Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hekimin Sır Saklama Yükümlülüğü ile Suçu Bildirme Yükümlülüğü ve Bu Yükümlülüklerin Çatışması

The Confliction of the Obligation of Slur a Crime And Professional Discretion in Terms of Health Law

Abdulbaki GİYİK

Hekim ile hasta arasında sağlıklı bir ilişki kurulmasının en önemli şartlarından birisi, hastanın hekime açıkladığı sırların korunacağı yönündeki güvendir. Bu nedenle, Türk Hukuku’nda hekimlere sır saklama yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak, açıklanan sırrın bir suça ilişkin olması durumunda, hekime sırrı açıklama yönünde görev de yüklenmekte ve dolayısıyla hekimin bu iki yükümlülüğü arasında çatışma yaşanmaktadır. Söz konusu çatışmada hangi yükümlülüğe üstünlük tanınacağı ise, yürürlükteki hukuk kuralların yorumlanması sonucu belirlenmektedir.

Mesleki Sır, Güven, Yükümlülük, Suçu Bildirmeme.

One of the most important conditions to establish a healthy relationship between patient and physician is trust whic is relate to the secrecy of patient. Therefore, the Turkish law was brought obligation of professional discretion in terms of the physicians except slur a crime to the law enforcement institutions. In this case, the obligation of professional dicretion and obligation of slur a crime conflict each other. Under this circumstances, choosing of between professional dicretion and criminal information is determined to depend on pozitive law.

Professional Secrecy, Confidence, Responsibility, Slur a Crime.

GİRİŞ

Demokratik hukuk devletlerinde, işlenen suçların ortaya çıkarılmasına yönelik işlemleri kamusal organlar yapmakta; özel kişiler ise belli başlı muhakeme işlemleri dışında bu sürecin dışında kalmaktadır. Ancak, özel kişilerin tamamen sürecin dışında bırakılması, ilgili makamların çoğu suçtan haberdar olamaması ve dolayısıyla işlenen suçların bir kısmının yetkili makamlara ulaşmaması sonucunu doğurmaktadır. Bu durumu göz önünde bulunduran bazı ülkeler, önceden belirlenmiş şartların gerçekleşmesi durumunda bireylere işlenen suçları ihbar etme yükümlülüğü getirmektedir. Nitekim Türk Hukuku’nda da; TCK m.278 ile bütün bireylere, m.279 ile kamu görevlilerine, m.280 ile de sağlık mesleği mensuplarını suçu bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak suçu bildirme yükümlülüğünün istisnasız bir mükellefiyet olarak kabul edilmesi de bazı olumsuz sonuçlara sebebiyet verebilecektir. Örneğin, bir kimsenin yakın akrabalarını ihbar etmek zorunda bırakılması, söz konusu yükümlülüğün çoğu zaman yerine getirilmemesi ve aile bireylerini koruma yönündeki doğal dürtülerine yenik düşen insanların cezalandırılması sonucunu doğuracaktır. Yine sağlık mesleği mensubunun sır saklama yükümlülüğüne de sahip bulunması, suçu bildirme ve sır saklama yükümlülüklerinden hangisini yerine getirmesi gerektiği konusunda bazı tereddütler yaşanmasına neden olabilir. Bu tür olumsuz sonuçların önüne geçmek amacıyla, hukukumuzda belli başlı düzenlemeler yapılmış ve olası tereddütler bertaraf edilmeye çalışılmıştır.

Sağlık mesleği mensuplarının hastalarıyla sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için, hastaların görevlilere güvenmesi gerekmektedir. Zira hekime veya tedavisiyle ilgilenen diğer sağlık mesleği mensubuna sır olarak kabul edilebilecek açıklamalarda bulunan kişinin, açıkladığı bu bilginin korunması yönündeki inancının tam olması gerekmektedir. Aksi durumda, hekimler ile bireyler arasında, hastalığın tedavisi için gerekli olan bilgilerin aktarılması bakımından bazı sorunlarla karşılaşılması ve dolayısıyla tedavinin olumsuz sonuçlanması ihtimali gündeme gelecektir. Bu nedenle, mevzuatımızdaki çeşitli hükümlerle hekimlere sır saklama yükümlülüğü getirilmiştir. Hekimlerin kanun koyucu tarafından getirilmiş sır saklama yükümlülüğüne uymaması ise, özel hukuk hükümleri uyarınca tazminat tehdidiyle karşılaşmaları ve TCK m.136 hükmünde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sorumlu tutulmaları sonucunu doğurabilecektir.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, mevzuatla hekimlere getirilmiş yükümlülüklerden biri suçu bildirme yükümlülüğüdür. TCK m.280’e göre, hekimler ve diğer sağlık mesleği mensupları işlenmiş bir suç ile ilgili belirtiyle karşılaştığında durumu ilgili makamlara bildirmek zorundadır. Bu durumda, hekimlerin suçu bildirme yükümlülüğü ile sır saklama yükümlülüğünün çatışması gündeme gelebilecektir. Çalışmamız kapsamında da, sözü edilen çatışmada hangi yükümlülüğe öncelik verilmesi gerektiği gerekçesiyle birlikte ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu kapsamda, öncelikle hekimin sır saklama yükümlülüğü ile ilgili bilgi verilecek; ardından TCK m.280 hükmünün unsurları ortaya konulmaya çalışılacak ve nihayet çalışmanın son kısmında, sağlık mesleği mensubunun suçu bildirme yükümlülüğü ile sır saklama yükümlülüğü arasındaki ilişki üzerinde durulacaktır.