Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İmar Planlarının Değiştirilmesi, Plan ve Yapı Ruhsatlarının İptali ve Geri Alınmasının Kazanılmış Haklar Üzerindeki Etkileri

Modification of Development Plans, The Effects of Annulment and Revocation of Plan and Construction Permits on Vested Rights

Bülent KENT

İmar planları yapılırken çeşitli aşamalara tabi tutulmaktadır. Özellikle, yapımın ilk aşamasını oluşturan hazırlık aşaması dolayısıyla planlar varsayımlara dayanmaktadır. Çünkü bu aşamada, plan yapılacak arazi üzerinde, çeşitli araştırmalar yapılmakta ve arazinin özellikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. Koşullardaki farklılıklar veya öngörülemeyecek sebepler dolayısıyla planlarda zorunlu olarak değişiklik yoluna gidilebilmektedir. Yine aynı şekilde planların hukuki niteliğinden dolayı, idare tarafından geri alınması gibi haller veya hukuka aykırılık var ise yargı mercii tarafından iptal söz konusu olabilmektedir. Planların yanında yapı ruhsatı da idarenin işlemlerinden olduğundan, idare tarafından varlığına son verilebilmekte veya bir sakatlık mevcut ise iptal edilebilmektedir. Bu nedenler dolayısıyla, devam eden veya tamamlanmış inşaatların akıbetinin ne olduğunu belirlenmesi zarureti bulunmakla birlikte, bu durumun çözümü ise kazanılmış haklar konusu ile mümkün olabilmektedir.

Kazanılmış Hak, İmar Planı, Yapı Ruhsatı, İmar Hukuku.

Development plans are subject to various stages in construction. Specifically, plans are based on assumptions, because of the first phase of the construction which is the preparatory process. Because at this stage, various researches are made and terrain features are tried to identify on the land which is covered by plan. Due to differences in circumstances or unforeseen reasons, the plans can be changed as necessary. In the same way, because of the legal nature of plans, such cases can be occurred like withdrawal of plans by the administration, or plans can be canceled by judicial authorities if they are contrary to law. In addition to plan, due to the construction permit is an administration procedure, it can be ended by administration or it may be canceled when there is a disability. Because of all these reasons, it is necessary to determine the future of continuing or completed constructions. The solution of this situation can be possible with the issue of vested rights. Vested Right, Development Plan, Construction Permit, Zoning Law.

GİRİŞ

İdare hukukunda olduğu gibi, kazanılmış haklar, imar hukukunda da tartışmalı bir niteliğe sahiptir. Hangi durumlarda ve ne şekilde kazanılmış hakların ortaya çıkacağı, somut olarak belirlenmediği için bu hususları belirlemekte yargı organlarına büyük yükümlülük düşmektedir. Ancak somutlaşmamış durumlar ve belirsizlik dolayısıyla, yargı organları da çelişkiler dahilinde kararlar vermektedir. Kararlarda, duruma göre kazanılmış haklara dahil olmayan kavramlar, bu adlandırma ile değerlendirilmekte, kimi zamanda kişilerin kazanılmış olan hakları koruma altına alınmamaktadır. İmar Kanunu’nda kazanılmış hakları korumayı açık bir şekilde konu edinen ancak bir o kadar da muğlaklığını sürdüren düzenleme madde 29’da yer almaktadır. Bu düzenlemede yer alan “başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır” ifadesi, imar uygulamamızda yapının fiili seviyesinin korunmasını öngörmekte olsa da, beraberinde hangi durumlarda kazanılmış hakların ortaya çıkacağı sorusunu ve henüz başlanmamış ancak ruhsatta düzenlemeye tabi tutulmuş kısımların akıbeti konusundaki çelişkileri gündeme getirmektedir.

İmar planları hukuki nitelikleri itibariyle düzenleyici işlem olarak kabul edilmektedir. Bu nitelikleri dolayısıyla idare tarafından kaldırma ve geri alma işlemlerine tabi tutulabileceği gibi zorunlu durumlarda değiştirilebilmekte ve hukuka aykırı ise de yargı makamı aracılığı ile iptal edilebilmektedir. İşte bu tür durumlar halinde kişilerin o ana kadar tamamladıkları kısımların korunması esas olarak kabul edilmeye çalışılsa da, idare bunun aleyhine işlem yapma isteği içerisine girebilmektedir. İmar faaliyetleri önemli yatırım gerektiren faaliyetler olduğu için ve bir imar planında yapılacak değişiklik, planın yapıldığı alandaki tüm ruhsatları etkileyeceği için kişilerin haklarının korunması hatta belli ölçüde haklı görülen beklentilerinin de karşılanması, kişilerin güvenlerini korumak açısından bir gereklilik olarak görülmektedir. Ancak her durumda da kişilerin bir hakkı olduğunu ifade etmek yanlış olacaktır. Nasıl ki idare hukukunda belli şartlar dahilinde kazanılmış haklar oluşabilmekte ise, imar hukuku alanında da kazanılmış hakların şartlara bağlandığı kabul edilmelidir. Ancak mevzuatta şartlar nesnel bir şekilde oluşturulamadığı için kazanılmış hakların varlığı konusunda tartışmalar oluşabilmektedir. Şartların objektif olarak belirlenmesi, yapıların ne durumlarda ve hangi seviyede korunması gerektiğinin ortaya konulması hukuk devletinin bir gerekliliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Kazanılmış hakların amacı ve hangi şekilde koruma sağladığı belirlenmeye çalışılırsa, yargı kararlarındaki çelişkiler azaltılabilecek ve hakların ihlali durumunun da önüne geçilebilecektir. Bu sebepler dolayısıyla çalışmada amaçlanan, imar hukukunda hangi durumlarda kazanılmış hakkın oluştuğunu ortaya koyabilmek ve imar planı ve yapı ruhsatı iptallerinde veya diğer değişiklikler halinde yapıların nasıl bir korumaya tabi tutulduğunun açıklayabilmektir. Bu amaca ulaşabilmek için öncelikle kazanılmış hakkın değerlendirilmesinden kısaca bahsedilecek, daha sonra imar planları değişiklikleri, kaldırılması, geri alınması ve iptallerinin kazanılmış haklar üzerindeki etkileri değerlendirilecek, son olarak da yapı ruhsatının iptali halinde yapıların koruma alanı bulup bulmadığı hususları ele alınacaktır.

I. KAZANILMIŞ HAK KAVRAMI

Kazanılmış hak kavramı gerek yargı kararlarında gerekse doktrinde tanım birliği içerisinde değerlendirilememektedir. Kavramın tarihsel gelişimini açıklayan ROUBIER’e göre kavram, dayanağını Fransız Medeni Kanunu’nun 2. maddesinden almaktadır ve bu maddede “kanun ancak geleceği düzenler, geçmişe etkili olamaz” hükmü bulunmaktadır1. Görüldüğü üzere, kavramın ortaya çıkışını sağlayan düzenlemede bile, kavram için bir tanım söz konusu değildir. Dolayısıyla kazanılmış hak kavramı yorum yoluyla elde edilmiştir ve kesin tanımının yapılamamasındaki önemli sebeplerden birisini de bu hal oluşturmaktadır2.