Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Medeni Hukuk ve Sosyal Hizmet Bakış Açısıyla Birlikte Velayet Sorunu

The Problem of Custody with The Perspective of Civil Law and Social Services

M. Erdem AYBAY

Aile hukukunun en önemli kavramlarından biri velayettir. Evlilik içinde oluşabilecek velayet hakkının ve görevinin büyük sorunlara yol açmayacağı düşünülebilir. Bunun sebebi özellikle toplumumuzda çocuk sahibi olan evli kişilerin, çocuklarının mutluluğunu, sağlığını ve güvenliğini son derece önemsiyor oluşudur. Buna karşılık, evlilik birliği boşanma sebebiyle sona erdiği zaman, velayet hakkının kimde olacağı, içeriğinin ne şekilde olacağı gibi konularda boşanan eşler arasında sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Hukukumuzda evlilik birliği sona erince, ortak çocukların olması halinde hâkim, çocukların velayetini eşlerden birine verir. Bu durum, eleştirileri de beraberinde getirmektedir. Eleştirilerin temel noktası, velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin çocuğun gelişimindeki payının azalacağı ve çeşitli konularda eşitsizliklerin meydana geleceği yönündedir. Bu türden sorunlara çözüm olarak, bazı ülkelerin hukuklarında kabul edilmiş olan “birlikte velayet” kavramının bizim hukukumuzda da bir çözüm yolu olarak benimsenmesi gerektiği düşünülmektedir. Çalışmamızın temel amacı, “birlikte velayet” kavramını yakından ilgili olduğu iki bilim dalının bakış açısıyla incelemek ve hukukumuzda da kabul edilebilmesi için çeşitli öneriler ortaya koymaktır.

Velayet, Evlilik, Boşanma, Aile Hukuku, Birlikte Velayet.

One of the most important aspects of family law is parental custody. It can be thought that the right and duty of parental custody could not cause problems if it would be in the marital period. The reason is that the couples give importance to their child’s happiness, health and security more than anything else. On the other hand, when the marriage is over due to divorce, many problems occur relating the owner of the right of custody or the content of it. According to our family law, the court shall give the right and duty of custody to one divorced parent. This has been criticised. The main point of these critics is based upon the fact that the other parent wouldn’t have the chance to be a part in his/hers child’s growing process. In order to find a solution to this or similar problems, it is being advised to accept “joint custody”, which some countries have accepted in their law system. The main purpose of our study is to examine this “joint custody” concept in the view of two most related fields of science and offer suggestions in order this concept to be accepted.

Parental Custody, Marriage, Divorce, Family Law, Joint Custody.

Aile kavramı, tüm toplumlarda, özellikle bizim toplumumuzda kutsallık derecesinde büyük bir önem taşır. Çoğu insan belirli bir yaş ve olgunluğa eriştikten sonra evlenmek ve bir aile kurmak isteğindedir. Bununla birlikte sadece evlenmekle tam bir aile olunamayacağı yönünde genel geçer bir inanışın da olduğu ortadadır. Bir erkek ile bir kadın evlendikten sonra, evliliklerinin bir ürünü olmasını isterler. Bu ürün de çocuktur. Çocuk ile birlikte tam bir aile olunacağına inanılmaktadır. Çocuk doğduktan sonra evli eşlere büyük sorumluluklar yüklenir. Çocuğu korumak, yetiştirmek, eğitimini sağlamak, sağlıklı bir ortamda büyümesi için gereken her türlü girişimi yapmak eşlerin görevidir. Bu tür görevlerinin yanı sıra aynı zamanda bazı yönlerden de yetki sahibidirler. Örneğin 18 yaşını dolduruncaya kadar çocuğun malları üzerinde yönetim yetkisi vardır veya yine çocuğun adını kendileri koyar. İşte bütün bu görev ve yetkiler hukukta velayet olarak adlandırılır. Eşlerin çocuk üzerindeki velayeti evlilik süresince devam eder. Bu hak ve yetki karışımı kavram, evlilik süresince eşler tarafından birlikte kullanılır.

Velayetin temeli olan evliliği kurarken kişiler hayatlarının sonuna kadar evli kalmak için birbirlerine söz verirler. Ancak birçok sebepten bu sözler tutulmayabilir. Hayat ilerledikçe ortaya çıkan sorunlar eşleri birbirlerinden uzaklaştırıp, söz verdikleri ortak yaşamı sürdürmelerini imkânsız hale getirebilir. Böyle durumlarda başvurulan hukuki yol, boşanmadır. Son derece sıkıntılı bir süreç olabilen boşanma süreci, eşlerin çocukları olması halinde daha da çetrefilli olabilir. Boşanmanın en önemli sonuçlarından biri ortak yaşam sona erdikten sonra ortak çocukları üzerindeki, evlilik süresince beraber yürüttükleri velayet hakkının kime bırakılacağı meselesidir. Hukukumuzda boşanma kararı kesinleştikten sonra boşanma davasına bakan hâkim velayeti eşlerden birine verir. Velayet hakkı kendisine bırakılmayan eş de belirli zamanlarda çocuğu görme hakkına sahip olur. Bu durum kimi zaman, özellikle çekişmeli boşanmalarda eşler arasında sorunlara yol açabilmekte, bu sorunlar çocuğu olumsuz etkileyebilmektedir.

Boşanmadan sonra velayet hakkının ne şekilde düzenleneceğine dair başka ülkelerin hukuklarında farklı çözümler benimsenmiştir. Bu çözümlerden en yaygın olanı, boşanmadan sonra bile eşlerin birlikte velayetinin devam edeceği yolunda olmuştur. Birlikte velayet kavramının boşanmadan sonra da devam etmesinin çocukların özellikle ruhsal gelişimine katkıda bulunacağı yönünde görüşler, ülkemizde de savunulmuştur. Çalışmamızda amaç, “birlikte velayet” kavramının ülkemizde de uygulanabilirliğini hem hukuk bilimi hem de sosyal hizmetler açısından tartışmaktır. Bu iki yönlü incelemenin, özellikle uygulamada birlikte velayet kavramının yerleşebilmesi açısından yararlı olacağına inanıyoruz.