Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’de Afet Yönetimi

Disaster Management of Turkey

Fatih KAŞIKÇI

Afetler, oluş zamanı belirli olmayan durumlar olduğundan sürekli hazır olunmayı gerektirmektedir. Afet anlarında ve sonrasında hızlı müdahale insan hayatını kurtarmada son derece önemlidir. Olayın gerçekleştiği andan itibaren her türlü yardıma hazır olmak ise ancak iyi bir planlama ile mümkündür. O nedenle ülkemizde önceki dönemlerde yaşanan acı deneyimlerin gelecekte de yaşanmaması için çalışmalar yapılmakla beraber yapılan çalışmalar planların uygulanabilirlikteki eksikliği nedeniyle henüz yeterli düzeyde değildir. Türkiye’de afet sözcüğü ile akla ilk gelen deprem olmakta; ancak afet kavramı Türkiye’nin her bölgesinde farklı şekilde kendini göstermektedir. Afet olgusu kimi bölgelerde deprem, kimi bölgelerde ise kütle hareketleri, çığ veya sel-taşkın olayları olarak gerçekleşmektedir. Dolayısıyla alınacak önlemler bölgesel anlamda farklılıklar göstermektedir.

Kriz, Afet, Afet Türleri, Afet Yönetimi, Doğal Afetler, Türkiye’de Afet Yönetimi.

Disasters, as they aren’t foreseen when they will happen, always require to be ready. Rapid intervention during and after disasters is vital for rescuing people’s life. To be ready for any assistance after the event is possible with a great organization. For this reason, although some studies are being done in our country not to experience the bitter experiences of the past in the future, these studies are not enough because of the low applicability of the plans. In Turkey, “earthquake” comes to mind first with the word “disaster”; but the concept “disaster” shows itself in different ways in each region of Turkey. While the fact “disaster” occurs as earthquake in some regions, it occurs as mass movements, avalanche or flood in some regions. So, precautions vary from region to region.

Crisis, Disaster, Disaster Types, Disaster Management, Natural Disasters, Disaster Management of Turkey.

§ GİRİŞ

Bir yörenin iklim özellikleri, yerküredeki coğrafi konumu, yer şekilleri ve kara ve denizlerin dağılımına göre belirlenir. Türkiye’nin iklimi de bu sayılan unsurların etkileri sonucu belli karakteristiklere sahip olan başlıca üç iklim tipinin etkisi altındadır: Akdeniz iklimi, orta kuşak iklimi, step iklimi ya da bozkır iklimi. Bu sınıflandırmaya göre, Akdeniz Bölgesi ve Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi’nin bazı bölümlerinde Akdeniz iklimi, Karadeniz Bölgesi’nin tamamında ve Marmara Bölgesi’nin bir kısmında orta kuşak iklimi ve İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile Marmara Bölgesi’nin Trakya kısmında step iklimi hüküm sürmektedir.1

Ancak günümüzde insanın doğada yerini algılaması arasında yakından ilişkili olan ve doğanın tahrip olmasına bağlı olarak ortaya çıkan çevre sorunları, yaşadığımız bu iklim özelliklerinin değişmesine neden olmaktadır. Yaşanan iklim değişikliği bizi doğal afetlerle yüz yüze getirmekte ve bu kötü sonuçlar, aslında yine insanı vurmaktadır.2 Bilindiği gibi afet; insanlar için fiziksel, sosyal ve ekonomik kayıplara sebep olup, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurmak veya kesintiye uğratmak suretiyle insan hayatını olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluklara uğrayan insanlar kendi olanaklarını ve kaynaklarını kullanmalarına rağmen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylar ve doğurduğu sonuçların üstesinden gelememektedirler. Kuraklık, seller, ormanların yok olması gibi nedenlerle göç etmek zorunda kalan insanların sayısı, savaşta göç edenlerin sayısını aşarak 25 milyona ulaşmıştır. Gelecekte bunun daha da artması beklenmektedir. Son yıllarda artan küresel ısınma, depremler, seller, tayfunlar, kuraklık, suların kirlenmesi gibi sorunlar, “etki-tepki” doğanın kendisini savunma mekanizması olarak da kabul edilebilir.

Bütün bunlara karşı hâlâ bu sorunların kaynağında insan davranışları olduğu gerçeği, bazı kesimlerce kabul edilmemektedir. Yaşadığımız çevre sorunlarının nedeni, doğanın sahip olduğu iç tutarlılığına dışarıdan müdahale edilmesinden kaynaklanmaktadır.