Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununa Göre Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Nedenlerde Sınırın Aşılması (TCK m. 27)

Z. Özen İNCİ

ÖZET:

1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 27’nci madde ile sınırın aşılması konusunda eskiye nazaran önemli değişiklikler getirmiştir. Gerçekten de 27’nci madde, gerek terminolojisi ve gerekse içeriği itibariyle incelenmeye ve belli noktalarda eleştirilmeye değer bir hal almıştır. Bu anlamda çalışmamızda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 27’nci maddesinde düzenlenen ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlerde sınırın aşılması konusu öncelikle terminolojik bakımdan incelenmiş; ardından sınırın aşılmasına ilişkin düzenlemenin hangi koşullar altında ve ne şekilde uygulanması gerektiği sorunu, yeri geldikçe 765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu ile kıyaslama yapmak ve Yargıtay içtihatlarıyla da pekiştirilmek suretiyle irdelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler, Hukuka Uygunluk Nedenleri, Sınırın Aşılması, Meşru Savunma, Zaruret (Izdırar) Hali

Giriş

Hukuk düzeni tarafından kabul edilen ve suçun hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırarak, fiili hukuka uygun hale getiren; başka bir deyişle eylem gerçekleştirilirken var olan ve eylemin hukuka uygun olarak doğmasını sağlayan hallere hukuka uygunluk nedenleri denmektedir. Ancak bazı hallerde fail, hukuka uygunluk nedeni altında gerçekleştirdiği hareketlerinde aşırılığa kaçabilir. Şüphesiz ki bu aşırılık yaptırım altına alınacaktır. İşte çalışma konumuz da esasen bu noktada toplanmakta ve hukuka uygunluk nedenlerinde sınırın aşılmasının ne şekilde cezalandırılacağı konusunu irdelemektedir. 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 50’nci maddesinde düzenlenen sınırın aşılması, yeterince açık ve anlaşılır bir niteliğe sahip olmayıp öğreti de eleştirilmekteydi. Buna karşın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 27’nci maddesi ile konuyla ilgili öğretideki eleştiriler de göz önünde bulundurularak, çok daha ayrıntılı ve anlaşılır bir düzenlemeye yer verilmiştir.

Bu anlamda çalışmamızda öncelikle “ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan haller ve “hukuka uygunluk nedenleri kavramları ile ilgili genel bir değerlendirme yapılmış, ardından sınırın aşılması kavramı ve sınırın aşılmasının şekillerinden bahsedilmiştir. Daha sonra, sınırın aşılmasının uygulama koşulları maddeler halinde açıklanmış ve son olarak meşru savunma bakımından özel bir sınırın aşılması hali olan “mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaşla sınırın aşılması konusu ele alınmıştır. Çalışmamızda yeri geldikçe 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 27 ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 50’nin karşılaştırması da yapılmış; ayrıca anlatılan hususları örneklendirmek ve uygulamanın ne şekilde geliştiğini ortaya koyabilmek bakımından mümkün olduğunca Yargıtay kararlarına da yer verilmeye çalışılmıştır. Her ne kadar çalışmamızın başlığında “ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın aşılması ifadesi kullanmış olsa da, bu kullanım sadece Kanun ile bütünlüğün sağlanabilmesi bakımındandır. Zira inceleme konumuz olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 27’nci maddesinde de “ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın aşılması” ifadesi kullanılmıştır. Oysa bu ifadeden anlaşılması gereken, hukuka uygunluk nedenlerinde sınırın aşılmasıdır. Gerçekten de örneğin akıl hastalığı veya yaş küçüklüğü gibi faile kusur isnadını engelleyen ve bu suretle ceza sorumluluğunu kaldıran ve fakat hukuka uygunluk nedeni de olmayan bu gibi haller bakımından sınırın aşılmasından bahsetmek mümkün değildir.