Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mukayeseli Hukuk ve Türk Hukuku Açısından Olağanüstü Hallerde Mülkiyet Hakkı Sınırlamasının Fikrî ve Hukukî Temelleri

Intellectual and Legal Foundations of Restrictions on Property Right Under State of Emergency in Comprative and Turkish Law

Veysel BAŞPINAR

Mülkiyet hakkı, insanlık tarihi kadar eski ve o tarihten bu yana temel bir insan hakkıdır. Bu sebeple, insan hakları ile ilgili milletlerarası sözleşmelerde ve ülkelerin anayasaları ile temel metinlerinde, temel haklar ve hürriyetler arasında yerini almıştır. Mülkiyet hakkı, 1921 Anayasası hariç olmak üzere, bütün Anayasalarımızda bazen temel haklar ve hürriyetler (1924 AY. m. 74, 1982 Anayasası m. 35), bazen de ekonomik ve sosyal haklar ve hürriyetler (1961 Anayasası m. 36) olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu hak, tarih boyunca değişik sebeplerle sınırlanamaz bir hak olarak nitelendirilmemiş; farklı gerekçe ve boyutlarda hep müdâhale edilmiştir.

AY. m. 35/II ve III’te mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla sınırlanabileceği ve bu hakkın toplum menfaatine aykırı kullanılamayacağı hükmü yer almaktadır. Aynı şekilde TMK. m. 683/I’e göre de, bir şeye malik olan kimse, ondan, hukuk düzeninin sınırları içinde yararlanma hakkına sahiptir. Yine TMK. m. 2’de bir hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı kabul edilmiştir. Diğer taraftan, Alman hukukunda, kötüye kullanılan temel hak veya hürriyetin düşeceği/kaybedileceği esası benimsenmiştir (GG. Art. 18). O halde mülkiyet hakkı toplum menfaatine aykırı kullanıldığı takdirde, kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkileri sınırlandırılabilir. Bunun bir sonucu olarak olağanüstü hâl ilanı ile birlikte Devlet, kendi varlığına yönelik olan ve olağan dönem kuralları ile bertaraf edilemeyecek tehlikelerle karşı karşıya kaldığından, bu tehlikeleri ortadan kaldırabilmek için, temel hakları ve hürriyetleri sınırlayabilir. Böyle bir uygulama kural olarak AY. m. 15, 91, 120 ve 121, İHAS. m. 15 hükümlerine aykırılık teşkil etmez. Zira söz konusu hâllerde, temel haklar ve hürriyetler ile ilgili olarak Anayasa’da ve Sözleşme’de yer alan teminatlara aykırı tedbirlerin alınabileceği yine söz konusu metinlerin hükmüdür (AY. m. 15, Sözleşme m. 15). Diğer taraftan, olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanun hükmünde kararnameler ile yapılan düzenlemeler, ilga veya iptal edilmedikleri müddetçe geçerliklerini muhafaza ederler. Bunun amacı; milletlerarası sözleşmelerde ve anayasalarda farklı ifade edilmiş olsa da, kamu yararıdır. Bu sebeple, mülkiyet hakkına geçici el koyma, kontrol amacıyla sınırlama veya İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin askıya alınması hâllerinde, yapılacak müdâhaleler, kural olarak gerek milletlerarası sözleşmelere gerek Anayasa’ya aykırı olarak nitelendirilemez. Ancak, olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanun hükmünde kararnamelerle, mülkiyet hakkı sınırlanabilir ise de, onu yok edici hükümler, genel müsadereye yol açan ya da masumluk karinesini ihlâl eden uygulamalara yol açılmamalıdır. Çünkü Sözleşmenin askıya alınması halinde dahi, alınan tedbirler olağanüstü halin gerekli kıldığı düzenlemelerden öteye geçemez, aksi halde devletin sorumluluğu söz konusu olur.

Mülkiyet Hakkı, Olağanüstü Hal, Sınırlandırma veya Durdurma, Temel Haklar ve Hürriyetler, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, Mülkiyet Hakkının Kontrolü, Hakkın Kötüye Kullanılması.

