Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargıtay Kararları

Court Decisions

İbrahim BEKTAŞ, İfakat BALIK

Sözleşmenin Feshi - Sözleşmenin Fesihten Sonra Devam Ettirilmesi

• 45

11. HD, 06.10.2016, E. 2016/1077, K. 2016/7773
Sözleşmenin açıkça feshedilmesinin ardından, taraflar arasındaki fiilî ilişkinin önceden belirlenen koşullarda devam ettirilmesi, ilk sözleşmenin ayakta tutulduğunu göstermez.

Taraflar arasında görülen davada İzmir (Kapatılan) 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/03/2013 tarih ve 2012/380-2013/145 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/10/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A… E… ile davalı vekili Av. U… E… dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi S… G… B… tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 01.03.2010 tarihinde bir yıl süreli kargo taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2. maddesinde davalı firmanın 35.000 adet kargo gönderme taahhüdüne karşılık %55 oranında indirim yapılacağının kararlaştırıldığını ve aynı maddede firmanın 35.000 adet taahhüdünü tamamlayamaması halinde eksik kalan kargo adedinin 1 kg’lik %55 indirimli kargo ücreti olan 1,35 TL ile çarpımı neticesinde bulunacak ücret kadar cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin ancak 7206 adet kargo teslimi yaptığını, 15.04.2011 tarihinde sözleşmede taahhüt ettiği kargo gönderilerinden eksik kalan 27.794 adet kargonun cezai şart gereği 1,35 TL ile çarpılması neticesi 37.521,90 TL’nin davalıdan talep edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, 37.521,90 TL cezai şartın 03.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin taahhütlerini yerine getirip getirmeyeceği dahi belli olmadan sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra 13.07.2010 tarihinde davacı tarafça feshedildiğini, asıl borcun ifasının müvekkili şirketin kusuru olmaksızın imkansız hale geldiğini, sözleşme fesihle sona erdiğinden ifaya eklenen cezai şartın talep edilemeyeceğini, fesih yazısında cezai şart konusunda ihtirazi kayıt konulmadan sadece 146,08 TL’lik faturaya bağlı alacaktan bahsedildiğini, alacak bakiyesinin davacıya ödendiğini, talep edilen meblağın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının sözleşmede öngörüldüğü şekilde indirimli kargo limitini doldurmadığı, davalı taraf sözleşmenin feshedilmiş olduğunu savunmuş ise de taraflar arasındaki kargo taşıma işi fiilen sürdürülmüş olduğundan sözleşmenin feshinin söz konusu olmadığı, cari hesap incelemesine göre kargo gönderimi sebebiyle davalının cari hesap borcunun bulunmadığı, taraflar arasında sözleşme fiilen devam etmekte olduğundan ifaya bağlı cezai şart talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 37.215,45 TL’nin 03.05.2011 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, taşıma sözleşmesi ile kararlaştırılan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de kural olarak yasalarda sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmenin feshi, mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanıdır.Yine Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca cezai şart asıl borca bağlı feri-yan bir edimdir. Cezai şart asıl borcu doğuran sözleşme ile birlikte veya sonradan kararlaştırılabilir. Cezai şart istenebilmesi için asıl borca bağlı cezai şart konusunda taraf iradelerinin bu yönde örtüşmesi gerekmektedir. Asıl borcun sona erdiği hallerde cezai şart da son bulur.Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki 01.03.2010 tarihli kargo taşıma sözleşmesi davacının gönderdiği 13.07.2010 tarihli yazı ile tek taraflı olarak feshedilmiştir. Mahkemenin kabulünün aksine taraflar arasındaki fiili ilişkinin sözleşmede belirlenen koşullarda devam ettirilmesi taraflar arasında imzalanan 01.03.2010 tarihli ilk sözleşmenin ayakta olduğunu göstermez. Bu itibarla mahkemece anılan husus nazara alınmadan taraflar arasındaki ilk sözleşme ayakta imiş gibi yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Görev - Sigorta - Halefiyet - Rücu

• 46

11. HD, 27.09.2016, E. 2016/9841, K. 2016/7541
6100 sayılı HMK m. 6, 10
6102 sayılı TTK m. 4, 5
Sigortacının halefiyet hakkına dayanarak açtığı davada görevli mahkeme; sigortacı ile zarar veren arasındaki ilişkiye göre belirlenemez. Dava sigortacı tarafından açılsa da, görevli mahkeme, sigortalı ile zarar veren arasındaki ilişkinin niteliğine bakılarak tespit edilmelidir.