Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ergin Kısıtlı Üzerindeki Velâyet Hakkı (Uzatılmış Velâyet)

Die elterliche Sorge über Entmündigte (erstreckte elterliche Sorge)

Dilşad KESKİN

Çocuk, küçük olduğu sürece ana ve babasının velâyeti altındadır. Velâyet hakkı kural olarak küçüğün ergin olması ile sona erer. Bununla birlikte, hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar. Ana ve babanın ergin kısıtlı üzerinde velâyet hakkına sahip olmaları, kanun hükmü gereğince kendiliğinden gerçekleşmez, bunun için vesayet makamının kararına ihtiyaç vardır. Uzatılmış velâyetin şartları, geçerli bir kısıtlılık kararının bulunması ve ana-babadan en az birinin sağ olmasıdır. Bu şartların varlığı halinde, velâyet ile vesayet çözümlerine eşit mesafede kalan hâkim, velâyetin uzatılmasına karar verir. Uzatılmış velâyet, vesayet değildir. Uzatılmış velâyet, küçük üzerindeki velâyetten de farklıdır.

Velâyet, Vesayet, Uzatılmış Velâyet, Ergin Kısıtlı, Küçük.

Solange Kinder unmündig ist, stehen sie unter elterlicher Sorge. Im Normalfall endet die elterliche Sorge mit der Mündigkeit. Mündige Kinder, die entmündigt werden, stehen unter der elterliche Sorge, es sei denn, dass die Behörde einen Vormund bestellt. Die elterliche Sorge tritt nicht von Gesetzes wegen an die Stelle der Vormundschaft, sondern es bedarf eines Entscheids der Vormundschaftsbehörde. Voraussetzungen für die erstreckte elterliche Sorge sind das Vorliegen einer rechtskraftigen Entmündigung sowie das mindestens ein mündiger Elternteil lebt. Diesfalls sollten in der Regel bei gleichwertigen Lösungen die Eltern gegenüber einem Vormund den Vorrang haben. Die erstreckte elterliche Sorge nicht Vormundschaft sondern elterliche Sorge bleibt. Sie ist aber nicht völlig identisch mit der elterliche Sorge über Unmündige.

Elterliche Gewalt, Vormundschaft, Erstreckte Elterliche Gewalt, Entmündigte, Unmündig.

I. GİRİŞ

Türk Medenî Kanunu, küçüğün korunmaya muhtaç olduğu temel düşüncesinden hareket etmiş ve onun himayesini sağlama yükümlülüğünü de öncelikle ana-babasına yüklemiştir. Ana-babanın küçüğün menfaatini sağlama yükümlülüğünü ve bu yükümlülüğü yerine getirmek için kullanacağı haklar demetini ihtiva eden kurum, velâyettir. Velâyetin zaman itibarıyla sınırını, esas itibarıyla küçüğün bu sıfatının sona ermesi oluşturur. Buna göre kural olarak küçüğün ergin olması, ana-babanın küçüğün korunmasına ilişkin yükümlülüklerinin de son bulduğu anlamına gelir. Bunun istisnası, ergin çocuğun kısıtlanması durumudur. Konunun düzenlendiği MK m.335/II hükmü, ergin olmayan çocuğun ana ve babasının velâyetinde olduğuna ve yasal sebep olmadıkça onlardan alınamayacağına dair birinci fıkranın hemen ardından; "Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar." şeklindeki tek cümle ile, ergin kısıtlı üzerinde tesis edilmesi gereken vesayetin alternatifini belirlemiştir.