The right to property is as old as history of humanity and a fundamental human right. For that reason it is situated in the international conventions related to human rights, the codified text and the constitution of the countries as a fundamental rights and freedoms. The right to property -with the exception of the 1921 Constitution- is described sometime as fundamental rights and freedoms (1924 Cons. Art. 74, 1982 Cons. Art. 35) sometimes as economic and social rights and freedoms (1961 Anayasası m. 36) in all our Constitution. However, the mentioned right has not been considered not be limited for various reasons in the history. Indeed, throughout history, the right to property has always been interfered in different reasons and extent.

In Turkish Constitution Article 35/II and III, It is stated that; “Right to property may be limited by law only in view of public interest. The exercise of the right to property shall not contravene public interest” Similarly, according to article 683/I of Turkish Civil Code; “Person who owns a thing, within the limits of law order, has power of using, benefiting and disposing on that thing at his or her discretion”. Likewise, It is recognized in Article 2 of Turkish Civil Code that; “The abuse of a right is not protected by law”. On the other hand, in German law, It is adopted that the abuse of fundamental rights or freedoms shall forfeiture (GG. Art. 18).

In case using the right to property contrary to the interest of community the power of using, enjoyment and disposal of right to property can be limited. Hence, with the declaration of a state of emergency, The State is faced with the threat which cannot be disposed of with the usual rules to its own existence. State, in order to eliminate the danger, may limit the fundamental rights and freedoms. Such a practice shall not constitute a contradiction to article 15, 91, 120, 121 of Turkish Constitution and article 15 of ECHR. Because in the given circumstances, with regard to the fundamental rights and freedoms it is also Constitutional rule to take measures contrary to constitutional guarantee (Cons. Art. 15, Con. Art. 15). On the other hand, the arrangements made with the Governmental Decrees adopted under state of emergency retain their validity unless they are repealed or canceled. Although it is differentially expressed in international treaties and the Constitution its purpose is the public interest. Therefore, the interventions of right to property like temporary confiscation, limitation for the purpose of control or in case of suspension of the European Convention should not be considered as unconstitutional.

However, the statuary decrees adopted in the context of the state of emergency may limit the property rights, they neither cause a general confiscation nor violate the presumption of innocence. Because even if the suspension of the convention, the measures shall not transcend the regulations required by the state of emergency, otherwise it shall be a question of state responsibility.

The Right to Property, The State of Emergency, Fundamental Rights and Freedoms, The European Convention on Human Rights, Regulation of Property Rights, Abuse of Rights, Hard Core Rights.

I. GENEL OLARAK

Mülkiyet, devletlerden önce, ilk insandan beri var olan temel bir insan hakkıdır. Bunun bir sonucu olarak, söz konusu hak, pek çok ülkenin anayasasında veya temel metinlerinde, insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Fakat bu hak, bahsi geçen metinlerde sıradan bir hak değil, temel bir insan hakkı şeklinde nitelendirilmiştir. Meselâ, FİVHB m. 2’de “Her siyasal toplumun amacı, insanın tabiî ve zamanaşımına uğramayan haklarını korumaktır. Bu haklar; hürriyet, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı direnmedir.” hükmü yer almaktadır. Bu anlayışın bir sonucu olarak 1961 Anayasası’nın1 (m. 36) aksine2, 1982 Anayasası’nda3 mülkiyet hakkı temel haklar ve hürriyetler arasında yer almıştır (m. 35).

1982 Anayasası’nda olağanüstü hâllerde temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasına ilişkin hükümler (m. 15, 91, 119, 120, 121) yer almaktadır.

Mülkiyet hakkının sınırlandırılması, Anayasa Hukuku kadar, Medenî Hukuk ile de yakından ilgilidir. Çünkü Anayasa ile teminat altına alınan temel hak ve hürriyetlerin büyük bir kısmı (meselâ, kişilik hakları, kişi dokunulmazlığı, düşünce ve düşünceyi açıklama, din ve vicdan hürriyeti, yayın hakkı, dernek kurma hürriyeti, yerleşme hürriyeti, teşebbüs ve sözleşme hürriyeti, maddî ve manevî kişiliğini koruma ve geliştirme hakkı, özel hayatın gizliliği hakkı) Medenî hukukun düzenleme alanında bulunmaktadır. Bunlar gibi bir temel hak olan mülkiyet hakkı da, gerek Anayasa (m. 35) gerek Türk Medenî Kanunu’nda (m. 683 vd.) düzenlenerek, her iki alanı doğrudan ilgilendiren bir müessesedir.