Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Ticaret Kanunu Kapsamında İşyeri Devri Sonucu Doğuran İşlemlerin Bireysel ve Toplu İş Sözleşmelerine Etkileri

The Effects of Transactions Resulting in Workplace Takeover within The Scope of Turkish Commercial Code on The Individual and Collective Labor Agreements

Yurdal ÖZATLAN

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında başlıca işyeri devri sonucu doğuran işlemler, yeniden yapılandırma işlemleri olarak sayılan birleşme, bölünme ve tür değiştirme işlemi ile ticari işletme devri olarak sayılmıştır. Söz konusu işlemler sonucunda devredilen işyerlerinde çalışan işçilerin, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının devam edip etmeyeceği, edecekse hangi kapsamda devam edeceğinin incelenmesi önem arz etmektedir.

İşyeri Devri, Birleşme, Bölünme, Tür Değiştirme, Ticari İşletme Devri, Toplu İş Sözleşmesi.

The primary transactions that cause business turnover are called reconstruction transactions as Merger, Demerger, Transformation, Commercial Enterprise Transfer in the Turkish Code of Commercial (Law No. 6102). It is important to review predecessor enterprise’s employees’ contractual rights, in terms of personal and collective labor agreement and their scope of continuity after business turnover transactions.

Business Turnover, Merger, Demerger, Transformation, Commercial Enterprise Transfer, Collective Labor Agreement.

İş hayatının doğurduğu bir takım gereksinimlerden ötürü işyeri sahipleri, işyerlerini başka kişilere devretmek durumunda kalabilmektedirler. Bu devir olgusunun çok çeşitli ihtimallerde gerçekleşebilmesi olasıdır: Söz gelimi işyeri sahibi, tamamen ticari menfaatleri doğrultusunda işyerini satabilmekte, şirketinin bazı faaliyet alanlarını ayırarak bunlara ilişkin ticari işletmelerini bütün halinde başka bir kişiye devredebilmekte, yine bir şirket Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca ya başka bir şirketle birleşerek külliyen o şirkete devrolunmakta ya da bölünerek başka bir şirketin bünyesine dâhil edilebilmektedir. Bu türden işlemlerin doğurduğu en önemli sonuç da, o işletmelerin unsurlarından olan işyerlerinin de devredilmesidir.

İşyeri sahibinin işyerini devrederkenki temel düşüncesinin, hukuki menfaatleri doğrultusunda oluştuğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Diğer bir ifadeyle ticari faaliyeti çerçevesinde işyeri sahibi, işyeri devrinde çoğunlukla işveren sıfatı doğrultusunda değil, daha ziyade tacir sıfatıyla hareket etmektedir. Hal böyle olunca da, işyerinde çalışan işçilerin devre etkileri son derece kısıtlı olmakta; hatta devir olgusunda işçiler, işyerinin herhangi bir unsuru, başka bir deyişle bir meta olarak görülebilmektedir1. Fakat işyeri devrinin aynı zamanda o işyerinde çalışan işçiler bakımından iş ilişkilerinin devri sonucu doğurduğu da gözden uzak tutulmamalıdır. Zira işçilerin iş güvencelerinin tehlikeye sokan en önem nedenlerden biri de, işyerinin devir yoluyla bir işverenden bir başka işverene geçmesidir2. Bu husus, zaman içerisinde özellikle işçilerin haklarının korunması bakımından son derece öneme sahip bir konu olmuş ve bu doğrultuda da kanunkoyucu, özel düzenlemeler yapma gereği duymuştur.

Bununla birlikte özellikle işverenle işçilerin sözleşme müzakerelerinde eşit konumda bulunmamaları, işçileri koruyacak kuruluşların tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkmasına neden olmuş ve böylece bu kuruluşlar ile işverenler arasında işçi haklarını düzenleyen normatif nitelikli sözleşmeler akdedilmeye başlanmıştır. Böylelikle çağdaş iş hukukunda toplu iş sözleşmesi kavramı da ortaya çıkmıştır3. Bu sayede işçiler, bireysel müzakereleriyle elde edemeyeceği haklara kavuşma imkânına erişmiştir.