Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sorumluluk Hukukunda Seçimlik Nedensellik Sorunu

The Problem of Alternative Causation in Tort Law

Işık Önay

Seçimlik nedensellik hallerinde sorumluluğun nasıl paylaştırılacağı sorunu son yıllarda sorumluluk hukukunun en tartışmalı meselelerinden biri haline gelmiştir. Konu, birçok hukuk sisteminde mahkemelerin karşısına çıktığı gibi sorumluluk hukukuna ilişkin olarak hazırlanan kanun tasarılarında ve hukukunun yeknesaklaştırılması amacıyla hazırlanan kurallarda özel olarak düzenlenmektedir. Seçimlik nedensellik hallerinde, zararı birden fazla sebepten yalnızca birinin gerçekleştirdiği tespit edilebilmekte ancak bunlardan hangisinin gerçek sebep olduğu tespit edilememektedir. Bu ihtimallerde, nedenselliğin davacı tarafından ispat edilememesi sebebiyle, sorumluluğun kurulamayacağı yönündeki klasik görüşün birçok hukuk sisteminde terk edilmeye başlandığı ve alternatif çözümler üretildiği görülmektedir. Anılan alternatif çözümler, belirli şartlar altında muhtemel faillerin müteselsilen sorumlu tutulması veya sorumluluğun dış ilişkide zararı meydana getirme ihtimaline dayalı olarak paylaştırılmasıdır (kısmî sorumluluk). Bu çalışmanın ilk bölümünde genel olarak seçimlik nedensellik kavramının açıklanması; ikinci bölümünde mukayeseli hukuk ile sorumluluk hukukunun yeknesaklaştırılması amacıyla hazırlanan kurallar çerçevesinde önerilen çözümlerin açıklanması; son bölümde ise sorunun Türk hukuku bakımından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Yapılan değerlendirmenin sonucunda, seçimlik nedensellik hallerini olay gruplarına ayırarak, bazı hallerde sorumluluğun söz konusu olmaması, bazı hallerde ise muhtemel faillerin müteselsilen veya zarar verme ihtimaline dayalı olarak kısmen sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Seçimlik Nedensellik, Belirsiz Nedensellik, Müteselsil Sorumluluk, İhtimale Dayalı Kısmî Sorumluluk.

The problem of uncertain causation has been one of the most debated topics of tort law in recent years. This article focuses on the so-called alternative causation, where it is not possible to definitely prove how an injury occurred but it is possible to prove that one of the few possible explanations as to how the injury occurred holds true. Courts in many legal systems had to deal with the issue in a number of cases and struggled as to how liability in such cases should be apportioned. The issue has also been dealt with by a number of draft codes and by rules prepared with the vision to harmonize tort law. In recent years one can easily observe an increasing tendency of rejecting the classical approach, according to which none of the possible perpetrators can be held liable due to lack of proof. Alternative solutions to the problem include joint and several liability of the possible perpetrators and the so-called proportional liability, according to which each tortfeasor is held liable in proportion to the probability that he/she has caused the injury. This article firstly gives an overview of the problem of alternative liability, secondly explains the proposed solutions to the problem and finally provides an analysis of these solutions vis-à-vis Turkish law, which concludes that the problem shall be divided into groups of cases, to determine which of the proposed solutions (no liability; joint and several liability and proportional liability) offers a fair outcome.

Alternative Causation, Uncertain Causation, Solidary (Joint and Several) Liability, Proportional Liability.

§ 1. KONUNUN TAKDİMİ VE SINIRLANDIRILMASI

Bir kişinin hukuki sorumluluğunun doğması için bu kişinin hukuka aykırı fiili (veya kusursuz sorumluluğunu doğurmaya elverişli durum) ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı bulunması gerekir. Bu sebeple nedensellik kavramı sorumluluk hukuku açısından büyük öneme sahiptir.

Sorumluluğun doğup doğmayacağını tespit ederken, nedenselliğe ilişkin olarak öncelikle şart teorisine başvurulur. Cevaplanması gereken soru, fiil (durum) ile zarar arasında mantıkî nedenselliğin bulunup bulunmadığıdır: Sorumluluğa neden olup olmayacağı araştırılan fiil veya durum olmasaydı zarar yine de meydana gelir miydi (zorunlu şart formülü; condicio-sine-qua-non Formel; but-for test)? Eğer cevap olumluysa söz konusu fiil veya durum (kural olarak) sorumluluğa yol açmaz. Cevabın olumsuz olması halinde ise sorumluluk söz konusu olabilecektir, ancak sorumluluğun doğduğunu söyleyebilmek için mantıkî nedensellik ile yetinilmez; ikinci bir adım daha atılarak uygun nedenselliğin de tespit edilmesi gerekir.

Sorumluluk hukukunun tarihi gelişiminde, felsefi anlamda ve doğal bilimlere özgü nedensellik kavramlarının, hukuki sorumluluğun sınırlarını belirlemek bakımından amaca uygun olmadığı düşüncesinden hareketle hukuki bir nedensellik teorisi geliştirme ihtiyacı doğmuş ve çeşitli teoriler ortaya atılmıştır1. Günümüzde bu teoriler arasından, ilk kez Alman bilim adamı v.Kries tarafından ileri sürülmüş olan2 uygun nedensellik (illiyet) bağı teorisinin ön plana çıktığı ve neredeyse oy birliğiyle kabul edildiği görülmektedir3. Bu teoriye göre, bir fiilin (veya durumun) sorumluluğa yol açabilmesi için, hayatın olağan akışına göre o fiilin (veya durumun) ortaya çıkan zararı meydana getirmeye genel olarak elverişli olması veya bu zararın gerçekleşme ihtimalini objektif olarak arttırmış olması gerekir4. Mantıkî nedenselliğin ardından uygun nedenselliğin de varlığı tespit edildiğinde sorumluluğun nedensellik şartı yerine gelmiş olur.