Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Boşanmada Velayetin Tevdii

Bilge ÖZTAN,Fırat ÖZTAN

Örnek idareci, örnek hoca;

Olağanüstü dost ve olağanüstü iyi insana
 

En kalbi dileklerimizle……

I. GENEL BAKIŞ

Boşanma istatistiklerine göre, hemen hemen her iki boşanmadan birinde, ailelerden biri çocukludur1. Bu nedenle, boşanmada çocukların tevdii giderek önemini artıran bir mesele olarak ortaya çıkmaktadır. Bu husus o kadar önemlidir ve hassastır ki, boşanma ile büyük bir yük altına giren ve kendilerini güvensiz hisseden küçük çocukların kaderi, ana babalarının yapacakları özel düzenlemelere bırakılmaz. Kanun koyucular ana babanın her hangi bir talebi olmasa da, hâkime, boşanmada gereken araştırmayı, görevi gereği (re’sen) yaparak çocuğun velâyetini ana babadan birine tevdi etme, çocuk kendisine tevdi edilmeyen tarafla çocuk arasındaki ilişkiyi (ziyaret hakkını) düzenleme ve çocuğa ödenecek nafaka miktarını belirleme görevlerini vermiştir. Hâkim, bu üç hususla ilgili düzenlemeyi yaparken, en iyi olan çözümü, “çocuğun yararı” temel ilkesini esas alarak ve takdir yetkisini kullanarak kararlaştıracaktır.

Medenî Kanun’un yürürlüğe girişinden bu yana, boşanmada “çocuğun yararı” ve “haklarının gözetilmesi” ilkeleri, yukarıda da belirtildiği gibi, öğretide ve uygulamada giderek ağırlığını artıran bir konu hâlini almıştır. Bunun sonucu olarak, günümüzde, velâyetin tevdiinde, çocuğun yararının daha sağlıklı tespit edilebilmesi için, “çocuğun dinlenmesi ve yüksek yararına ters düşmediği hallerde, kendisinin düşüncesinin de gözönünde tutulması görüşü”, hem uygulamada hem öğretide ittifakla benimsenmiştir2. Kısacası, Yirminci Yüzyıl’ın ikinci ve üçüncü çeyreğinden itibaren, çocuğun ana babasının sübjektif haklarının objesi olmadığı, kendisinin hukuk düzeni içinde aktif hak süjesi olarak kabul edilmesi gerektiği büyük ağırlık kazanmıştır.3 Nitekim, kanunlarda bu hususla ilgili hükümlerin eksik de olsa, giderek daha fazla yer aldığı görülmektedir.