Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

6701 Sayılı Kanunda Yer Alan Ayrımcılık Yasağının Sözleşme Hukukuna Etkilerine İlişkin Genel Bir Değerlendirme

A General Analysis on the Effects of the Prohibition of Discrimination on the Contract Law as Covered by the Law No 6701

Ahmet TÜRKMEN

Bu çalışma 20.4.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanununda yer alan ayrımcılık yasağının sözleşme hukuku üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesine ilişkindir. Kanunla getirilen ayrımcılık yasağı, özel hukuka tabi belirli hizmet faaliyetleri ile satış ve kira sözleşmelerini de kapsamaktadır. Bu yasal düzenleme, sözleşme öncesi, sözleşmenin kurulması, sözleşme yapma zorunluluğu, sözleşme içeriğinin belirlenmesi, sözleşmeden doğan borçların ifası ve sözleşmenin sona erdirilmesi evrelerinde önemli etkiler doğuracaktır. Kanunun sözleşme hukuku üzerindeki etkileri, genel hükümler ve sözleşme özgürlüğü bağlamında incelenmektedir.

6701 sayılı Kanun, Ayrımcılık, Ayrımcılık Yasağı, Sözleşme Hukuku, Sözleşme Özgürlüğü, Sözleşme Yapma Zorunluluğu.

This study aims to review the effects of the prohibition of discrimination which was defined by the Law on Turkey Human Rights and Equality No. 6701 which entered into force on April 20th, 2016. The prohibition of discrimination enforced by the Law includes rental contracts and contracts of sale as well as certain public services which are subject to civil law. This legal regulation will result in significant effects on the stages of pre contract, establishment of a contract, obligation to contract, determination of the scope of the contract, discharge of contractual obligations and termination of contract. The effects of the Law on contract law have been analyzed within the general provisions and concept of freedom of contract.

Law No. 6701, Discrimination, Prohibition of Discrimination, Contract Law, Freedom of Contract, Obligation to Contract.

Giriş

Ayrımcılık yasağının sözleşme hukuku alanında etkileri Türk doktrininde daha ziyade iş hukuku kapsamında incelenmiş, özel hukukun diğer sözleşme türleri bakımından genellikle sözleşme yapma zorunluluğu bağlamında ve o konuyla sınırlı olarak kendisine pek az yer bulabilmiştir. Hiç şüphesiz bunda, ayrımcılıktan doğan uyuşmazlıkların mahkemelere pek fazla yansımaması, ayrımcılık yasağına ilişkin özel düzenlemeler bulunmaması ve konunun genel hükümler çerçevesinde çözülmeye çalışılması etkili olmuştur.

Ayrımcılık yasağı, başta tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS m. 14) olmak üzere, Anayasamızda (AY m. 10) ve Türk Ceza Kanunumuzda (TCK m. 122) güvence altına alınmıştır. Sözleşme hukuku alanında ise ayrımcılık yasağına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, bu alanda ayrımcılığa uğrayan kişiler genel hükümler çerçevesinde korunmaktadır1. Ayrımcılığa karşı daha etkin mücadele edilmesi ve kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması amacıyla 20.4.2016 tarihinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu yürürlüğe girmiştir2. Bu Kanunun, diğer kanunlarda ayrımcılığı yasaklayan hükümlere nazaran önemi, kişiler arasındaki borç ilişkilerinde ve özellikle sözleşme hukuku alanında önemli etkiler doğurabilecek düzenlemeler içermesidir. Kanunla, belirli hizmet faaliyetleri ile satış ve kira sözleşmelerinin kurulmasında, içeriğini belirlenmesinde, ifasında ve sona erdirilmesinde ayrımcılık yasaklanmaktadır. Bu yasak, sadece kamu kuruluşlarının sunduğu kamusal hizmetleri değil, özel hukuk kişileri arasındaki borç ilişkilerini de kapsayacak şekilde sözleşme hukukunda geniş etkiler doğurabilecek niteliktedir. Çalışmamızda, Kanunla getirilen ayrımcılık yasağının sözleşme hukukuna etkileri genel ve dar bir kapsamda incelenmektedir; geniş bir inceleme ancak bu konuda yazılacak bir monografiyle mümkün olabilir. Bu kapsamda, sözleşme aşamalarından, sözleşme öncesi, sözleşmenin kurulması, sözleşme yapma zorunluluğu, sözleşme içeriğinin belirlenmesi, sözleşmenin ifası, sözleşmenin sona erdirilmesi aşamalarına ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır.

Ayrımcılığın yasaklandığı alanlar çok fazla sayıda ve tipte sözleşmeyi içerdiğinden, çalışmamızda bunların tek tek sözleşme tipleri açısından yarattığı etkilerden ziyade genel olarak sözleşme hukukuna etkilerinden söz edilmiş, satış ve kira sözleşmeleri için ayrı bir düzenleme yapıldığından açıklamalarda bu sözleşme tiplerine ağırlık verilmiştir. Bundan başka, iş ve hizmet sözleşmeleri ile dernek, vakıf, sendika, siyasi parti ve meslek örgütlerine üye olmayı içeren sözleşmeler de çalışmamızın kapsamını oldukça genişleteceğinden çalışma kapsamı dışında bırakılmıştır. Ayrımcılık kavramı ve türleri ile ayrımcılığın yasaklandığı temeller çalışmamızın kapsamını oldukça genişleteceğinden, bu kavramlar ile ilgili genel bilgiler vermekle yetinilmiştir.