Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Hukukunda Eğitim Hakkı ve Anadilde Eğitim Sorunu

Right to Education in Turkish Law and Right to Education in Mother Tongue

Gülsüm KAYA

I. GENEL BİLGİLER

Eğitim hakkının ana dilde eğitim bazında değerlendirilmesinde kanaatimizce tanımına bakılması gereken kimi kavramlar vardır. Konunun popülerliği bakımından sıklıkla kullanılma durumunda olan azınlık ve ana dil kavramları bunlar arasında özellikle öne çıkmaktadır.

Azınlık kavramının uluslararası hukukta bugüne kadar genel kabul gören bir tanımının yapılamadığı belirtilmiştir1. Yine de çeşitli kaynaklarda yapılan tanımları incelemekte fayda vardır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra belirli devletlerde kalan ve çoğunluktan farklı dil, din ya da ırka mensup olan grupların korunması amacıyla yapılan sözleşmelerin yorumlanması sürecinde Uluslararası Sürekli Adalet Divanı tarafından 1931 yılında verilen Yukarı Silezya’daki Alman Azınlık Okulları danışma görüşünde yapılan tanıma göre azınlık “bir devlette yerleşmiş bulunan ve nüfusu ayrı bir dil, din ya da ırktan oluşan toplumsal gruplar”ı belirtmektedir2. Bu tanım belirli sözleşmelerdeki azınlıkları kapsadığından BM bünyesinde en fazla genel geçerliliği olduğu ve öğretide de kabul gördüğü söylenebilecek bir tanım BM Azınlıkların Korunması ve Ayrımcılığın Önlenmesi Alt-Komisyonu Raportörü Capotorti tarafından yapılmıştır3. Capotorti’ye göre azınlık: “sayıca bir devletin nüfusunun geri kalanından az olan, hakim olmayan durumda bulunan, bu devletin vatandaşı olan üyeleri, nüfusun geri kalanından farklı etnik, dinsel ya da dilsel özelliklere sahip, üstü örtülü de olsa kültürlerini, geleneklerini, dinlerini ya da dillerini korumaya yönelik bir dayanışma duygusu gösteren bir gruptur”4.

Kültürel hakların korunmasının bir parçası olan dilsel insan haklarının korunmasına yönelik bir andlaşma öneren ve eğitim hakkı kapsamına önemli bir boyut ekleyecek olan bu andlaşma önerisinin anahtarı olarak ana dili tanımını yapan Skutnabb-Kangas’a göre ana dili ya kişinin ilk öğrendiği dil, ya kişinin kendisini kullanıcısı olarak kimliklendirdiği dil ya da kişinin en iyi bildiği dildir5. Pozitif hukuk metinlerine bakıldığında ise Bölgesel Diller ve ya Azınlık Dilleri Şartı’nda şöyle bir tanımın yapıldığı görülecektir; “i) sayıları devletin geri kalan nüfusundan daha az olan ve o devletin vatandaşı olan bir grup tarafından o devletin toprakları üzerinde geleneksel olarak kullanılan ve ii) o devletin resmi dil(ler)inden farklı olan diller”6.