Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Eski Hâle Getirme

Restitution Under The Provisions of Civil Procedural Code

Hülya TAŞ KORKMAZ

Yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülebilmesini sağlamak amacıyla usûli işlemlerin yapılması belirli sürelere tâbi tutulmuş ve taraflar için öngörülen kesin sürelere uyulmaması, süreye riayet etmeyen tarafın, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkması şeklinde yaptırıma bağlanmıştır (m.94/3). Taraflar için belirlenen kesin sürelere riayetsizliğin sonucu bazen kesin süre içinde işlem yapmayan taraf aleyhine davanın sonuçlanmasını sağlayacak kadar ağır olabilir. Ancak kesin süre, kendisine süre verilenin elinde olmayan sebeplerle de kaçırılmış olabilir. Kesin süreye uyulmamasının yaptırımını (m.94/3) istisnasız uygulamak, aşırı bir şekilciliğe dolayısıyla; şeklin esasın önüne geçmesine yol açar. Bunu öngören kanun koyucu eski hâle getirme kurumunu (95-101) kabul ederek elde olmayan sebeplerle kesin sürenin kaçırılmış olması halinde, ortadan kalkmış olan o işlemi yapma hakkının tekrar elde edilmesine olanak sağlamıştır. Bu çalışmayla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre eski hâle getirme yoluna başvuru koşullarını, eski hâle getirme usulü bağlamında talebin şekli ve kapsamı, talebi inceleyecek mercii, bu merciin yapacağı inceleme ve bu konuda verilecek kararları izah etmektir.

Eski Hâle Getirme, Kesin Sürenin Kaçırılması, Duruşmaların Kaçırılması, Elde Olmayan Sebep, Başka Bir Hukuki Yola Başvuru Olanağının Olmaması.

In order to ensure the proceedings to be conducted within a reasonable time and in an orderly manner, procedural actions have been subjected to specific peremptory periods and failure to comply with these precise peremptory periods set for the parties causes the non-complying party to lose her/his right to process (Article 94/3). Non-compliance with the granted peremptory periods may have severe consequences: Lawsuit may result against the party who failed to take action within these periods. However, peremptory periods may be missed due to the reasons beyond the related party’s control. On the other hand, imposition of the sanction for non-observance of peremptory periods without any exception (Article 94/3) creates an excessive formalism; so that form may take precedence over substance. By envisaging this, legislator has adopted the legal concept of “restitution” (Articles 95 to 101) and provided an opportunity to regain the right to make proceedings that have been already been abrogated due to missed peremptory periods for reasons beyond control. The purpose of this study is to explain the conditions of application to the procedures of restitution, form and content of the claim in the context of this procedure, competent authority with regard the claim, the review thereof and the decisions of the related authority under the provisions of Civil Procedural Code.

Restitution, Missing the Peremptory Period, Missing the Hearing, Reasons Beyond Control, Absence of Means to Take Further Legal Action.

Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması, medenî usûl hukukunun amaçlarından biridir1. Ancak davaların makul süre içinde, fazla masrafa yol açmadan ve basit bir şekilde görülmesi de, usûl ekonomisi ilkesinin gereğidir (m.30)2. İşte yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülebilmesini sağlamak amacıyla usûlî işlemlerin yapılması belirli sürelere3 tâbi tutulmuş ve taraflar için öngörülen kesin sürelere uyulmaması, süreye riayet etmeyen tarafın, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkması şeklinde yaptırıma bağlanmıştır (m.94/3). Süre sınırlamaları, mahkemeleri aynı işle uzun süre meşgul etmemek için de gereklidir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yargılama ile ilgili işlemler için süre sınırlamaları konulması maddî hukuka ilişkin hakkın bir an önce gerçekleşmesine ve hukuk güvenliğine de hizmet eder4.

Taraflar için belirlenen kesin sürelere riayetsizliğin sonucu olarak, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi yapma hakkı ortadan kalkacağından (HMK m.94/3), davaya söz konusu işlem yapılmaksızın veya süresinden sonra yapılan işlem dikkate alınmaksızın devam edilir. Bunun sonucu bazen kesin süre içinde işlem yapmayan taraf aleyhine davanın hükme bağlanmasına sebebiyet verecek kadar ağır olabilir. Ancak kesin süre, kendisine süre verilenin elinde olmayan sebeplerle de kaçırılmış olabilir. Kesin süreye uyulmamasının yaptırımını (m.94/3) istisnasız uygulamak, aşırı bir şekilciliğe; dolayısıyla, şeklin esasın önüne geçmesine yol açar. Bu durum, usûl işlemlerinin sürelere bağlanmasının maddî hukuka ilişkin hakkın bir an önce gerçekleşmesi şeklindeki amacına aykırı olacağı gibi, hukuka olan güvenin de sarsılmasına sebebiyet verir5. Bunu öngören kanunkoyucu eski hâle getirme kurumunu (m.95-101) kabul ederek elde olmayan sebeplerle kesin sürenin kaçırılmış olması halinde, ortadan kalkmış olan o işlemi yapma hakkının tekrar elde edilmesine olanak sağlamıştır.

Bu çalışmayı yapmaktaki amacımız, 6100 sayılı Kanun’un eski hâle getirme kurumuna ilişkin hükümlerine (m.95-101) göre, eski hâle getirme yoluna başvuru koşullarını, eski hâle getirme usûlü bağlamında talebin şekil ve kapsamını, talebi inceleyecek mercii, bu merciin yapacağı incelemeyi ve bu konuda verilecek kararları izah etmektir. Bu inceleme yapılırken 1086 sayılı Kanun’un eski hâle getirme kurumuna ilişkin hükümleriyle 6100 sayılı Kanun’un karşılık hükümleri arasındaki farklar belirtilerek 6100 sayılı Kanun’un bu konuda getirdiği değişiklikler de değerlendirilmeye çalışılacaktır.