Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ayıplı Mal Teslimi Sonucunda 
Doğan Zarar Bir İsviçre Vakıası ve Tazminatın Sınırlandırılması Üzerine Bazı Düşünceler

Pascal PICHONNAZ


I. GİRİŞ

2011 yılının Ekim ayında Avrupa Komisyonunca sunulan Avrupa Ortak Satış Hukukuna (CESL)1ilişkin teklif zararın sınırlandırılması bakımından ilginç bir hüküm içermektedir. CESL m. 161 şu şekildedir: “[Zararın öngörülebilirliği] Borçlu borcu ifa etmemesinin sonucu olarak, yalnızca sözleşmenin kurulduğu anda öngörmüş olduğu ya da borçlunun kendisinden öngörmesi beklenebilen zararlardan sorumludur”. 2009 tarihli Ortak Referans Çerçevesi Taslağı’nda (DCFR)2 da benzer bir düzenleme m. 111-3:703 DCFR’de bulunmaktadır: “[Öngörülebilirlik] Borcu ifa etmeme kasti, pervasız hareketle ya da ağır ihmalle olmadıkça, bir sözleşme ya da başka bir hukuki fiilden doğan bir borcu ifa etmeyen borçlu, borcun doğumu anında öngördüğü ya da makul surette öngörmesi beklenebilen ifa etmemenin muhtemel sonucu olan zarardan sorumludur”.

Her iki düzenlemenin farklı uygulama amacını bir kenara bırakırsak (CESL yalnızca satış sözleşmelerine uygulanırken, DCFR hükmü tüm sözleşme veya hukuki fiillere uygulanır), CESL ve DCFR hükümleri arasındaki en önemli fark DCFR hükmünün kasti, pervasız hareketle ve ağır ihmalle borcun ifa edilmemesi hallerinde zararın sınırlandırılmasını reddetmesi; buna rağmen CESL’de kasti ya da ağır ihmalle ifa etmeme ile diğer ifa etmeme halleri arasında ayrım yapılmamış olmasıdır. Her iki halde de, tazminatsözleşmenin kurulması sırasında borçludan öngörmesi beklenebilen zararlarla sınırlandırılmıştır.

Ayrıca DCFR, tazminatın sınırlandırılmasını satış sözleşmesi ile ilgili alt kısımda ayrı bir hükümde ele almaktadır. “Tacir Olmayan Satıcının (non-business seller) Zarardan Sorumluluğunun Sınırlandırılması” başlığı altında, m. IV. A.- 4:202 para. 1’de DCFR zarardan sorumluluğu verilen taahhüde göre sınırlandırmaktadır: “(1) Eğer satıcı, kendi ticari ya da mesleki faaliyeti ile ilgili olmayan bir amaçla hareket eden bir gerçek kişi ise, alıcı sözleşmede kararlaştırılan bedel aşımı ile uygunsuz olan zararın tazminini isteyemez3”. Gerçek kişi satıcı ile yapılan satış sözleşmeleri bakımından zararın bu şekilde satış bedeli ile sınırlandırılması, yalnızca öngörülebilirlik koşuluna dayanan ve büyük ihtimalle Fransız hukuku [Fransız Medeni Kanunu [Fr.MK] (m.11504)] ve İngiliz (Hardley v. Baxendale5) anlayışından esinlenen CESL’e ilişkin yeni teklifte yer almamıştır6.