Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ev Hizmetlerinde Çalışanların Sigortalılığı

Social Insurance of Domestic Workers

F. Burcu SAVAŞ KUTSAL

Ev içi hizmet sektörünün önemli bir iş alanı haline gelmesine ve ev hizmetlerinde çalışanlar sayıca önemli bir kesimi oluşturmalarına rağmen çalışma koşullarında hâlâ çeşitli sorunlar mevcuttur. Bu sorunlardan biri de ev hizmetlerinde çalışanların sosyal güvenlik haklarına ilişkindir. Ülkemizde bu alanda en köklü değişiklik; 6552 sayılı Kanun ile yapılmıştır.

Çalışmamızda, 6552 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi 1.4.2015 öncesi ve sonrası ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığı incelenmiştir.

Ev Hizmetleri, Ev Hizmetlerinde Çalışanlar, Sosyal Güvenlik, Sosyal Sigorta, 6552 sayılı Kanun.

Despite being an important area of employment and the great number of domestic workers, many problems still exist in the working conditions of domestic service sector. One of these problems is about the right to social security of domestic workers. The most significant change on this field is made by the Code No 6552 in our country.

This work aims to study social insurance of domestic workers before and after the Code No 6552 which came into force on 1.4.2015.

Domestic Works, Domestic Workers, Social Security, Social Insurance, Code No 6552.

Günümüzde, kadınların çalışma hayatına katılımları artmakla beraber ‘ev işlerinden kadının sorumlu olduğu’ yönündeki aile içi geleneksel iş bölümü anlayışı aynı kaldığından kadınlar iş hayatı-aile hayatı sorumluluklarında çatışma ve sorunlar yaşamaktadırlar. Bu alandaki sorunların giderilmesi ve kadının üzerindeki yükün hafifletilmesi ihtiyacı ev içi hizmet sektörünü ortaya çıkarmış ve önemli bir iş alanı haline getirmiştir. Bu sektör ile ev hizmetleri dışarıdan temin edilen iş gücü ile karşılanmakta, bu bağlamda yerli veya yabancı iş gücünden yararlanılmakta ve fakat çoğunlukla yine kadınlar tercih edilmektedir. Zira, burada da aynı geleneksel anlayış kendini göstermektedir1.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ev hizmetlerinde çalışanlar sayıca önemli bir kesimi oluşturmalarına rağmen çalışma koşullarında çeşitli sorunlar yaşamaktadırlar. Öncelikle, bu kişiler resmi istatistiklerde görünmemekte ve çalışan olarak algılanmamaktadırlar. Dolayısıyla, yasal korumalardan yoksun kalmaktadırlar. Ayrıca yapılan araştırmalar göstermektedir ki, ev hizmetlerinde çalışanlar uzun çalışma sürelerine karşı kısa dinlenme sürelerine sahiptirler, düşük ücret almaktadırlar, iş yükleri ağırdır, sosyal yardım, sosyal güvence ve iş güvencesinden yoksundurlar, özellikle yatılı olarak kalanların özel hayat mahremiyetleri bulunmamaktadır, sosyal dışlanmaya uğramaktadırlar, örgütlenme hakkından yoksundurlar veya sahip olsalar bile sınırlı olarak yararlanmaktadırlar, barınmada ve beslenmede yetersizlik yaşamaktadırlar, yaptıkları işte ilerleme fırsatları, kariyer yapma imkânları yoktur, psikolojik ve fiziksel taciz ile şiddete maruz kalabilmektedirler2.

Nitekim, konu ILO tarafından ele alınmış ve bu bağlamda ilk önce 1996 yılında 177 sayılı Evde Çalışma Sözleşmesi ile 184 sayılı Tavsiye Kararı kabul edilmiştir. Söz konusu Sözleşmede evde çalışmanın tanımı yapıldıktan ve kapsamı bu şekilde evde çalışan herkes olarak belirlendikten sonra ulusal politikanın özellikle örgütlenme, istihdam ve meslekte ayrımcılığa karşı korunma, iş sağlığı ve güvenliği alanında korunma, ücret, yasal sosyal güvenlik koruması, mesleki yetiştirmeye katılım, istihdam ya da çalışmayı kabulde asgari yaş ve analığın korunması hususlarında evde çalışanların diğer ücretlilerle eşit muamele görmesini teşvik etmesi öngörülmüştür. Tavsiye Kararında ise, ‘Tanımlar ile Uygulama Kapsamı’ ile ‘Genel Hükümler’e yer verildikten sonra sırasıyla ‘Evde Çalışmanın Teftişi’, ‘Asgari Yaş’, ‘Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakları’, ‘Ödeme’, ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’, ‘Çalışma Saatleri, Dinlenme Dönemleri ve İzinler’, ‘Sosyal Güvenlik ve Analığın Korunması’, ‘İstihdamın Sona Erdirilmesi Durumunda Koruma’, ‘Anlaşmazlıkların Çözümü’, ‘Evde Çalışmaya İlişkin Programlar’, ‘Bilgiye Ulaşma’ hususları ele alınmıştır3. Ancak, evde çalışma ev hizmetlerinde çalışmadan daha geniş bir kavram olduğundan4; belirtilen düzenlemeler konumuz açısından daha genel ve soyut niteliktedir. Bununla birlikte, 2011 yılında kabul edilen 189 sayılı Ev İşçileri (İçin İnsana Yakışır İş Hakkında) Sözleşmesi ve 201 sayılı Tavsiye Kararı ile ev hizmetlerinde çalışma özel olarak ele alınmıştır. ‘Önsöz’ bölümünde aynen belirtildiği üzere, “ev işlerinin değer kaybettiği ve görünmez hale geldiği, bu türden işlerin esas olarak kadınlar ve genç kızlar tarafından yapıldığı, bunların önemli bir bölümünün göçmen ya da kimi avantajlardan mahrum ülke vatandaşları tarafından yapıldığı, ev işçilerinin istihdam ve çalışma koşulları bağlamında ciddi ayrımcılığa uğradığı ve diğer türden insan hakları ihlallerine maruz kaldığını değerlendirerek ve kayıtlı istihdam için tarihsel olarak kıt imkânlara sahip gelişmekte olan ülkelerdeki ev işçilerinin ulusal işgücünün önemli bir bölümünü teşkil ettikleri ama öte yandan da bu işçilerin en fazla marjinalize edilen kesim olduklarını dikkate alarak ve uluslararası çalışma sözleşmelerinin ve tavsiye kararlarının tüm çalışanlar için geçerli olduğu, bu sözleşme ve tavsiyelerden istifade edip etmediklerine bakılmaksızın, ev işçilerinin de bu haklara sahip olduğunu hatırlatarak5 Sözleşme kabul edilmiştir. Ev işi ile ev işçisi tanımlandıktan sonra, ev hizmetlerinde çalışanların haklarını güvence altına alabilmek adına çeşitli hükümlere yer verilmiştir.