Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Borçlar Hukuku Perspektifinden Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşmelerde Tahkim Koşulunun Üçüncü Şahsa Etkileri

The Effect of Arbitration Clause on the Third Party in Complete Third Party Beneficiary Contracts From the Perspective of Obligations Law

Halil AKKANAT

Özellikle uluslararası ticaret bağlamında başvurulan sözleşmeler, çoğu zaman tam üçüncü şahıs yararına sözleşme niteliği taşımakta ve tahkim kaydı içermektedir. Bu tahkim kayıtlarının sözleşmenin lehtarı konumundaki üçüncü kişiyi de bağlayıp bağlamayacağı hususu her ne kadar usul hukuku ve devletlerarası özel hukuk açısından ele alınmış olsa da, mesele, gözlemlendiği kadarıyla borçlar hukuku dogmatiği çerçevesinde incelenmemiştir. Çalışmanın amacı, bu eksikliği gidermektir. Bu çerçevede tam üçüncü şahıs yararına sözleşmelerde taraflar arasındaki ilişki ve bu ilişkide borçların doğumu ve ifası hususları etraflıca incelenmiştir.

Tam Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme, Tahkim Şartı, Sözleşmenin Nisbiliği, Tahkim, Borçlar Hukuku, Tahkim Şartının Bağlayıcılığı.

Contracts used in international trade can often be qualified as so called “contracts for the benefit of third parties” and include at the same time arbitration clauses. The question whether these arbitration clauses are also binding for the beneficiary have already been the focus of several articles in the fields of civil procedure law and international private law. However, as far as we can see, there was no detailed analysis of the problem from a civil law perspective and especially its doctrinal foundations. The aim of this work is to fill this gap. In this context, the relationship between the parties, the origins of the obligations and their performance have been examined in detail.

Contracts for the Benefit of Third Parties, Arbitration Clause, Relativity of Contracts, Arbitration, Law of Obligations, Binding Power of the Arbitration Clause.

Sözleşmeler hukukunun en temel ilkelerinden birisi hiç şüphesiz sözleşmelerin nisbiliğidir1. En basit tanımıyla sözleşmelerin nisbiliği, kişilerin ancak ve sadece kendi iradeleri ile akdettikleri bir sözleşmeden doğan borçları ifaya zorlanabileceği ve bu sözleşmeden doğan hakları talep etme yetkisine sahip olacakları hususunu ifade etmektedir2. Ancak zamanla bu kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Bunlardan belki de en önemlisi, ticari hayatın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılan tam üçüncü şahıs yararına sözleşmelerdir3. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu da (BK)md. 129 çerçevesinde, tıpkı 818 sayılı eksi Türk Borçlar Kanunu md. 111’de olduğu gibi, üçüncü kişi yararına sözleşme müessesesini yasal bir düzenlemeye tabi tutmuştur. Buna göre “Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir.”

Ne var ki tam üçüncü şahıs yararına yapılan sözleşmeler, sadece maddi hukuka dair düzenlemelerle sınırlı kalmayıp, usul hukukunu ilgilendiren bazı hükümler de içerebilmektedir. Ticari hayatta taraflar, özellikle uluslararası ticari faaliyetleri çerçevesinde ulusal mahkemelerden çok, daha hızlı ve daha “bağımsız” olduğuna inandıkları tahkim mahkemelerine başvurmayı tercih etmekte ve bu sebeple üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü kararlaştırdıkları sözleşmelere tahkim koşulu da ilave etmektedirler. Bu durum, özellikle üçüncü şahıs yararına sözleşme niteliği taşıyan akdi ilişkiler bakımından, bazı özellikli sorunların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Özellikle sözleşmede kararlaştırılan edimin ifasını talep etme hak ve yetkisine sahip bulunan lehtar üçüncü kişi ile borçlu arasında, sözleşme çerçevesinde bir ihtilaf meydana geldiğinde tam üçüncü kişi yararına yapılan sözleşmelerin içerdiği tahkim şartının, üçüncü kişiyi bağlayıcı nitelikte olup olmayacağı hususu, açıklığa kavuşturulması gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ki bu husus farklı yönde mahkeme kararları verilmesine, ayrıca doktrinde de tartışmalara sebebiyet vermiştir.

Yapacağımız incelemenin amacı, tam üçüncü şahıs yararına yapılan sözleşmelerde mevcut olan tahkim koşulunun üçüncü kişi açısından bağlayıcı olup olmadığı sorusuna cevap aramaktır. Kuşkusuz bu konu bazı çalışmalara konu edilmiştir. Ancak gözlemleyebildiğimiz kadarıyla mesele ağırlıklı olarak usul hukuku ve tahkim bağlamında incelenmiş, oysa borçlar hukuku açısından henüz etraflıca değerlendirilmemiştir. Dolayısıyla çalışmamızın amacı, tahkim koşulunun üçüncü kişilere etkisinin borçlar hukuku perspektifinden aydınlatılmasıdır. Bu çerçevede öncelikle Türk hukukundan ve mukayeseli hukuktan örnekler verilecek ve konu dogmatik açıdan irdelenecektir. Ancak uluslararası tahkimde tahkim sözleşmesine uygulanacak hukuk sorunu bu çerçevede irdelenmeyecek, inceleme sadece Türk hukuku açısından ele alınacaktır.