Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Taksirli Suçlarda Kusurun Belirlenmesi ve Güven İlkesi

Determining the Fault in Negligent Offenses and Principle of Confidence

Cengiz Apaydın

Kastın ceza hukukunda esas sorumluluk şekli sayılmasına karşın, taksir istisnai bir nitelik taşır. Nitekim bir suçun söz konusu olduğu hallerde, kanuni tanımda kastın aranacağına ilişkin bir hüküm olmasa da kast’ın bulunması gerektiği halde, taksirli fiillerin cezalandırılmaları kanunda açık bir hüküm bulunmasına bağlıdır. Kanunilik ilkesinin gereği olarak kanunda açıkça sayılmış olmadıkça hiç kimse objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranıştan dolayı cezalandırılamaz. Ancak taksirin tespiti ceza hukukunun en zor ve problemli alanlarından biri olup, her somut olay açısından ayrı ayrı belirlenmelidir. Güven ilkesi, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin ve objektif ceza sorumluluk yasağından kaynaklandığı gibi, esasen herkesin yaşamda sürekli başkalarının olası hatalı veya tehlikeli davranışlarına dikkat etmesi ve başkalarının olası özen yükümlülüğünün ihlalini veya bu ihlalin doğuracağı zarar veya tehlike neticesini bertaraf etmek amacıyla doktrinde kabul edilmiştir.

Taksir, Kusur, Kusurun Belirlenmesi, Nedensellik Bağı, Güven İlkesi.

Though intention is deemed the main form of responsibility in criminal law, negligence has an exceptional manner. Thus, in case of a crime, although there is no clause about the search for intention in legal definition, in events, where an intention has to be, the punishment of acts with negligence depends on the presence of an explicit clause in law. According to principle of legality, unless not clearly deemed in law, nobody may be punished for his/her act, which is contrary to liability of objective attention and care. But, determination of negligence is one of the most difficult and problematic fields of criminal law, and it shall be found out separately for each concrete case. Principle of confidence may be derived from the rule of individuality for criminal liability and from the prohibition of objective criminal liability, whereas it is accepted in doctrinal base to eliminate paying continuously attention to acts of others in life by everybody, which might be wrong or dangerous, and violating the possible liability of care for others or the results of losses or dangers, which are caused by this violence.

Negligence, Fault, Determination of Fault, Casual Relation, Principle of Confidence.

1. Giriş

Teknolojik gelişmelerden önce taksirle işlenen suçlar azdı. Teknolojinin gelişmesi, yaşamın her alanına girmesi, günlük yaşamda her an risk oluşturan trafiğin artması, şehirleşme, teknolojik ürünler, tıbbi müdahalelerin artması ve risk içeren mesleklerin faaliyet alanlarının genişlemesi nedeniyle taksirli fiillerin önemi ve sayısı çok artmıştır.

Taksirin esası, dikkat ve özen yükümlülüğü olup, TCK m. 21'den kaynaklanan ve taksirli suçların suç tanımına dâhil olan genel nitelikte bir unsur olmakla beraber, Kanun'da dikkat ve özen yükümlülüğünün kaynağı ve içeriği açıklanmamıştır. Taksirli suçlar, pozitif hukuk kurallarının, genel-müşterek tecrübe kurallarının ya da meslek ve sanat kurallarının kişilere yüklediği, basiretli, dikkatli, başkalarının haklarını daha fazla koruyucu şekilde davranma yükümlülüğünün ihlalinden doğmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bu kaynaklar, dikkatli ve özenli bir davranışın nasıl olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu kaynakların belirlediği davranış şeklini göstermeyen kişi taksirli hareket etmiş olur. Bu kaynaklar, kişilere ya belirli bir şekilde bir şeyi yapmalarını (icrayı) ya da bir şey yapmamalarını (ihmali) emrederler. İcranın emredildiği hallerde ihmal, ihmalin emredildiği hallerde icra, illiyet bağı ispatlandığında meydana gelen neticenin sebebini oluşturur1.

2. Dikkat ve Özen Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemiş Olması

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda taksirli hareket, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak olarak belirtilmiştir. Bu tanıma göre taksirin esasını, objektif dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlali oluşturmaktadır. Ancak Kanunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılığın taksirin esası olduğu belirtilmekle birlikte, bu özenin içeriği konusunda, ne bu hükümde ne de taksirli suç tiplerinde bir açıklama yer almaktadır. Dolayısıyla özen yükümlülüğü, tipikliğin yazılı olmayan unsurunu oluşturmaktadır. Bu yönüyle taksirli suçların kanuni tanımını, “açık” ya da “tamamlanmaya muhtaç” suç tipleri olarak görmektedir. Taksirli davranışı cezalandıran bir hukuk normu, herkesten, tipikliğin gerçekleşmesinden kaçınmak için gereken, objektif olarak emredilen özene riayet etmelerini istemektedir2.