Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Osmanlı Hukukunda Suça Teşebbüs

Mustafa Avcı

Suç yolunda önce suç işleme düşüncesi doğar. Sonra suç işlemeye karar verilir (kast oluşur). Nasıl işleneceğine dair planlar yapılır. Suçun işlenmesinde kullanılacak araçlar temin edilir, suç yerine gidilir yani hazırlık hareketleri yapılır. Sonra da icra hareketleri (kanuni tanımda yer alan hareketler) başlar. Bu hareketlerin bir engel sebebiyle tamamlanamaması veya neticeli suçlarda neticenin gerçekleşmemesi haline suça teşebbüs denir. İslam-Osmanlı hukukunda had veya kısas cezasının verilebilmesi için suçun (icra hareketlerinin) tamamlanması (neticeli suçlarda neticenin gerçekleşmiş olması) gerekir. Aksi takdirde icra hareketleri başka bir suç oluşturuyorsa onun cezası; değilse tazir cezası verilir.

Bu makalede teorik izahı yapılan teşebbüs ve bağlantılı kurumların hemen hepsiyle ilgili Osmanlı hukukunun teori ve uygulamasından örnekler verilmeye çalışılmıştır.

Osmanlı Hukuku, Suç Yolu, Hazırlık Hareketi, İcra Hareketi, Teşebbüs, Gönüllü Vazgeçme, Etkin Pişmanlık.

Firstly criminal intent arises in iter criminis. Then it is decided to commit a crime (intent is formed). Plans concerning how to commit a crime are made. Tools which will be used in commitment are obtained and it is gone to crime scene namely prepration actsare done. And then execution acts (acts taking part in legal definition) start. The situation of not being able to complete of these acts owing to anobstacle or not occuring of result of evatuated crimes is called criminal attempt. In order to be able to give “had” or talion penalty, the crime (execution acts) should be completed (in evatuated crimes occuring of results). Otherwise, if execution acts constitute another crime its penalty is given if not so “tazir” penalty is given.

Ottoman Law, Iter Criminis, Preparation Action, Execution Acts, Attempt, Effective Rependance, Voluntarily Abandonment, Preparation Action.

A. GENEL OLARAK

Suç, bir süreç içinde (suç yolunda ilerleyerek) işlenir. Suç yolunda, önce suç işleme düşüncesi doğar. Suç işlemeye karar verilir (suç kastı oluşur), suçun nasıl işleneceğine dair plan ve hazırlık yapılır, icra hareketlerine başlanır, bu hareketler yarım kalabilir (kesilir) ya da icra hareketleri tamamlansa bile suç tanımında yer alan netice gerçekleşmez. Bu duruma suça teşebbüs denir.

Had ve kısas suçlarında naslarda öngörülen cezanın verilebilmesi için suçların tamamlanmış yani bu suçların bütün unsurları gerçekleşmiş olması gerekir.1 Had, kısas ve tazir suçlarında failin fiili amacına ulaşamamış yani teşebbüs derecesinde kalmışsa tazir cezası gerektiren suç sayılır.2 Tazir cezalarını tür ve miktar olarak belirleme yetkisi yasama organlarına ait olduğu için İslam hukukçuları tazirle ilgili teorik açıklamalarda bulunmamışlar, tazir teorisinin teşebbüs teorisine başvurmayı gereksiz kılması, hatta tazir teorisinin daha açık ve uygulanabilir olması sebebiyle teşebbüs teorisi ortaya koymamışlar ve bir tanım vermemişlerdir.3 Failin taziren cezalandırılması, tamamlamak istediği suça teşebbüsten dolayı değil; tamamlayamadığı suça ait gerçekleştirdiği kısmi hareketleri bağımsız bir suç tipi olarak kabul edilmesi dolayısıyladır.4

Klasik dönem Osmanlı kanunnamelerinde teşebbüsle ilgili açık bir hüküm yer almaz. 1858 CK m.46’da 6 Cemaziyelevvel 1329/22 Mayıs 1327 (1911) tarihinde yapılan değişiklikle teşebbüsle ilgili hüküm konulmuştur.5