Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Fransız ve Türk Hukukunda Suçunu Kabul Edenlerin Yargılanması

Mustafa TAŞKIN

ÖZET:

Bütün dünyada işlenen suç sayısının ve hak arama bilincinin artması sonucu mahkemelerin iş yükü önemli oranda yükselmiş ve yargılama yavaşlamıştır. Bu sorunun çözümü amacıyla her ülkede değişik müesseseler ihdas edilmiştir. Fransız ceza hukukunda da “suçunu kabul edenlerin yargılanması” adı verilen bir müessese ihdas edilmiştir. Bu müessese ile, temel kişi hakları ve özgürlükleri korunmak kaydıyla klasik ceza yargılama ilkelerinin büyük bir kısmı devre dışı bırakılmıştır. Buna göre, beş yıla kadar hapis cezası öngörülen suçlarla ilgili savcı ile şüpheli belirli bir yaptırım konusunda anlaşmakta ve bu anlaşma hâkim tarafından kamuya açık bir duruşmada incelenmekte ve koşullara uygunsa onaylanmaktadır. Bu onayla, kamu davası düşmekte ve üzerinde anlaşılan yaptırımın infazına geçilmektedir.

Türk ceza hukukunda da yargılamanın hızlandırılması ve basitleştirilmesine yönelik bazı müesseseler bulunmakta ve işletilmektedir.

Çalışmada yeni bir müessese olan “suçunu kabul edenlerin yargılanması” sistemi tüm yönleriyle incelenmiş, Türk ceza hukukunda benzer müesseseler ele alınmış ve karşılaştırılmıştır. Suçunu kabul edenlerin yargılanması gibi basit ve hızlı işleyen bir müessesenin Türk ceza hukukunda uygulanabilirliği konusuna değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Adil yargılanma hakkı, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları, basın suçu, ceza pazarlığı, gözaltı, güvenlik tedbiri, hukuki yardım, kabahat, kabul, kamu davası, kamu yararına çalışma, klasik muhakeme usulü, mağdur, mesleki eğitim, müsadere, önödeme, pazarlık sistemi, siyasi suç, suçunu kabul edenlerin yargılanması, şüpheli, uzlaşma, yaptırım.

Giriş

Uzun yıllardan beri modern her ülkenin kabul edip uyguladığı klasik ceza muhakeme usulü ilkeleri son yıllarda tartışılmaya başlanmıştır. İşlenen suç sayısındaki artış, yargı mercilerinin iş yükünü artırmıştır. Hemen her ülkede, bazı küçük suçlarda, klasik muhakeme standartlarından vazgeçmek ve ceza verme işlemlerini basitleştirmek zorunluluğu doğmuştur. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de R(87)18 ve R(99)19 sayılı kararları ile küçük suçlarda ceza adaletinin basitleştirilmesi tavsiyesinde bulunmuştur1. Adalet hizmetlerinin işleyişindeki gecikmeye karşı ne gibi tedbirlerin alınabileceği konusunda çalışmalar yapılmakta ve değişik öneriler dile getirilmektedir2. Değişen ve gelişen toplum koşulları nedeniyle çağdaş devletlerde, basit suçlarda, cezanın hafif ve ispatın kolay olduğu bazı hallerde ceza kararnamesi veya benzeri adlarla hâkimlerin ceza vermesinin gittikçe yaygınlaşan bir suç ve ceza politikası haline geldiği görülmektedir.

Türk ceza yargılama hukukunda da aynı süreç yaşanmış ve uyuşmazlıkların muhakeme dışı çözümüne yönelik arayışlar başlamıştır. Uyuşmazlıkların muhakeme dışı çözümüne yönelik bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu bağlamda halen uygulanmakta olan uzlaşma, önödeme, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve kabahatlerin idare tarafından cezalandırılması gibi müesseseler örnek verilebilir. Ancak gerek bu müesseselerin bazılarının 2005 yılında yürürlüğe girmiş olması gerek uygulama alanının dar olarak belirlenmesi sonucu, kovuşturma öncesi çözüm yoları oldukça sınırlı bir alanda işletilebilmektedir.