Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uluslararası Sözleşmeler ve AİHM Kararları Işığında Ailenin Korunmasına Dair Kanun ve Gayrıresmi Evlilikler Hakkında Yargıtay Kararı

Hüsamettin UĞUR

ÖZET:

Çıkarılmasının üzerinden on bir yıl geçen 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun, amacı doğrultusunda uygulanması için 26.4.2007 tarihli ve 5636 sayılı Yasayla değişiklik yapılarak bir çok tereddüt ve noksanlık giderilmişse de, ilgili kanunlarda “aile”nin tanımlanmamış ve aile fertlerinin kimlerden oluştuğuna dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Öğretide çok tartışılmakla birlikte uygulama açısından konunun yargı kararlarıyla açıklığa kavuşturulması zorunlu idi. Anayasası’nın 90/5. maddesine göre iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olan ve kanunlarla aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde esas alınacağı (üstün tutulacağı) belirtilen, uluslararası sözleşmeler ve AİHM Kararları ışığında gayrıresmi evlilikler hakkında Yargıtay 7. Ceza Dairesinin verdiği son karar bu açıdan çok önemlidir.

Anahtar Kelimeler: Aile Bireyleri, Aile İçi Şiddet, Koruma Kararı, Gayrıresmi Evlilikler (Birliktelikler), Medeni Kanun, Bir Arada Yaşamak, Uluslararası Sözleşmeler, AİHM Kararları, Ayrımcılık, Özel Hayat, Hukuk ve Adalet.

Giriş

14.1.1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun un1 Genel Gerekçesine göre “Anayasanın 41. maddesindeki ‘Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar’ hükmü göz önüne alınarak aile içi şiddetten mağdur olan kadını ve çocukları koruyucu yasal tedbirlerin alınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu amaçla hazırlanan yasa tasarısıyla “ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere, İrlanda ve Norveç ülkelerinde uygulanan, şiddete uğrama ihtimali bulunan kadınların mahkemeye başvurarak koruma emri almalarını sağlayacak hükümler Türk hukuk sistemine dahil edilmek istenmiştir.”2

Kanun tasarısının Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi esnasında “Anayasanın 41. maddesi ve imza attığımız uluslararası sözleşmeler açısından da bu kanun tasarısının kabul edilmesi gerektiği”3 vurgulanmıştır. Kanunun konusu aile içi şiddetin önlenmesi yoluyla ailenin korunmasıdır.4