Velâyetin yukarıda açıklanan şekilde erginlikten sonra da devam etmesinin öngörülmesi, basitçe kapsamının zaman itibarıyla genişletilmesi "velâyetin uzatılması" ve böylece ergin kısıtlı üzerindeki velâyet de "uzatılmış velâyet" olarak isimlendirilebilir. Uygulamada, MK m.335/II'nin lafzında da işaret edildiği üzere "kural" niteliğiyle yer bulan kurum hakkındaki yasal düzenlemenin yetersiz olduğu açıktır. Bu yetersizlik, ergin kısıtlının hangi durumlarda velâyete tabi tutulacağı başta olmak üzere, bir dizi önemli problemi beraberinde getirmektedir. Uzatılmış velâyetin küçük üzerindeki velâyetten farklı oluşundan hareketle, kısıtlanmış ergin çocukları üzerinde velâyet hakkına sahip olan ana ve baba, vasi ile aynı konumda değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım ise ergin kısıtlı ile ana ve baba arasındaki ilişkinin, hukuken "velâyet" olarak nitelendirilmesine rağmen, vesayet hükümlerine tabi tutulmasına yol açmaktadır. Diğer taraftan, mahkemece, kısıtlanmış ergin çocuğun vesayet altına konulmasına karar verilerek, ana ve/veya babanın vasi tayin edildiği durumlarda, MK m.335/II hükmü gereğince bir "velâyet" ilişkisinin söz konusu olduğu ileri sürülmüştür. Ana ve babanın vesayetine, velâyet hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracak bu iddia da, kabul edilemez. Amaç daima kısıtlının menfaatlerinin korunması olmasına rağmen, uzatılmış velâyetin niteliğine ve uygulanmasına ilişkin belirsizlikler sebebiyle, kurumların yapısı değiştirilmektedir. Böylece, MK m.335/II hükmündeki düzenleme anlamını kaybetmektedir. Diğer taraftan, böyle bir halde ana ve baba da, vasi için öngörülmüş yükümlülüklerin üstesinden gelemeyecekleri kaygısıyla, kısıtlı ergin çocukları üzerinde velâyet hakkına sahip olmak konusunda son derece isteksiz hale gelmektedir. Bütün bu problemlerin çözümü, velâyetin uzatılmasının şartlarının ve hükümlerinin açıkça ortaya konularak, uzatılmış velâyetin hukukî niteliğinin belirlenmesini gerekli kılar. Bu çalışmanın amacı, uzatılmış velâyeti, küçük üzerindeki velâyet ve vesayet ile birlikte ele alarak, özellikle uygulanacak hükümler noktasında bir açıklık sağlamak, ana-baba ile velâyete tabi kısıtlı arasındaki karşılıklı hak ve yükümlülükleri ortaya koymak ve küçük üzerindeki velâyet hakkının kullanılması bakımından da problem oluşturan bazı hususları, ergin kısıtlı üzerindeki velâyetin kendine özgü niteliklerini göz önünde bulundurarak değerlendirmektir.

II. UZATILMIŞ VELÂYET, KAVRAM VE TERİM

Kanun koyucu, erginlik yaşına ulaşmış olmasına rağmen, kısıtlılık sebeplerinden birini bünyesinde taşıyan ve bu sebeple korunma ihtiyacı içinde bulunan çocuğa1, bu korumanın en iyi biçimde aile içinde sağlanabileceğini kabul etmiştir. Bu düşüncenin bir sonucu olan MK m.335/II, "Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar" şeklindedir. Aynı esas MK m.419/III'te "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır." hükmüyle ifade edilmiştir. Buna göre kural olarak haklarında kısıtlama kararı alınmış ergin çocuklar, kendilerine bir vasi atanması yerine, ana ve babalarının velâyeti altında bırakılırlar2. Hâkimin bu hüküm doğrultusunda vereceği kararla, ana ve babanın, esas itibarıyla çocuğun erginlik yaşına ulaşması ile son bulması gereken velâyet hakları, erginlikten sonraki zaman dilimine sarkmış, bir anlamda uzatılmış olmaktadır. Böylece "uzatılmış velâyet", erginlik yaşını tamamlamış, ancak haklarında kısıtlama kararı verilmiş olan kimseler bakımından, MK m.335/II ve m.419/III hükümlerine dayalı olarak hâkim tarafından verilecek bir karar gereğince, ana ve babalarının velâyet haklarının devam etmesidir3.