, öncelikle acil olan yargı ile ilgili düzenlemelerin yapılması ve sonrasında bütünüyle yeni bir anayasa hazırlaması şeklinde iki aşamalı olarak gerçekleştirilmesi planlanmıştı.3

Bu amaçla her partiden bir temsilcinin4 katıldığı bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon kısa süre içerisinde çalışmalarını tamamlayarak, 23 Eylül 2016 tarihinde üzerinde uzlaşılan yedi maddeden oluşan bir mini paket hazırlamıştı. Uzlaşılan maddeler kamuoyuna tam açıklanmamış ancak, yargı ağırlıklı bir uzlaşma olduğu belirtilmişti.5 Kamuoyuna sızan bilgilerden ve yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla askeri yargı hem ilk derece mahkemeleri hem de yüksek yargısı (Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi) dâhil olmak üzere kaldırılacak; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını düzenleyen maddelerde bazı ifade değişiklikleri olacak ve Jandarma Genel Komutanı Milli Güvenlik Kurulu üyeliğinden çıkarılacaktı. Ancak, asıl beklentinin olduğu ve yargıyla ilgili hayati önemdeki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısı, üyelerinin seçimi, görev ve yetkileri konusunda partiler arasında bir uzlaşma sağlanamamıştı. Bu mini paket sonrasında bütünüyle yeni bir anayasa yapım sürecinin başlatılması amaçlanıyordu. Ancak partiler arası yakınlaşmanın zamanla kaybolması süreci durdurduğu gibi, üzerinde uzlaşılan mini paket için dahi bir girişim söz konusu olmadı.