Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesi İçtihatları

The Case Law of the Constıtutonal Court

Mehmet Can Akçay

“”** ve basit bir vatandaşın sahip olduğu mutlak temel haklarının devlet karşısında korunması da günümüz çağdaş hukuk düzeninde, bağımsız Anayasa mahkemeleri ile sağlanmaktadır. Anayasa yargısı, insan haklarının güçlenmesi, korunması ve işlevselliği için meydana getirilmiş bir kavram olmakla birlikte kuruluşlarından beri siyasi nitelikte verdiği kararlar nedeni ile politik ve ideolojik tartışmaların odağında olan Anayasa mahkemelerinin verdiği kararlar ile demokratik bir rejimdeki meşruluğu incelenecektir.

İçtihat, Anayasa Yargısı, Anayasa Yargısının Meşruluğu, Anayasanın Üstünlüğü, Anayasa Mahkemesi, Normlar Hiyerarşisi.

“”1 and a simple citizen of the state of protection against certain fundamental rights that today’s modern legal system also provides independent Constitutional Court. The constitutional judiciary, strengthening of human rights protection and real legitimacy in a democratic regime with the decision made by the challenge of being a concept introduced by the reasons for the decisions of a political nature since they together organizations with a focus on political and ideological debates of the Constitutional Court for the functionality will be examined.

Precedent, Constitutional Jurisdiction, The Legitimacy of the Constitutional Judiciary, Supremacy of Constitution, Constitutional Court, Hierarchy of Norms.

GİRİŞ

Medeniyet tarihi gelişimi sürecinde birçok ilerleme kaydetmiş ve bu gelişimin sonucunda ise şu an içinde bulunduğumuz medeniyet seviyesine ulaşmıştır. Bu medeniyet seviyesine ulaşmada, insanlık tarihi sayısız acı, soykırım, ayrımcılık yaşamıştır. Yaşanan bu kötü tecrübeler sonucunda doğada muhakeme yeteneği en çok gelişmiş canlı olan ve topluluk içinde yaşamanın zaruri olduğunu bilen insanlar, bu acı olayların bir daha yaşanmaması için ve birlikte yaşamanın zorunlu olduğu bu şartlarda yapılan sosyolojik deneyler sonucunda çeşitli gelişmeler kaydetmiştir.

18. yüzyılın sonlarına doğru Büyük Britanya’ya bağlı Kuzey Amerika’da bulunan 13 adet koloni, bağımsızlık için Büyük Britanya’ya savaş açmış, bağımsızlık savaşının önde gelen isimlerinden Thomas Jefferson’ın büyük bir bölümünü hazırladığı 4 Temmuz 1776 tarihli Bağımsızlık Bildirgesi ile, “Biz şu gerçeklerin açık olduğu görüşündeyiz: Bütün insanlar eşit yaratılmışlardır, onları yaratan Tanrı kendilerine vazgeçilemez bazı haklar vermiştir, bu haklar arasında yaşama, özgürlük ve refahını arama hakları yer alır, bu hakları korumak için insanlar arasında meşru, iktidar hak ve yetkilerini yönetilenin rızasından alan hükümetler kurulmuştur1 denilerek insanların vazgeçilmez mutlak haklara sahip olduğu yazılı olarak ilan edilmiştir.

4 Temmuz 1776’da ilan edilen Bağımsızlık Bildirgesi’nden sonra hız kazanan insan haklarının önemi ve gelişimini, 1789 Fransız devriminden sonra Ulusal Meclis tarafından ilan edilen Fransa İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi izlemiştir. İnsan haklarının gelişimi 1938-1945 yıları arasında Nazi Almanyası’nın neredeyse tüm dünyaya karşı savaş açması bu gelişime ara verdirse de II. Dünya Savaşı sonunda Nazi Almanyası’nın savaşı kaybetmesi sonucunda dünya barışını tesis etmek ve vazgeçilmez insan haklarını korumak için 24 Ekim 1945’te Birleşmiş Milletler kurulmuştur. Bu bağlamda “insan hakları kavramı pozitif uluslararası hukuka girmiş ve insan haklarının evrensel olarak korunması gündeme gelmiş ve vatandaşlarının haklarını çiğneyebileceği düşünülmeyen parlamentoların işlemlerinin Anayasa’ya uygunluğunun bağımsız bir organ tarafından denetlenmesi fikri kabul görmüştür.2